7. Bölüm
Canberk'in ağzından...
Aşırı tepki vermiştim. Gereğinden fazla. Ama elimde değildi. Onu gerçekten kıskanıyordum. Aslında tek sebep bu değildi. Alara da bana aynı cümleyi kurmuştu." Bu benim hayatım dimi hoşlanan benden hoşlanıyor. Hem bende ondan hoşlanıyorum işte. Bana karışamazsın burda bitti. Seni sevmiyorum!" Başlangıçları aynı olunca bir an Alara'nın beni bırakış sahnesi geldi aklıma. Bi de Mira bana bağırınca her şey üst üste geldi. Salaktım. Hayır ne kadar kızarsam kızayim nasıl onu arabadan kovabilirdim o soğukta? Hem hastaydı. Ve masumdu. Ona sarılmaya geldiğimde naz yapıp diğer kızlar gibi, Alara gibi bana vurabilirdi ve beni kovabilirdi. Ama yapmadı işte. O farklıydı çünkü. Arabaya binip gözlerini kapattığında uyumaya başlamıştı. Klimayı çalıştırıp onun üşümesinin geçmesini beklemiştim. Saçlarıyla oynarken bebeksi yüzünü öptüm. Şu 3 haftada tüm düşüncelerimi, uyku düzenimi, etrafa olan tavırlarımı değiştirmişti. Başağa minnettardım. O olmasa tanıyamazdım Mira'yı. Ateşi dinince arabayı çalıştırıp eve doğru sürmeye başladım. Annesi belli ki bana güveniyordu ve o güveni kırmak istemiyordum. Yaklaştığımızda Mira'yı uyanması için sarstım. Yavaşça gözlerini açarken esnemeye başlamıştı. Geldiğimizi anlayınca eli kapıya doğru uzandı.
"Bıraktığın için teşekkür ederim."
Hala dargındı bana. Önünden geçip kapıyı kapattım. İki dakikası vardı eminim. Annesi de biraz bekleyebilirdi.
"Özür dilerim Mira. Öyle yapmak istemedim sana. Senle ilgili değildi. Eski sevgilim de benden ayrılırken aynı cümleyi kurmuştu. O aklıma geldi. Çok seviyordum ben onu. Beni aldattı. Sende bağırınca ..."
Sözümü bitirmeden bana sarıldı. Neye uğradığımı şaşırmıştım. Bende sarıldım. Çok anlayışlıydı. Nedenini bilmiyordum ama şu an uzun bir süre beni bırakmasını istemiyordum.
"Tamam özür dilemene gerek yok. Affettim bile. Şimdi eve gitsem iyi olucak annem merak etmiştir."
"Teşekkür ederim."
Gülümseyip önemli değil dedikten sonra kapıyı açıp çıktı. El sallayarak kapıdan içeri girdi. Arkasından bakarken arkadan gelen korna seslerini duymamıştım. Arabayı çalıştırdım. Eve gitmem lazımdı. Her ne kadar istemesemde. Yine o kavga seslerini duymak istemiyordum. Dışardan gören para basan piçin teki diyordu. Mutlu gözüküyordum ama değildim işte. Evde her gün kavga vardı. Ben kaçabiliyordum ama kardeşim benim gibi değildi. Daha 6 yaşındaydı. O benim küçük meleğimdi. Mümkün oldukça onu evden uzak tutuyordum ama bu aralar Mira'yla takıldığım için onu aksatmıştım. Küçük Tuana'm bana küsmüşmüydü acaba. Arabayı bagaja yerleştirdikten sonra Tuana'nın odasına çıktım. Pembelerle kaplı büyük odasında yine oyuncaklarını küçük masasına yerleştirmiş evcilik oynuyordu.
"Abi, kaç gündür beni aksattığının farkına varmışsındır umarım. Hiç hoşuma gitmedi."
Gülümseyip kusursuz sapsarı saçlarını karıştırdım.
"Farkındayım küçüğüm ama başka bir prenses buldum kendime. Sen artık benim kraliçemsin. "
Benim tersime mavi gözleri ışıldamaya başlamıştı.
"Peki prensesimizi ne zaman görücem abi? Beni onunla tanıştırırmısın?"
"Tabiki kraliçem eminim onu çok seviceksin."
Yanağından öpüp oyuncaklarıyla yanlız bırakmak üzere kapıya ilerlerken arkamdan gelip sarıldı.
"Abi ne olursa olsun o hep prenses bende kraliçe olucam dimi? Beni unutmicaksın. "
"Hayır küçüğüm, buna prensesim bile izin vermez. Adının Mira olduğunu söylemişmiydim?"
Gülümseyip başını hayır anlamında salladı.
"Çok güzel bir ismi varmış abi. Diğer kız gibi seni üzmeyeceğini hissediyorum."
"Üzmez küçüğüm o iyi biri."
Sarılmayı bırakıp masasının başına tekrar oturdu. Gülümseyip kapıyı kapattım. Üzmezdi dimi gerçekten? Masumdu ama Alara'ya benzemezdi dimi? Sanmıyorum. Şansımı deneyip daha çok yakınşalacaktım. Onu bırakmaya niyetim yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~YALANCI~
Teen FictionKendini ne kadar iyi tanıyorsun? Yalan söylemek mi yoksa doğruyu yüzüne vurmak mı? Kime güvenebileceksin bu hayatta en yakın dostun bile sırtını çeviriyorken.