Benden Sonra

19 0 0
                                    

Bayaa geciktim biliyorum ama icimden hiç yazasım gelmemişti. Ne kadar az vote olsa da artık cidden umrumda değil gösteriş için yazmıyorum sonuçta. Multimedia da Canberk'in odası.

13.Bölüm

Hala Canberk'in ne yapmaya çalıştığını kestirememişken hızlı adımlarla onu izledim. Tesçilli bir gerizekalı olduğum için evine doğru yürüdüğümüzü kafamı kaldırıp Canberk'in nerde olduğuna bakmak için kaldırdığımda anladım.

" Niye sizin eve geldik?"

Gülümseyerek kolumdan tutup yeterince hızlı gitmiyormuşuz gibi daha çok hızlanarak çekiştirmeye başladı. 

"Annenden bugünlük de izin aldım. Sadece şey... Kendimi affetirmeye çalışıyorum. Bugün benimle uyuman gerek."

Allam bu çocuğun aklından ne geçiyorsa en kısa zamanda öğrenmeyi nasip et.Daha dün beni azarlayarak ağzıma sıçmıştı şimdi de oldukça kibar bir şekilde kendini affettirmeye çalışıyordu.

"Tamam ama bana validemi nasıl ikna ettiğini başka bir zaman detaylı anlatıcaksın." dedikten sonra gülümsedim. Küçük bi kahkaha atıp kapıya doğru yöneldi. Kahkahası kulaklarımda çınlarken ayakkabılarımı çıkarmaya koyuldum. Salona doğru ilerlerken arkamdan birinin sarılmasıyla irkilmeyerek dönüp küçük sarışını kucağıma aldım. 

"Birileri beni baya özlemiş bakıyorum."

Daha sıkı sarılarak kısa ve öz cevabını verdikten sonra gülümseyerek kucağımdan indi.

"Bugün Mira burda uyuyacak kraliçemiz. Eğer izin verirseniz odamıza geçmek istiyoruz."

Tuana, Canberk'in bu lafı üzerine kıkırdadı.

"Evet gidebilirsiniz. Benim de farklı işlerim vardı. "

Gülümseyip bizden önce merdivenleri koşarak çıkarken Canberk gözlerini bana çevirdi.

"Acıktın mı ?"

Başımı hayır anlamında sallarken elimden tutup aşağı kattaki merdivenlere yöneltti.Odası ciddi anlamda siyaha bürünmüş ve küçüktü. Harika bir tasarımı vardı ve tam Canberk'likti.

"Bukadar inceleyeceğini bilseydim daha önceden getirip bırakırdım sizi baş başa."

Gülümseyip verdiği mesajı anlamış gibi ona baktım. Yeşil gözleri bir anda durgunlaşarak bana doğru yaklaştı. Ellerim titrerken ne yapacağımı bilemeyince konuşmaya başladım. Ama başımı çeviremiyordum.

"Sanırım burası baya siyah bunalmıyor mu için burda. Hani ben olsam bunalırım bir süre sonra. Yanlış anlama yani bende siyahı seviyorum ama..."

Gülümseyerek elini yanağıma koyduğunda sustum. 

"Sadece sarılıcaktım. Heycanlanmana gerek yok."

Normalde bu durumda derin bir nefes almam lazım ama içime küçük bi taş oturmuştu. Öpmesini mi istiyordum? Gerçekten? Evet istiyorum ama bunu ona söylecek kadar cesur olduğumu düşünmeyerek bozuntuya vermeden sarıldım. Saçlarımdan tutup beni daha çok kendine çektiğinde öpüşmekten çok bu duyguyu istediğimi anlayınca gülümsedim.

"Sana rahat etmen için kendi kıyafetlerimden vericeğim. Biraz büyük olsa da idare eder."

Soyunma odasına girdiğinde etrafı incelemeye koyuldum. Masasının yanındaki küçük çekmece açılmayı bekliyormuş gibi bakınca kendimi daha fazla tutamadım.                                                          Gördüklerim karşısında ufak bir şok, aşırı derecede kıskançlık hissederken Canberk elinde pijama bana doğru boş gözlerle bakıyordu.

"Sanırım özele saygımız yok."

Şu an utanmaktan çok sinirli olduğum için cevap vermedim. Kesin ne gördüğümü anlayacak kadar zeki değildi çünkü hala bana boş boş bakıyordu.

"Alara'yla resminizi gördüm. Bana öyle hiçbişe anlamamış gibi bakmaya devam etme."

Gözleri büyürken bana doğru yürümeye başladı. Kıpırdamadan yerimde dururken duyguları birden değişti ve sinirle elimi tuttu.Dengesizliği kafamı karıştırırken konuşmaya başladı.

"Sana az önce özele saygın olup olmadığını sordum. Yani olmasının zorunda olduğunu belirttim. Bana öyle hiçbir şey anlamamış gibi bakmaya devam etme." derken alayla gözlerini devirdi.

"O resimden tonlarca vardı. Senle mutlu olduğum her gün bitanesi yaktım." Gözlerimin içine yine sinirle bakarken titremeye başladım. Yine tüm olayı küçük bi kıskançlığımda berbat etmiştim. 

"Birdaha benim özelimi karıştırıp üstüne hesap sorarsan cidden kötü olur."

Evin önündeki kendini affettirmeye çalışan Canberk gitmiş, kavgadaki havyan,öküz,duygusuz  bir Canberk gelmişti.Dediklerine başımı sallayıp ayakta mal gibi dikilmeye devam ettim.

"Şimdi al şunları giyin ve yatağın içine gir."

Bu içinde sex, sevişmek veya öpüşmek bile olmayan cümle yanaklarımın kızarmasına neden olurken banyoya geçip üstümü değiştirdim. Odaya girdiğimde çoktan yatakta yerini almış ve gözlerini kapatmıştı.Daha fazla salak gibi görünmemek için beklemeden yatağın içine girdim. Ona arkamı dönüp yatacakken belimden tutup kendine doğru çekti.

"1 ay boyunca görüşmeyeceksek bugün istediğimii yapabilirim sanırım."

Az önce yaptıklarımı unutmuş gibi sinirle yüzümü ona çevirdim. 

"Aklının ucundan bile geçirme."

Gülümseyip beni kendine daha çok çevirdi. Dudağıma yaklaşırken bu olayı da berbat etmemek için konuşmamayı tercih ettim.Yavaşça öperken elini belime koyup sertçe kendine doğru çekti. Bilincimi kaybetmek üzereydim ve daha ileri gideceğinden korkuyordum. Ama bedenim bu düşünceleri takmıyormuş gibi geri çekilmeyerek Canberk'e karşılık veriyordu.Daha da sert öpmeye başladığında kendimi kaybetmeden elimi göğüsüne koyup hafifçe ittirdim. Başta anlamadığını zannederek telaşlanmaya başlamıştım çünkü durmuyordu. Sonra inleyip, yavaşladıktan sonra durdu. Ellerini yanaklarıma koyup okşamaya başladı. İçimdeki tüm karışık duyguları bastırıp gözlerimi kapattım. Belimi sarıp kafasını saçlarıma gömdüğünde daha fazla iler gitmeyeceğini anlayıp rahatladım. Başka biri olsaydı zaten güvenip de aynı yatağa girmezdim. Güveniyordum yani .Ciddi anlamda. Yine. Bu sefer güvenimi kırarsa geri nasıl toparlanacağımı bilmeden yola çıkmıştım. Toparlanabileceğimi bile zannetmiyorum hatta. Uykuya kendimi vermeden önce son kez kokusunu içime çektim.Sanırım aylar boyunca eksik olan huzurum buydu.

~YALANCI~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin