Biraz kafasını toplaması gerekiyordu bukadarcık şeyle yıpranacak değilim diyerek kendini teselli etmeye çalışıyordu. Bukadarcık dediği şey AŞKTI .. Yağmur damlaları şemsiyesinin üzerine düşerken çıkardığı sesler belki huzur veriyordu esine. Salih bey koltuğa oturup kapının kapanma sesini bekliyordu. Gidemiyordu çaresizlik canını oladar yakıyordu ki ama gidemiyordu.. Esin sadece tek başına kalmak tek başına düşünmek istiyordu. Yarım saat sonra üşüdüğünğ farketti ve yavaş yavaş yerinden kalktı . Abilerine ablasına gidip sarılmak istiyordu. Bu çaresizlik "neden yanımda değiller?" Sorusunu gün yüzüne çıkarıyorudu ama AŞK bu duyguyu bastırıyor bir anda sorusunu unutuyordu. Ağır ağır çıktı merdivenleri elindeki anahtarı yavaşça çevirdikten sonra şemsiyesini kapatıp içeri adımını attı. Salih bey kapı sesini duyunca ikinci derin nefesini verdi. Salih bey o gece gözünü kapatmamış sabah olduğunda nasıl kızının yüzüne bakacak bişeyin mi var kızım ? die soramayacaktı bile .. Herşey bir kördüğümdü onların hayatında.. Düğümü çözmeye çalıştıkça iyice dolanmıştı birbirine.. Salih bey aile kavramından hep uzak büyüyen bir çocuk olmuştu.. Babası eve bakmaz Salih bey kardeşi ablası ve abisi ile ilgilenmez annesi ise Çocukları için temizliğe gider onlara bakmaya çalışırdı. Babası ara da bir eve uğrar annesinden para alır ve yine defolur giderdi.. Ablası ile annesinin kavgasını hatırladı o sırada..
Ablasının bu hayattan sıkıldığını annesinden utandığını herkes babasını anlatırken ablasının babası hakkında tek bir kelime edememesinden şikayet ediyor haklı olarak olarak nefretini dile getiririken bir anda bir tokat yediğini dün gibi hatırlıyordı Salih bey.. Babası ablasını gece yarısına kadar dövmüş artık ablasının çığlık ve bağırma seslerinin kesildiğinde babasının odadan çıktığını bir bir gözünün önünden geçmişti.. Annesi de o gece dayak yemişti. Salih bey kardeşini kucağına alıp ona korkmaması gerektiğini söyleyecek yaşta değil fakat oldunluktaydı. Abisi iki sene önce evden ayrılmış tek erkek Salih bey kalmıştı. Annesi sürekli öksürüyor öksürdükçe ağzından kanlar geliyordu. Babası yok abisi yok ablası üniversiteyi hayırseverler tarafından okutuluyor iken okulu bırakmıştı. Artık kardeşleri ve annesiyle ilgilenecek tek büyük o idi.. Salih beyin gözleri doldu aklına bir gün ablasının ağlayarak ağzı burnu kan içerisinde eve geldiğini hatırladı. Annesi kızını o halde görünce üzüntü ile bayılmıştı. Salih bey ozaman 11 yaşında idi. Ablasına bakıyor ablası koltuktan kalkamıyor annesi yerde kardeşi ağlıyordu. Ne yapacağını bilemeyen Salih bey camı açıp avazı çıktığı kadar bağırıyordu. Ses soluk yoktu kimseden. Kar lapa lapa yağıyor kediler siper almış etrafı izliyorlardı. "Annem bayıldı yardım edinnnnnn!!" Ordan geçen bir genç duymuş bakkala söylemiş duyan komşular hemen yukarı çıkmış ambulansı aramışlardı. Bir kısım ablası ile bir kısım annesi bir kısım kardeşine bakıyordu. Salih beyle ilgilenen yoktu sanki genç delikanlıydı! O yaşta okadar sorumluluk aldığını nekadar ağır şeyler geçridiğini düşünürken alarmın sesi ile kendine gelmişti. Saat yedi olmuştu ağır adımlarla yerinden kalkarken gözyaşını siliyordu bir taraftanda.. Zaman yolculuğu iyi gelmemişti Salih beye aklında ki soru kızı idi.. Aile kavramı neydi onun için ?? Babalık nasıl yapılırdı?? Evden gitmekle acaba en iyisinimi yapacaktı?? Hemen kendine geldi bazen kendi de saçmaladığını dğşğnğr aklına babası geldikçe çılgına dönerdi.. Lavaboda aynanın önünde bekledi aynaya baktı baktı baktı.. Bazen herşey ona anlamsız geliyordu kğçğk bir çocuk gibi annesinin kucağında yatıp saatşerce ağlmak istiyordu.. Bazı şeyleri onarmak istesede yapamaması çileden çıkarıyordu onu .. Elini yüzünü yıkadıktan sonra üzerini giyinip derin bir nefes alıp açtı kapısını. Amacı sessizce evdençıkıp kızı ile karşılaşmamaktı fakat bir kızını belki son defa görmek için odasına yöneldi. Yavaşça kapısını açtı kızının uyuyo olması onu erken yüzleşmeden koruduğu için mutlu oldu.. Baktı kozına uzanca gözlerine ayırmadan izledi sonrada sessizce kapadı kapısını. Tam dış kapıyı açarken "Baba" dedi esin Salih bey o an baba demesine şükrederek baktı ;
-Neden uyandın erkenden kızım ?
-Sesini duydum uyuyamadım zaten
Salih beyin bu mutluluğu çocukken babasının onlara getirdiği bir çikolatayı bölüşün dediği mutlulukla eş değerdi. O gün de çok mutlu olmuştu dört kardeşe bir çikolatayı bölğşün dese bile o çikolata değil babalarının alması mutlu etmişti. Koşulsuz bir şey beklemeden! yemesede olurdu onu..
Salih bey bir sorunun olup olmadığını ürkerek gözleri yere bakarak sordu. Kızı halsiz olduğunu söyledi bir takım arkadaşları şke problemi çnin olduğunu canının buna sıkıldığını söyledikten sonra Salih bey Esine sımsıkı sarıldı ve kızını öpüp ayrıldı evden. Heran diken üstündeydi sanki.. Esin babasını gönderdikten sonra tekrar odasına çıktı. Telefonuna baktı bir mesaj olduğunu gördü. Mesaj ılgındandı.
Esinin erken gelmesini kahvaltı etmek istediğini söylüyordu. Esin hemen hazırlandı ve annesine yazdığı notu masanın üzerine bırakıp çıktı evden. Sürekli ışgınla olmak istiyor fakat konuşmak istemiyordu. Ilgına halen bahsetmemişti bay sempatiği..
Aklında hep o gülümsemesi vardı. Sanki birisi kazımıştı onu beynine..
Arabayı ılgınşaron kapısının önğne park ettikten sonra çantasını alıp çıktı arabadan. Kapıyı kapattıtan sonra çantasına baktı telefonu yoktu tekrar arabayı açıp telefonunu bulduktan sonra kapıyı kapattı kafasını kaldırdı;
-Günaydınlarr
Esin baktı bidaha baktı evet bu oydu . Ama nasıl olur düşüncesinin ona oyun oynadığını düşündü bir anda. Cevap hakkı doğmuştu demi ama :)
-Aa Günaydın da napıyosun burda kahvaltı partisimi varmış mfkfkf diyerek saçmaladığını anlasada gülümsedi hemen ki saçmalığı unutulsun diye :):)
-Kahvaltı mı varmış bana uyar ! Ben burda oturuyorum yürüyüşe çıktım bir selam veriyim dedim bayan sempatik hanım:) ismin neydi ya unutkanımdır ben(!)
Bayan sempatiğe sevinmeli mi adının unutulduğuna üzülmeli mi burda oturduğu için şaşırmalı mı cevap mı vermeli ?? E cavp vermeli diyerek :)
- Esin ismim . Senin ki neydi acaba bay sempatik:o kendi adından daha çok bildiği ismi unutma numarası acaba fark edildimi die düşünürken
- Mert ben ! Merttt????? İşte bu o çocuk değildi bilinç altı hep ..
- Mert mi e burak değilmiydiii ?? Burak tebessüm ederek elini eşofmanının cebine yerleştirirken etrafa bakıyordu. Esin dediği şeyi fark etmiş fakat heerzaman ki gibi geç kalmıştı. Kolyeside yoktu ki ordan gördüm desin.
- Hatırladığım kadarıyla öle diye hatırlıyorum yanlış hatırladım sanırım mert . Nekadarda döndürmeye çalışan bir kız profili ile burağın karşısında idi.
- Burak Mert. Ee nerde yapıyoruz kahvaltıyı. Benim bildiğim(tüm erkeklerin vardır bildiği bir yerleri) bir yer var çok güzel bazlamaları oluyor oraya gidelim. Dedi kendinden emin ve tebessüm içeren bir şekilde.
- Aaaaa tanıştınızmı siz yaaa . Ilgının pencereden seslenmesi ortamı biraz yumuşatmış en azından Esin için iyi olmuştu. Burak MERT cevapladı;
- Evet tanışmıştık partide Esin kahvaltı partisinin olup olmadığını sordu diyerek kahkahayı patlattı . Arkasından ekledi ;hadi gell aşağı gerçekleştirelim şu ilginç partiyi diyerek devam ettirdi . Ilgın koca bir tebessümle bekleyin geliyorum diyerek kapadı camı. Esin ne diyeceğini bilmiyor gülsemmi ağlasam mı durumunda kalmış tebbessüm ediyor ama konuşmuyordu. Bakıştılar kosa bir süre ikiside gülmeye başladı istemsizce.. Bir adım bekleyen bu duygu durumu Esini çileden çıkarıyor kimseye birşey diyemiyor nasıl olacağını bilmiyor bekliyordu..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YOLUN SONU
Teen FictionHerşey bir tesadüfmü yok hapsolduğun esaretmi.. Yazılanı mı oynarsın tıpki bir oyuncu gibi yoksa kendi filminimi yazarsın ? Hayatta bu soruların içinde kaybolan esin akan suyun akışına bırakır kendini boğulacak mı yoksa yüzüp hayatına devam mı e...