1. BöLüM ''Kardeş Geliyor''

414 39 49
                                    


İyilik ve Sevgi Bulaşıcıdır.. Paylaştıkça çoğalır...

         Yine karanlık gecelerden biriydi.. Bol yıldız vardı havada... Sayılamayacak kadar bol.. Yarın havanın sıcak olacağı daha bu günden belliydi.. Ay o kadar parlak ve canlı görünüyordu ki sanki renklenemeyecek gibi duran hayallere '' Ben de buradayım! Her renk beyazdan doğar..!'' diyordu. Sanki renkler ondan ilham alıyor gibiydi. O da bunu iyi biliyordu ve güvenimsi bir edası vardı.Güven saçıyordu gecenin karanlığına ve yanında bulunan minik yıldızlara..

        Yıldızları izlemek en büyük tutkumdu belki de.. Hele ki içlerindeki görebildiğim en küçüklerine isim takmak.. Küçüklüğümden ellerimde kalan bir oyundu annemle severek oynadığımız.. Gökyüzüne bakıp içlerinden bizim görebildiğimiz kadarıyla en küçüğüne veya en büyüğüne taktığımız takma isimler..

''Bunun adı şifa olsun mu anne? Hasta bütün çocuklara umut olsun..''

''Olsun güzel kızım, hatta bak bu yıldızın adı da Çisil olsun. Yağmur her yağdığında ışığından bir parça versin. Yağsın usul usul senin gibi tatlı miniklerin üzerine..''

 Küçükken..

Çok küçükken...

Yaklaşık 6 yıl önce...

Daha küçücük bir kızken, hayallerim karanlığa bürünmeden önce.. 

         Gözlerimi açtığımda havanın çok güzel olduğunu perde kapalı olduğu halde güneş ışınlarıyla dolan odamdan anlamıştım. Sabahları yataktan kalkmak çok da zor olmazdı benim için. Gözlerimi ovuşturdum. Canım yanmıştı ama bunun suçlusunun kendim olduğunu bildiğimden dolayı acıyı aldırmadım. Gözümü biraz sert ovuşturdum çünkü diğer türlü yataktan kalkmam olanaksızdı. Bunun sebebi ise gece çok geç vakitte bedenimi uykuya teslim etmemdi.. Elimdeki kitabı bitirmeden uyumak istememiştim. Hani bazı kitaplar vardır ya bağlar sizi kendine. Farkına varmadan bitirirsiniz kitabı. İşte bu kitapta öyle bir kitaptı. Az sonra ne olacak diye okurken son sayfaya geldiğimi fark ettim. Başımı yastığa koyduğumda havanın o alacakaranlıktan laciverte dönmüş olduğunu gördüm. Uykusuz kalmaya değer miydi? Evet değerdi. Bence bu hayatta uykusuz kalmaya değecek en önemli şey kitaptı zaten. Okurken zihninde canlandırıyor ve seslerini duyuyorsun.Kitabın kahramanının yaşadığı olayı tahlilini yaparken kendini bir anda hikayenin kahramanıymış gibi hissediyorsun. Kızıyorsun kimi zaman '' Ben olsam böyle bir ahmaklık yapmazdım'' diyorsun, kimi zamanda '' İyi ki de yapmış! Ben olsam belki aklıma gelmezdi'' diyorsun. Anı yaşamak gibi yaşıyorsun kitabı. O yüzden seviyorum ya zaten kitap okumayı.

         Saat daha çok erkendi. Yeniden yatmak istedim ama yatarsam uyanmakta güçlük çekeceğimi biliyordum bu yüzden kalktım. Sadece birkaç saatlik uykuyla ayakta durmak ilk deneyimim değildi. Hem daha kahvaltı hazırlayacak ve iş için söz verdiğim tarçınlı kurabiyeleri yapacaktım. Sıra benimdi bugün. Burcu dün kendisine düşen görevi çok başarılı bir şekilde yerine getirmişti. Ah unuttum.. Size Burcu'yu tanıtmadım değil mi? Burcu kız kardeşim benim. Bu Dünya'da ki tek varlığım. Can dostum.. Sırdaşım..

          Diyeceksiniz şimdi senin hiç annen, baban, akrabağan sevdiğin birileri yok mu diye değil mi? Size hak veriyorum çünkü benimde aklıma gelen ve kafamı kurcalayan sorulardan en basit bir örneği olurdu cevabı çok kısa olan bu sorunun.. 

         Babam.. Babamdan başlayayım. Babamı hiç görmedim ben. Benim doğumuma yakın hayata gözlerini yummuş beni ve annemi yalnız bırakmıştı. Altı-yedi yaşlarında aklımın daha yeni ermeye başladığı zamanlarda çok kızıyordum babama, annemi yalnız bıraktığı için. Beni babasız bıraktığı için. Okula yeni başladığımda bir elimden annem tutarken diğer elimden de babam tutmadığı için kızardım. Babam olmadığı için ağladığım günler yüzünden kızardım. Bazen annem bana kızdığında boynuna atlayacak, sırtına çıkacak, ben ağlarken beni gıdıklayarak güldürmeye çalışmadığı için kızardım. Yaşıtlarım anne ve babalarının ortalarında yatarken ben babama sarılamadığım ve bir yanım boş olduğu için kızardım. Bir de anneme üzülür onuniçin kızardım. Çünkü annemin benim uyuduğumu düşündüğü zamanlarda odada gizli gizli ağladığına birçok kez şahit olmuştum. İki kişilik bir baza vardı annemin odasında. Genellikle kendi odamda yatsam da haftada en az iki-üç kez annemin koynunda, kokusunu içime çeke çeke uyurdum. – Şimdiki aklım olsa annemin yanından bir saniye ayrılmaz sürekli yanında yatardım. İnsan en değer verdiğini en kıymetlisinin değerini. onu kaybedince, kokusunu içine çekemeyince anlıyormuş.Kendisinin yaşadığı mutluluğu bir başkası yaşarken anlıyormuş. Yanımda olsaydı şu an hiç ayrı yatmasına izin verir miydim ben?- Bir gün annemin neden bu kadar ağladığını merak etmiştim. Babam yüzünden ağladığını biliyordum fakat bazanın altından çıkardığı sandıkta ne olduğu konusunda hiçbir fikrim yoktu. Çünkü annem sürekli o bazadan çıkardığı ve onu üzdüğünü düşündüğüm bir kaç fotoğraf veya başka şeylere bakarak ağlıyordu. Bir günün merakıma yenik düşüp annem mutfakta yemekle uğraşırken bazayı kaldırmayı zorda olsa başarmıştım. Baza çok ağırdı kaldırıken kolumu vurmuştumçokacımıştı ama aklıma koyduğum bir şeyi yapmayı,bu inatçılık ve kararlılığımı annemden almıştım. En iyi annem biliyordu bunu. Ama kollarımın iyice güçsüz kaldığını bazayı kaldırdıktan sonraki iki-üç saniye içinde anlayıvermiştim. Bazanın altındaki sandığı kaldırmaya gücüm yetmedi. Bazanın emniyetini açtıktan  sonra açtım sandığı. Bir sürü fotoğraf ve eskimiş birkaç kıyafet karşıladı beni.. Bir de tesbih ve benzeri eşyalar..  Babamın resimleriydi bunlar. Babamın kıyafetleriydi.. Babamın tesbihiydi.. O an annem girdi odaya. Göz yaşlarına hakim olamadığı yüzündeki yüzünden belli oluyordu. Atladım annemin boynuna. '' Ağla anneciğim, ağla lütfen. Hatta beraber ağlayalım. Bu yaşıma kadar hep kızıyordum babama bizi erkenden bıraktığı için. Bırakıp gittiği için.. Seni ağlattığı için hep kızdım, hiç sevmedim. Fakat şu an çok pişmanım ağlasam babam beni affeder mi anne?'' dediğimde göz yaşlarıma hakim olamadığımı göz kapağımdan inen ve boynuma düşen gözyaşı damlasından anlamıştım. Ağlıyordum.. Evet ağlıyordum ben.. Gülce ve ağlamak.. İki farklı kelime.. Annemin gözyaşlarını elimle silip öptüm yüzünü. Beni sımsıkı bağrına bastı. ''Affeder yavrum. Baban seni doğmadan çok sevdi.Ama kader aldı onu bizden. İnsanların her istediği olmaz şu dünyada Sen biraz daha büyü sana daha iyi anlatacağım kader kavramını.. O zaman olan şeyler için birilerini suçlamamayı ve kızmamayı daha iyi anlayacaksın. Kadere boyun eğmek düşer bize. Benim koca yürekli kızım. Ağla, ağla ki rahatlayasın. Baban sana kırılmamıştır ki seni affetsin.Babalar evlatlarına küserler mi hiç?''

Kahve GözlümHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin