- Babam -

5.7K 360 67
                                    

Sudan çıkmamla etrafı incelemeye başlamam bir olmuştu.Bir mağaradaydım.Loş ışıkta duvardaki yosunlar parlıyordu, hava nemliydi.Yavaşça doğruldum ve tekrar etrafıma baktım.Arkamda bir göl vardı ve mağaranın çıkışı yoktu, su hariç.

'Angel, arkanı dön ve ilerle.Bizi bulacaksın.'

Yine o kız sesiydi.Dediklerini düşünüp arkamı döndüm.Duvarda çıkış yok gibi gözüküyordu.İlerleyip duvara bakmaya başlayınca yukarı doğru büyük bir boşluk olduğunu gördüm.Elimle duvardaki bir oyuğa tutunurken ayağımla kendimi yukarı iterek tırmanmaya başladım.Tünel kısaydı, birkaç dakikada çıkmıştım.Şuan bulunduğum yerde arka tarafım duvarla kaplıydı.Önümde ise mavi yapraklarından ışık saçan bir söğüt ağacı vardı.Aşağı kadar uzanan yaprakları açık mavi ışıklar saçıyordu.

Birkaç dakika bu büyüleyici bitkiyi inceledikten sonra yavaşça ilerledim.Elimle yaprakları yana çekerken ağzımı açık bırakacak bir manzarayla karşılaştım.

Sağ tarafta geniş bir taş yol vardı.Taş yolun solundaki düzlükten sonra Irmak başlıyordu.Irmağın suyu minik şelaleler halinde taşlardan iniyordu.İleride bir uçurum ve yanından aşağı dökülen minik şelaleler vardı.Uçurumun üstünde ise beyaz bir ev .Yere kadar inen pencereleri ve dışarıdan gözüken iç dekorasyonu modern tasarlanmıştı.Sağ taraftaki orman sanki kilometrelerce büyük gibiydi.Ormanın ağaçlarının yaprakları ise toz pembeydi.Uçurumun önündeki minik köprü çok şirin duruyordu.

Etrafı incelemeyi bitirince yavaşça ilerlemeye başladım.Pembe ağaçların yanına gelince ormanın içine doğru bir adım attım.Sanki ağaçların rengi ileriye doğru değişiyordu.

Önüme döndüğümde ise gördüklerimle minik bir çığlık attım.Önümde minik periler vardı.Elimden daha uzun değillerdi.Tamamen mavilerdi.Üzerlerinde ince kumaştan yapılmış, elbiseler vardı.Saçları kalçalarını geçiyordu, bazılarınınki örgülüydü.Mavi yapraklara benzeyen kanatları vardı.Beş kişilerdi.Bana şaşkınlıkla bakıyorlardı.

Birkaç saniye sonra biri bana yavaşça yaklaştı."Merhaba,ben Talia. " dedi ve bana elini uzattı, ben de yavaşça elimi uzattım.Minik eliyle serçe parmağımı tuttu ve bana gülümsedi.Gülümseyerek karşılık verdim.Tanışmamız bittiğinde diğerlerinin isimlerinin Lyra, Cindy, Tini ve Mal olduğunu öğrenmiştim.Onlar bu gölün su perileriymiş.

Talia beni bir yere götürmesi gerektiğini söyleyip beni ormanın içine çekiştirmeye başladı.Tahmin ettiğim gibi pembe ağaçlar ormanın derinliklerine doğru mora ve maviye dönüşüyordu.Yaklaşık on dakika ilerledikten sonra bir gölün yanına gelmiştik.Talia durup bana gülümsedi ve beni göle doğru hafifçe ittirdi. "Ne?" Diye sordum ama beni tekrar hafifçe ittirdi ve geri çekildi.

Ona bir kere daha baktım ama ormanın içine girmişlerdi bile.Tekrar önüme dönüp yavaşça göle yaklaştım.Gölün suyuna baktım.Mor ağaçlar yanında mavi çok güzel bir ortam yaratıyordu.Gölün içinde minik balıklar vardı.Turuncu ve sarı renkleriyle etrafın çok boğuk gözükmesini engelliyorlardı.

"Güzeller değil mi?"

Arkamdan gelen bu erkek sesiyle irkilmiştim .Hızla arkamı dönünce bir adamla karşılaştım.Benden büyük olduğu çok belli oluyordu.Kahverengi saçları ve masmavi gözleri vardı.Boyu benimkinden uzundu ve yapılı bir vücudu vardı.Gülümsüyordu.Ve garip bir şekilde onu görmek iyi hissettirmişti.

Birkaç adım yaklaştı."Sen..." hatırlayamıyordum,daha önce onu görmüş gibi hissediyordum ama bir türlü kim olduğunu anımsayamıyordum.Bir anda aklıma gelen şeyle duraksadım."Angel beni hatırlamıyor olabilirsin çünkü sadece çok küçükken bir kere beni görmüştün.Çok uzun zamandır bugünü bekliyordum.Senin yanına gelmeyi çok istedim ama yasaktı."

"Angel ben senin-" sözünü ben tamamladım "babam mısın?"

Gülümsedi ve yanıma geldi,ben ise hala şoktaydım.Yıllardır tanımadığım babam yanımdaydı.Onca yıldan sonra onunla sonunda tanışmıştım.Şaşkınca ona bakarken bir anda bana sarılınca ne yapacağımı bilemedim. Ailesiz büyüdüğüm için hiç kimse bana sevgi göstermemişti.Ben de yavaşça sarıldım.Kokusunu içime çektim.Şuan duygularım karman çormandı.

Beş, belki de on dakika sarıldıktan sonra ayrıldık.Yüzünü dikkatlice incelerken onun gözleri de benim yüzümde dolaşıyordu.Top sakalı vardı ve saçları çok uzun değildi.

Yüzümde hafif bir tebessüm oluşurken ormandan çıkmak için yürümeye başladık.Konuşacak çok şey vardı.

*****

Babama sıkıca sarıldım "Sakın untma buraya istediğin zaman gelebilirsin Angel." Dedi babam.Kafamı tamam anlamında sallarken şu perileri ve Flora'ya el salladım.Flora orman elfiydi. Sarı uzun saçları arasında sivri kulakları belli oluyordu.Su yeşili bir elbise ve diz kapağını geçen çizmeler giyiyordu. Sırtında ise onun gibi minik yayı ve okları vardı.

Onlara son defa baktım ve büyük söğüt ağacına doğru ilerledim. Yavaşça yapraklarını yana çektikten sonra oyuktaki tünelden aşağı indim. Suya girdikten sonra babamın dediklerini düşündüm

'Suyla yolculuk yaparken suyun içine girip onu hissetmelisin, su gibi aktığını hissederken gitmek istediğin yeri düşünmen yeter.' 

Önümdeki göle yaklaştım.Gölün suyuna yavaşça girdim ve boynuma kadar gelince durdum.Vücudumun etrafını sarmış olan suyu hissettim.Onunla aktığımı düşündüm.

İlk başta hiçbir şey olmuyormuş gibi gelsede bir süre sonra tamamen suya girdiğimi ve hızla ilerlediğimi hissettim. Kampı zihnimde canlandırırken içimde yanlış yere gidersem diye bir endişe vardı.

Birkaç dakika,belki on beş, ama sonunda sudan çıktığımı hissedince gözlerimi açtım.Olmuştu.Sol tarafımda şelale akarken ileride ağaçlar ve kumsal gözüküyordu.Kumsala doğru yüzmeye başlarken yüzümde bir gülümseme vardı.

Sudan çıktığımda vücuduma yapışmış ıslak kıyafetlere ve içine su dolmuş olan spor ayakkabılarıma baktım.Sanırsam kulübeme koşmam lazımdı.

******

Kapıdan içeri girerken Aria'ya son bir kez iyi olduğumu söyledim.Ben yürüyüşe çıktıktan sonra gelmediğimi görüp bana bakmaya gelen Aria beni bulamayınca azıcık (!) endişelenmiş ve bu olay Ben(eğitmen)in kulağına kadar gitmişti.Geldiğimi gördüklerinde ve bunu anlattıklarında sadece denizde dalma çalışmaları yaptığımı söylemiştim.

Aria'ya iyi geceler deyip odam olduğunu söylediği yere geçtim.Odadaki eşyaların hepsi beyazdı ve bu açıkçası beni rahatsız etmişti. Bunu değiştirmem gerektiğini  aklımın bir köşesine not alıp aşırı rahat gözüken yatağıma kendimi attım.Kıyafetlerimi değiştiremeyecek,hatta üzerimi örtemeyecek  kadar yorgundum.Gözlerim yavaşça kapanırken aklımda uyumaktan başka hiçbir şey yoktu.





Selam

Nasılsınız?İlk iki bölümü nasıl buldunuz?Evet ,biliyorum acemi bir anlatımım var.Bu benim ilk kitabım ve çok fazla hatam olabilir.Umarım konusu hoşunuza gider.

Melez TanrıçaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin