Gözlerimden yaşlar birbiri ardına sıralanınca kendimi tutamayıp hıçkırarak ağlamaya başladım. Az önce sadece kendi hislerine dayanarak birini oldurmustum. Benim hislerim birinin hayatından daha önemli olamazdı. Bu bencillikti. Hemde aşırı derecede bencillik. Ben ne ara bu kadar sorumsuz olmuştum? Ne ara bu kadar çığrından çıkmıştım? Önümde her şeye yeniden başlayabileceğim yepyeni bir hayatı elimin tersiyle itmistim. Ben ne yapmıştım böyle. Kendimi kontrol etmeliydim. Tek başına hiç de kolay olmuyordu ama yaşadığım şeylere dayanarak birilerini öldürmek tam anlamıyla benim hatamdi ve ben bunu yıllarca vicdan azabı çekerek ödeyecektim. Hıçkırıklarımın arasından acı bir feryat kopunca kontrolü tamamen kaybetmiştim. Kendime olan güvenim tam anlamıyla sarsılmıştı. Bir canavardim ben. Yanındakileri birer birer öldürüyordum. Hala açık olan simsiyah gözleri bana gecenin karanligin o acı kasvetini ve kötülüğünu hatırlatıyordu. Direk beni hatırlatıyordu. Ne yaparsam yapiyim ben insan değildim ben sıradışı biriydim. Bunu artık kabullenmem gerekiyordu. Elimi karnından yavaşça kalbinin üzerine doğru hareket ettirdim. Öldüğünü biliyordum ama yine de kontrol etmek istemiştim. Tekrar ona baktığımda içimdeki vicdan azabı tekrar kabardi. diğer elimle gözümden akan yaşları sildim. O anda elimin altından bir ışık yayıldığını gordum. Bu ışık kalbinden başlayarak bulunduğu bütün damarlara yayılmış ve parmak uçlarına kadar gelmişti. Gücümün elimin altından onun kalbine doğru aktığını hissediyordum. O sırada ağzıma kan tadı gelmeye başlamıştı. Onu kurtarmak eğer benim hayatıma mal olacaksa bile bunu kesinlikle yapacaktım. O sırada ışığın tam olarak ayak parmaklarının ucuna gelmesiyle elimin altındaki ışık yavaşça söndü ve elimin altında atan bir kalp isittim. Bu bir mucizeydi. Kendimi giderek kötü hissediyordum. Aniden önümde yatan simsiyah gözlü çocuğun sanki uzun sure nefessiz kalmış gibi birden derin nefes alarak uyanmasiyla sıçradım. O sırada burnumun da kanadigini hissettim. Ağzımdaki kan tadı yoğunlaşmıştı. O sırada karşımdakine küçük bir tebessüm ettikten sonra yere yığıldım...
----------------------------------------
Tekrar uyandığımda kafami kaldirarak nerede olduğumu idrak etmeye çalıştım. Basima saplanan o iğrenç ağrıyla bir kafami yastığa daha da gömdüm ve acıyla inledim. O sırada kapının açılmasıyla dikkatim kapının üzerinde yoğunlaştı. O gece eve giderken yolumu kesen çocuğu gorunce ne olduğunu anlamaya çalıştım. Dün bir şey mi olmuştu.? En son eve gitmek üzere sokakta ilerledigimi sonra bu çocukla karşılaştığımı hatırlıyordum. Sonra ne olmuştu? Kafami kaldirarak kapıya baktığım sırada yeniden kafama gelen o iğrenç siziyla bir elimi kafama götürüp ovusturdum. Sonra yatakta oturur vaziyete geldim. O gece kadar siyah gözlere sahip olan çocuk yatağın kenarina doğru ilerledi ve oturdu. Yatakta hala oturur vaziyetteydim ve hala üstümde yorgan vardı . Hiç vakit kaybetmeden söze başladı.
- ne yaptığını bilmiyorum ama hayata tekrar dönmeme sebep oldun.
Şaşkınca ona bakmaya devam ettim.
- kesin olarak ne oldu? Diye sorduğumda ilk olarak yüzünde şaşkın bir ifade sonra ise keyifli bir sırıtış oluşmuştu.
- niye öyle bakıp duruyorsun diyorum ki ne oldu?
Tekrar yüzüme baktı ve konuşmaya başladı
- hiçbir şey hatırlamıyorsun öyle mi?
Başımı olumlu anlamda salladim. Gerçekten ne olduğunu hatırlamıyordum. Basima gelen keskin siziyla yüzümü burusturdum.
- siyah bana ne olduğunu anlatsana artık.
Gözlerimi kısarak ona bakıyordum. Hiçbir şey söylemeyince saatin kaç olduğunu merak ederek duvardaki saate baktım.
- bu saat bozuk mu?
Olumsuz anlamında kafasını sallayinca bir küfür savurdum.
O an asıl önemli olan şeyi idrak edince hisimla ona döndüm .
- ben niye burdayım? Bu sorum karşısında biraz bekledi.
- bayıldın bende seni buraya getirdim ama günlerdir uyuyorsun. Artık uyandığına gore yerde yatamiyacagim.
Dedi ve kendini de yorganim altına attı.
- hey sen naptigini sanıyorsun çık surdan siyah gözlü psikopat şey seni.
- adım Aral .
Ne demek istediğini anlamamıştım.
- yerinden memnun değilsen gidebilirsin zorla tutan yok.
Hemen yataktan fırladım. Hala neden burada duruyordum ki? Başındaki ağrı geçmek bilmiyordu. Kesin bu psikopat şey benim kafama odunla vurmuş sonra da vicdan azabından buraya getirmişti. Ona en pis bakislarimi atmaya çalıştım.o sırada camdan dışarıya gorunce etrafın kapkaranlık olduğunu gördüm. Ben karanlıktan aşırı derecede korkardim.tekrar yatağa kuzu kuzu döndüğümu gorunce psikopat varlık şaşırmıştı.- karanlıktan mi korkuyorsun sen ?
Bana küçümseyici bakışlarını attıktan sonra yatağın üstündeki yorgani yetenegimle kaldırmam sonucu başarısız olmuştum ve dizlerimin üstüne cokmustum. Hemen yataktan kalkan psikopat varlık bir şeyim olup olmadığını kontrol ettikten sonra beni kucağına alıp yatağa yatirmisti. Ustumu ortup kendisi de yorganim altına girdiginde kendimi daha iyi hissetmiştim. Sonra yavaş yavaş olanlar aklıma gelmeye başlamıştı. Ona doğru hizlica döndüm ve
- Aman Allah'ım sen iyi misin dediğim an hafizamin yerine geldiğini anlamıştı.
- çok özür dilerim amacım seni öldürmek değildi gerçekten bak. Aklımın ucundan bile geçmemişti. Üzgünüm. Ama şimdi iyisin durumun iyi hani değil mi gerçekten bilerek olmadı diye konuşmaya başladığımda gözlerini devirdi
- susar mısın artık biraz uyumak istiyorum.
Yuzumde mahcup ve vicdan azabı çeken bir yüzle ona baktığımda söze başladım.
- özür dilerim iyi geceler.
Arkami döndüm ve gözlerimi kapattim. O sırada arkamda bir sıcaklık hissettim. Bana mı sarılıyordu o.evet tam anlamıyla bana sarılıyordu. Ger çekilmek veya ona çemkirmek için herhangi bir hareket yapmadigimda memnun olduğunu anlamistim.
- iyi geceler küçük katilim dediği zaman yine mahcup olmuştum.
Bende onun dediği gibi yapmaya karar verdim
- adım deniz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÖRDÜZLER
Teen FictionBİR NESİL YOK OLDU. AVCİLAR O NESLİN SIRADIŞI İNSANLARİNİ AVLADİLAR. KİMSE KALMAMİSTİ. TAKİ BU GUNE KADAR... KARSİSİNA CİKAN SİMSİYAH GOZLER ONA YARDİM Mİ EDECEK YOKSA HAYATİNİ Mİ KARARTACAK?? PEKİ O HANGİ YOLU SECECEK ??