Sinestezi 1.Bölüm : Lacrimosa

418 54 104
                                    

"Lacrimosa dies illa
İn die, cum ille renescatur
Judicendus Homo reus
Huic ergo parce , Deus
Dona eis requiem..."
Genç adamın ağzından bu sözcükler dökülürken yanakları da göz pınarlarından akan yaşlar ile irkildi . Ağladığını ilk aşamada kabul ettiremese de kendine bir kaç damla daha yanağına hücum edince itiraz etmek gibi bir hakkı kalmadı. Birbirini takip eden yaşların ardından gözlerini silme ihtiyacıyla ellerini yüzüne götürdü. Parmaklarının gözleriyle buluşmasıyla nemden nasiplerini almaları kaçınılmaz oldu. Derin bir nefes alarak silkindi. Gözlerini gökyüzü temalı tavana doğrulttu ve az önce söylediği şarkının türkçesini mırıldanmaya başladı.
" Bugün , kederli
Yargılanacak günahkâr bir adam
Yeniden doğacağı vakit
Tanrım, ona merhamet et
Onlara sonsuz rahatlığı bağışla
."
Sanki kendileri için yazılmıştı bu metin. Bu düşünceler kafasını kurcalarken beyninin, kabinin merkezindeki ve gün geçtikçe kendine daha fazla acı çektirmekte olan anılarından birisi gözlerinin önünde canlanmaya başladı.

Bomboş bir opera salonu... Eski dönemlere ait unutulmaya yüz tutumuş bir klasik şarkı... Sahnede, çalan şarkıya dünyada çok tanınmamış dir dansla uyum sağlamaya çalışan bir çift... Şarkının eşliğinde dans ve fısıltılar... Kestane rengi saçlarının ardında parlayan bembeyaz yüzlü bayan dizlerinin altında, belden boğumlu sade bir elbise giymişti. Saçlarıyla hemen hemen aynı renkte olan gözlerindeki umut , güven ve beraberindeki huzurla karşısındaki sevecen adama bakıyordu. İçine girilse asla çıkılamayacak kadar derin anlamlar vaad eden kahverengi gözler de genç bayanın yüzüne sabitlenmeyi ihmal etmemişti. Adam uzun süren bu sessizliğin katili olmak için ağzını açmaya yeltenmişti ki genç bayan ondan önce davrandı:

-Bu dansı iyiki öğrenmişiz. Daha doğrusu bu dansı bana öğrettiğin için teşekkür mü etmeliyim ne ? Bayan bir süre kıkırdadı lakin adam istifini hiç bozmamıştı. Bayan devam etti:

-Nereden öğrendin bu dansı, bana pek tanıdık gelmedi de a..., genç adam aniden sert bir şekkilde doğruldu ve :

-Şsst , hani söz vermiştin bu kelimeyi ağzına almaya dahi tenezzül etmeyeceğine?

-Elbette, ama şuan burada kimse yok ki. Genç adam sert bakışlarıyla kızı ürkütmeyi başarmış olacak ki :

- Özür dilerim, dedi ve mahsun bakışlarla kafasını öne eğdi bayan. Genç adam ise ortamın havasını yerine getirmek için biraz kahkaha ile karışık sıcacık ses tonuyla :

-Sorduğun soruya gelirsek küçük hanım, bu dans sadece ve sadece ikimizin olsun.


Merhaba, henüz olmayan okuyucularım! Nasılsınız, tatiliniz nasıl geçiyor? Umarım gönlünüze göre en iyi şekilde geçiyordur. Gelelim bizim tatlı küçük minnoş , kitap olma yolundaki ilk bölümümüze. Aklınızda elbet bir şeyler oluşmaya başlamıştır lakin anlamak için acele etmeyin. Bu bölüm bir nevi tanıtımdı aslında. Gelecek olan diğer bölümde havada kalan taşlar yerlerine oturacak inşaAllah. Kimileri okudukları kitaplarda aşk olsun ister kimileri ise istemez. İlk bölüme bakıp aşk var mı yok mu diye dert etmeyin lütfen. Bana bir kaç bölüm daha şans verin sonrasında karar elbet sizindir. Aşkın varlığı konusunda bir şey söylersem eğer çok büyük spoiler ( Bu kelimeyi kullanmak istemezdim) vermiş olacağım. Bu konuyu da hallettiğimize göre kitabın işleyişi hakkında ufak bilgiler vermek istiyorum. Bölüm haftanın bir günü yayımlanacak. Bu elbet sizin kararınız olacak ama siz kitabımıza teşrif edene kadar ben kafama göre takılacağım. Bu bir haftalık süreçte fragman yayınlayacağım. Bu fragman yazılı değil görsel olacak lakinn isterseniz yazılı eklentiler de yapabilirim. Okuyucu sayımız arttığında isterseniz örnek karakter de paylaşabilirim. Yeter ki siz isteyin. Benden şimdilik bu kadar zaten kafanızı yeterince şişirdim sizi çok seviyorum. Allah'a emanet olun.

Not: Lacrimosa Mozart'ın bir eseridir. Lakin hoşuma gitmeyen taraflarda intarnet çevirilerinden yararlanarak ufak değişiklikler yaptım. Umarım mazur görürsünüz.

SinesteziHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin