2~Bulutlar Kadar Pembe

48 2 2
                                    

Şükürler olsun ki, o gün gökyüzü, Cüce Bay Deg'in yanaklarından daha pembeydi.

Dumstron'un günlerdir hatta aylardır üzerinde çalıştığı o gün, pembe bulutlar arasından süzülen ışık Ocallio meydanını olduğundan daha da büyülü gösteriyor, henüz hazırlıklar bitmediği halde şölenin ihtişamına ihtişam katıyordu.

Her yıl düzenlenen, Dumston'un adını bizzat kendisi koyduğu Dumston'un Harika Bir O Kadar Da Müthiş Festivali'nin 408. yılıydı-artık buradan Dumston'un ne kadar yaşlı bir bilge olduğunu siz çıkarın.

Etrafa parıltı saçmak üzere büyülenmiş çimenlikler üzerine kurulu hayal olukları, Madam Pevery'nin Çiçek Açan Şekerlemeleri dükkanı, açılışta patlatılmak üzere yerleştirilen devasa havai fişekler ve daha nicesi... O yılın en güzel ve heyecanlı günü o gündü. Doğrusu, her yılın en heyecanlı günü bu günler olurdu. Hele hele, hayatındaki en büyük heyecan, ökçe otlu diye aldıkları şekerlemelerin acı biberli çıkması olan Huster'lar için korkutucu derecede güzel bir gün denilebilirdi.

Günün sonunda yorgunlukları atmak ve karınları doyurmak için kurulan çadırın ışıklandırmaları tamamlandı, yemekler hazırlandı. Masal oku, çikolata şelalesi, ejderha düşü... Hepsi son kez kontrol edildi.

Ve artık dışarıdaki sabırsız çığlıklar zaptedilemez hale gelmeye başladığında son dokunuşlar yapılıp, her şeyin mükemmel olduğundan emin olunduktan sonra çalışmaların dışarıdan görülmesini önlemek için yapılan hiderium itagoria piilotainúm büyüsü kaldırıldı ve günlerdir kapalı olan kapılar açıldı.

Kapılar açıldığında, eş zamanlı olarak havai fişekler patlatıldı. Gökyüzüne mermi gibi fırlayan ateş okları havada birleşip muntazam şekiller ortaya çıkarmaya başladılar. İlk başlarda ne olduğu pek anlaşılmasa da sonradan belirginleşen yeşil şapkalı küçük bir çocuk silüeti fırladı seyircilerin önlerine doğru. Bir anda nereden geldiği belirsiz bir müzik eşliğinde çılgınca dans etmeye başlayan çocuğa herkes sorgusuz sualsiz eşlik etmeye başladı. Bu dansa zaten hakim olanlar çoktan kendilerini müziğe kaptırmış, çılgınca bir oraya bir buraya zıplıyor, bilmeyenler de tamamen doğaçlama bir şekilde çılgınca dans ediyorlardı. Etrafta uçuşan perilerin dans edenlerin üzerine simler atmasıyla dans daha coşkulu bir hale geldi, çığlıklar ve ara sıra duyulan "çok yaşa Dumston!" sloganları şarkının sesini bastırıyordu.

(...)Bugün hepimizin günü barış içinde,
Hadi sen ne duruyorsun dans etsene,
Dumston'un büyülü dünyasından bir demet bu sadece,
Yorgunluklarını bırak bir kenara
Protez dişlerin düşene kadar
Ve siz gençler,
bacaklarınız kopana kadar,
Hadi dans etsenize!(...)

Bu çılgın sözlerin sahibi tabiki de günün mimarlarından birisi olan Cüce Bay Deg'ti.

Peki tüm bunlar olup biterken o nerede diye soracak olursanız...

Protez dişleri düşene kadar ve bacakları kopana kadar olmasa da uzunca bir süre dans ettikten sonra bundan vazgeçenler, ilk defa gördükleri çeşitli eğlence aletlerini denemeye başlarken O, ana binanın yanında kalan ve tüm olup bitenlerden hayli dışarıda kalan bir ağacın dibinde yüzüne yapışıp kalmış aksi ifadesiyle sessizce oturuyor, bir yandan festival başlamadan gizlice aşırdığı Bayan Pevery'nin çiçek açan şekerlemelerinden yerken bir yandan da ballı birasını yudumluyordu.

Bay Deg, birasından bir yudum alıp peşinden ağzına bir şekerleme attıktan sonra dilini dışarıya çıkarttı. Dilinin ucundaki şekerlemenin son halini görebilmek için şaşı olan gözleri merakla olacakları bekliyordu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 23, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Üçüncü RüzgarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin