S.1.

42 4 5
                                    

"Hayır evlenmeyeceğim" haykırdım. Karşımda duran üvey annemi ve üvey abimi kızdırmışa benziyordum verdiğim cevap ile.

"Azade"

Çirkefleşerek "Ne var?"

Üstüme doğru gelip öfkeli bakışlarından atan üvey abime odaklandım. "Reşit ağayla evleneceksin!"

"Evlenmeyi çok istiyorsan, git kendin evlen!" Bu sözlerin ardından Bayram (Üvey abim) bir tokadı suratıma bastırmayı esirgemedi sağolsun.

"Yarın o düğün olacak!" dedi üvey annem olacak Lamia Hanım.

"Ben okuyacağım!"

"Nerede görülmüş Mardin'in tanınmış ağalarının kızlarını okuttuğu? Aklını başına devşir!"

"Bana bak Lamia Hanım! Ben dünkü çocuk değilim." Bayram abi gözlerini kısıp üstüme doğru geldi.

"Sen fazla olmaya başladın ama!" deyip elini kaldırdı. Vuracağı sırada arkadan seslenen kurtarıcı sese teşekkür ettim. "Kızım okuyacağım diyorsa okuyacak! Anlaşıldı mı?" babamın yanına doğru koşup ona sıkı sıkı sarıldım. Babam da bana aynı şekilde karşılık verip sarıldığında içimi huzur kaplamıştı. Yanağımdan süzülen yaşları silmeye yeltendiğinde Bayram abinin vurduğu yerin kızarmış olduğunu fark etti. Lamia Hanım ve Bayram'a dönüp "Kızımın kılına dokunulmayacak, anlaşıldı mı?" Lamia Hanım burun kıvırtarak "Ganim, bana laf düşmez ama bu kız senin yüzünden bu halde" dedi. Babam ise onu iplemez tavrıyla bir süre süzdü. "Beğenemediysen" derin bir nefes aldı ve kapıyı gösterdi "Buyrun yol açık."

Lamia Hanım elindeki eşarbı yere fırlatıp yanımızdan ayrıldı.

Babam ise etrafımızda toplanmış olan çoluk çocuk, kim varsa dışarı yolladı. Her zamanki koltuğuna oturup beni yanına çağırdı. Derin bir nefes alıp konuşmaya başladı.

"Azade, bak kızım. Benim bir ayağım çukurda, yarın öbür gün ölüp gideceğim"

"Allah korusun baba, deme öyle"

Hafif gülümseyip "Sözümü kesme kızım. Ağa'nın sözü kesilir mi hiç?"

"Özür dilerim baba, seni dinliyorum"

"Diyeceğim o ki; biliyorsun evdeki durumları." Nefes alış verişini düzenleyip boğazını temizledi ve devam etti "Ben var olduğum sürece seni koruyup kollarım fakat-"

"Fakat?"

Gözlerini gözlerimden kaçırıp ellerini birleştirdi. "Ben ölüp gittiğimde bu yamyamlar seni yerler"

Babamın ellerinin üstüne ellerimi koyup, babamın suratını seyrettim.

"Şu an içinden diyorsun ki; Koskoca Ganim Ağa'dan beklenmeyecek laflar değil mi?"

Babama tebessüm edip ellerini öptüm. "Koskoca Ganim Ağa'dan beklemem ama babamdan beklerim"

"Bak kızım, iki abin de okudu ve kurtuldu bu hayattan"

"Niye sen memnun değil misin hayatından?"

"Babaannen hayatıma karıştığından beri mutlu muyum sence?"

Başımı hayır anlamında salladım. "Kızım, özgür bir bireysin sen! Lütfen sana verdiğim ismin hakkını ver"

........

Babamın ağzından dökülen son sözler bunlardı. Geçmişimi bir rafa kaldırıp göz yaşlarımı sildim. Babam okumuş kültürlü bir insan olduğu için şanslıydım. En azından Mardin'li bir adamın okuyup ağa olması ve kızını okutması garip bir ironi olmazdı...

SiyahHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin