Two

305 28 16
                                    

Jason'dan.

Okul görüş alanıma girince telefonumdan müziği kapatıp kulaklığımı arka cebime sıkıştırdım. Kapüşonumu çıkartıp parmaklarımı saçlarımın arasından geçirdim. Gözlerimi büyük bahçesi olan lisede geçirdim. Yaşımın bir öğrenciye göre fazla olduğunu bildiğim halde bu ergenler arasında duracaktım.

Kayıt bile yaptırmadığım okulun kapısından girdikten sonra etraftaki kızlara baktım. İlk sınıf öğrenciler ile gözgöze geldiğimde yüzümü buruşturdum. Beni süzmeleri hoşuma gitmiyordu. Daha çok komik oluyordu.

Büyük okul bahçesinden hızlı adımlarla yürürken kızın sınıfını bulmak için kapısının üzerinde kocaman "Müdüre Mrs. Candy" yazan yere girdim.

Kısa siyah saçları olan ve beklediğimden çok genç bir müdüre görünce gözlerimi şaşkınlıktan araladım. Neredeyse onunla yaşıttım. Üzerinde iç çamaşırını gösterecek bir gömlek ve mini bir etek vardı. Müdürenin bu olmayacağına inanarak konuştum.

"Müdüre nerde?" Dedim tek kaşımı kaldırarak. Gözlerimi bacaklarında gezdirmemek için kendimi zor tutuyordum.

"Buyur tatlım ne isteyecektin?"

Kırmızı rujlu dudaklarından çıkan soru beni daha çok şaşırttı. Stajyer olduğuna emindim ancak böyle bir müdüre olmayacağına da emindim.

"Bu okulun derslerine girebilir miyim?" Dedim dudaklarımı yalarak

"Tabiki kaydın varsa girebilirsin" dedi gülümseyerek. Dişleri geleceğimden parlak.

"Kaydımı şimdi yaptıracağım" dedim izin almadan masasına en yakın koltuğa oturarak.

Bana sinirli bakmasını beklerken o daha çok güldü ve iç çekti.

"Üzgünüm tatlım ancak bu işlemler 1 ay öncesinden halledilir. Şimdi, soracağın başka bir şey var mı?"dedi ojeli uzun tırnaklarını masasına vurup ses çıkartarak.

Koltuktan kalkıp direk masasına oturduğumda bacaklarımı açtım ve daha da yaklaştım. Gözleri sonuna kadar açılmış bana bakıyordu.

"Hiç mi giremem?"dedim kafamı iyice yaklaştırarak. Nefesi o kadar hızlıydı ki genç bir kadın değilde küçük bir çocuk gibi görünüyordu. Kafamı daha çok yaklaştırıp dudaklarımı iki santim uzağına yerleştirdim.

"Hiç mi?" Dedim bu sefer fısıltı şeklinde. Benden uzaklaşıp ayağa kalktı.

Gözlerim irice açılırken beni attıracak sandım ancak o odasının kapısını kitledi ve iki perdeyide sonuna kadar indirdi. Eli yavaşça radyoya değdi ve bir müzik açtı.

"Müzik?"

"Okuldayız."

Gülümseyerek belinden tuttum.

1 ders saati sonra:
Elimdeki ucu sivri rujunu sürerken saçlarımı düzeltiyordum. Herkes teneffüs bittiği için sınıflarına giriyordu. Kameraların olduğunu hatırlayınca müdüreye döndüm.

"Kamera?" Dediğimde güldü.

"Kameralara sadece ben bakabilirim. " dedi rujunun ikinci katını geçerken. İşi bitince kapağını kapatıp benle göz göze geldi.

"İstediğin derse girebilirsin" dedi rujunu küçük çantasına atarken. Gülümseyerek bu okulu sevebilirim diye düşündüm içimden. Üzerime son kez aynadan bakıp kapının kilidini açtım ve dışarı adımımı bastım. Etrafa baktığımda hiçkimse yoktu. Kafamı diğer taraflara çevirdiğimde elinde ıslak havlusu ile görevli bana bakıyordu. Kesinlikle normal bir bakış değildi. Sinirli bakıyordu. Bıyıklarını elinin ucuyla kavrayarak bana bakmaya devam etti. Onu süzüp güldüğümde yüzü kızardı ve arkasını dönüp öğretmenler odası olduğunu tahmin ettiğim yere yürüdü.

The Brothers 》Bieber&MccannHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin