The Brothers 》Bieber&Mccann

Three

"Her işe burnunu sokmandan sıkıldım"

Yüzüme gelen ikinci yumruktan sonra kafam sağa doğru yalpaladı. Boynumu düzeltip dudağımı sildikten sonra elimi yumruk yaptım.

"Kız kendisi geldiyse ben ne yapayım?" Yumruk olan elimi piercing li dudağına geçirdim. Demiri tenine zarar vermiş olmalıydı ki acı ile inledi.

"Oruspu çocuğu!"

Tekrar sağ yanağıma yumruk attı. Dişlerim ağrımaya başlayınca iki elimi kaldırıp pes ettim. İstediğini ben elde edince kuduruyordu.

"Sen kazandın." Dedim nefes nefese kalmışken. Ellerimi dizlerime yerleştirip nefesimi kontrol etmeye çalıştım.

"Hiç kaybetmedim kardeşim" dedi kanlı kırmızı dişleriyle gülerken.

"Dişlerin öyle demiyor" dedim gülerek. Bir şey demeyerek ters şekilde baktı ve bir peçete aldı.

"Benimle konuşmalıydı seninle değil" dedi kopardığı peçeteyle kanayan dudağını silerek.
"İntikam alması gereken kişi benim." Dedi kanlarını silmeye devam ederek.

"Peki bunda benim suçum ne?"dedim ellerimi dizlerimden çekerek ağrıyan çenemi ovdum.

"Onunla konuşmaya devam etmen." Dedi elindekini çöpe atarak.

Kaşlarımı çatarak ellerimi kaldırdım.

"Ne? Bu mu yani? " dedim inanmayarak." Yanıma oturup bana selam vericek ve bende susacak mıydım yani?"

Ters şekilde baktı.

"Evet bu zor bir şey değil."

Gülerek cevap verdim.

"Belki de seni değil beni beğenmiştir ha?" Dedim sinirini bozmak için. İstediği şey olmayınca sinirleniyordu ve kızın onu beğenmesi için aynı sınıfa gitmişti.

"Senden daha yakışıklıyım" dedi egosunu tatmin ederek. Göz devirdi.

Onu süzdüm. Saçları boyaydı ve dipleri gelmişti. Benimkinin aksine onun vücudunda bir sürü dövme vardı. Gözünün altında bile minik bir haç dövmesi vardı. Benden biraz daha yapılı bir vücuda sahipti. Dudağında piercing vardı. Açık kahve gözlerimin aksine onun açık mavi gözleri vardı. Anneme daha çok benziyordu. Belkide daha yakışıklı olabilirdi.

Susarak cebimdeki peçeteyi çıkarıp kanayan yerlerimin üzerine yavaşça bastırdım. Minik acıyı hissetiğimde dudaklarımı ısırdım. İyice bastırdığımdan emin olduktan sonra peçeteyi cebime yerleştirdim.

Kafamı kaldırıp diğer yarıma bakınca etrafta olmadığını gördüm. Vampir değildi ne ara gitmişti? Odada kafamı gezdirince sadece koltuklar ve benim olduğumu fark ettim. Hızlı adımlarla bulunduğum yerden çıktım. Elimi cebime atıp telefonumu aldım ve rehber bölümüne girdim.

"Kimi arayacaksın?" Duyduğum tanıdık erkek sesiyle kafamı sola çevirdim. Elinde sigarası ile bana bakan Jason'ı gördüm.

"Seni." Dedim telefonu kapatıp cebime sıkıştırdım. Elindeki açık sigara paketinden bir tane sigara aldım. Çakmağını da alarak sigarayı yaktım.

"Beni mi özledin?" Dedi sigarasının dumanını havaya bırakarak.

"Çok." Dedim ağzımdaki sigarayı yan tarafa alıp konuştum.

"Sana hala sinirliyim." Dedi bakışlarını havaya dikerek.

"Oruspu çocuğu." Dedim gülerek.

"Ayıp yapıyorsun." Dedi  dudağının yanını hafif kaldırarak güldü ve piercing'i parladı. Dudaklarını yalayıp bana baktı.

Bir süre susup sadece sigara dumanlarını havaya üfledik. Aklıma takılan soruların cevapları için yüzümü ona çevirdim.