Novi Labrotuvarı (Bölüm7)

9 3 1
                                    


-"Aslında böyle bir şey mümkün çünkü bizim laborotuvarimizdan geçen ay insan genetiği üzerinde araştırmamızla ilgili bir sürü kimyasal madde kaçırıldı ama bunları geliştirmiş olmalılar,çünkü o maddeler size o haliyle verilseydi kesinlikle ölürdünüz." dedi.
-"Yani bize ne olduğunu biliyorsunuz?"dedim.

-Büyük bir kısmını biliyoruz,ama kan testi yapacağız."

Kanımızı aldılar ve teste gönderdiler.

Yarım saat sonra 12:10

-"Pekala kan testleriniz geldi size kısaca anlatacağız , madde sizin DNA'nızı değiştirdi beyin de ona uyum sağlıyor.İkisi birleşti sen ne emir verirsen o dalgalanmalar ona göre hareket edecek."dedi uzun boylu doktor.

-"Peki bu ben de veya Marcusda da geçerli mi?"dedi Aaron.

-"Aynen öyle geçerli."

-"Şimdi sen Aaron elinin görünmemesi için odaklan tüm dikkatin bunun üzerine olsun."

-"Tamam deniyorum e-elim sanki karıncalanıyor garip hissediyorum."

-"İşte oldu."dedi kısa boylu doktor.

-"Marcus senin gücün zaten kasların üzerinde olduğu için kaslar da zaten sen komut versen de vermesen de çalıştığı için senin işin daha kolay, bir şeye vurduğun zaman zaten gücünü gosteriyorsun ama ne kadar güçlü vuracağını yine sen sağlıyorsun." dedi uzun boylu doktor.

-"Uzun boylu olan elini uzatıp ben Dr.John" dedi

Elini sıktık.

-"Ondan daha kısa boylu olan da elini uzatıp ben de Dr.Frank."dedi.

Onun da elini sıktık.

-"Siz şimdi bu Başbakanı kaçırmıyıcaksınız dimi?"

-"Yaa ben ona oy verdim kaçırmayalım" dedi Marcus sırıtarak.
Hepimiz yarım ağız güldük.

-"Hayır kaçırmıyıcağız biz güçlerimizi kontrol etmeye geldik çünkü bize bunu yapan herifi ele geçiriceğiz ama bu kafamız da olan şeyler onlarla kafamız patlayacakmış gibi bir acı veriyor bu kontrol o herifin elinde."

-"Gel bakalım şu kafanin röntgenini çekelim neler yapabiliriz bakıcağız."

-"Ee ne düşünüyorsunuz?"

-"Bu alet beyninin sinir ağlarına bağlı yani bunu çıkarmamız çok canınızı yakacak çıkartmamızı istiyormusunuz?"dedi Dr.Frank

-"Galiba istememekle bitmiyor bunu yapmak zorundayız çıkartın." dedim.

-"Tamam ama Dr.Annabeth'in kliniğine gitmemiz gerekli." dedi Dr.frank.

-"Tamam hemen gidelim çok vaktimiz yok."

Laboratuvardan çıktık.
-"Buda benim minivanım hadi atlayın dedi Dr.Frank.

Yirmi beş dakika gibi bir süre de geldik kliniğie klinik tek katlı hoş bir evi andırıyordu, yavaş yavaş içeri girdik içerisi buz gibi soğukdu klasik hastane kokuyordu burasıda .

-"Heyy Annabeth nasılsın?" dedi Frank.

-"İşin düşmese buralara kadar gelmezssin sen Frank".

-"Aslında işim düşmedi ama evet ufak bir işimiz var,bu arkadaşların kafasının içinde bir cihaz var onların çıkması gerekli ben de bu işi en iyi yapabilecek kişinin sen olduğunu biliyordum o yüzden,seni çok sevdiğimi söylemişmiydim"dedi Frank sırıtarak.

Olanları kısaca anlattık.

-"Ufak iş dediğin cidden bumu?"

-"Aslında evet"

-"Oldu bil o zaman.Hadi ameliyathaneyi ayarlıyorum siz Frank ve John yardımcım olacaksınız" dedi Annabeth.

-*Senin de deyişinle oldu bil." dedi John.

-"İlk Marcus girsin değil mi dostum bu işlere bayılırsın."dedim.

-"Evet cidden bayılırım galiba ameliyathanede bayılan birini taşımak istemezssiniz ilk siz girin ben de korkumu yeneyim."

-"İyi bakalım ilk ben gireceğim , bu ne kadar acıtacak hiç bir fikrim yok,Dr.Annabeth bizi uyutup yaptıramazmısınız ameliyatı?"

-"O cihaz tam olarak sinirlerinize bağlı o yüzden sizi uyutmam ve onu çıkartmam imkansız,acıya katlanmak zorundasınız."

Umarım dayanırız dedim kendi kendime.Ameliyathane 8-9 metre kadardı üstteki ışıklandırma her yerin çok rahat görülmesini sağlıyordu.Ortada ameliyat olacağım yer olarak tahmin ettiğim sedye tarzı şey vardı.

-"Buyrun böyle yatın,normalde ameliyatta kimseye buyrun yatın demem çünkü hayatımda hiç uyutmadan veya anestezi vermeden ameliyat yapmadım,bakalım nasıl bir tecrübe olacak başlıyoruz."

-"AAAAHHH yavaş ol AAHhhhh si..... yavaş oha bu acı ne offfff am.... bune lan kahretsin."

-"Ağzına ısıracak bir şey verin." dedi Dr.Annabeth

Yumuşak küçük yastıkımsı bir şey verdiler ağzıma,ona odaklanmaya çalıştım acımı biraz olsun dindiriyordu gerçekten dişlerimi öyle bir sıkıyordum ki eti ısırsam garanti olarak par çalanırdı,ama acım hala çok du "AAAAHHHHHHH ulan bu kadar acı çok fazla fazla fazla AAAHHHH lanet olsun bu acı ne aah sike.... of ."Yirmi dakika kadar  bu acıyı  çektim.Gözlerim kapanıyordu çünkü bu acı çoktu.
Kalktığımda bana tam cihaz çıktğında bayıldığımı söylediler,acıdan bayılmışım.

Aaron 'uda ameliyattan çıkarıyorlardı o da baygın durumdaydı,sıra Marcusa geldi .

-"Galiba sı-sıra ben de." dedi.

-*Sinek ısırığı kadar acıtıyor" dedim kahkahalar içinde.

-"Haha ne kadar komik."dedi muzip bir gülümsemeyle.

İçeri geçirdiler Marcusu ve hemen beş dakika sonra

İçerden "aah aaahhh acı bumuydu ne acısı lan bu bu işkence lan işkence" diye bağırıyordu.Yirmi dakika boyunca bağırışlarını duydum sonra kesildi galiba en fazla dayanan Marcus'du cidden yirmi beş dakika  bu acıya dayanmak gerçek olamaz.Oda baygın bir şekilde çıktı ameliyathaneden.

Bir saat sonra saat 3.30

Herkes uyandı ve kafamızın arkasında ki ağrı hariç gayet de iyiydik.

-"Pizzalar geldii."dedi Frank.

-"Hey bu ameliyat benim iştahımı açtı garip bir şekilde,hadi yumulun." Dedi Annabeth.


Deep ForceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin