9- Oh Sehun, Benim Küçük Kardeşim

1.1K 95 241
                                    

Oh Sehun's Diary

Yazar: ducklingsoo

Çeviri: Minnie Hyung

BÖLÜM 8

16 Nisan 2006, Pazar

" Sevgili günlük.

Bugün babam evleniyor. Şu an mutlu muyum üzgün müyüm bilmiyorum. Lulu hyungun annesini öptüğü saniye, ben hyungdan ayrılmıştım. Neredeyse ağlayacaktım ama Lulu hyung bana gülümsedi ve ebeveynlerimizi alkışladı. Onun da üzgün olduğunu biliyordum, bu sabah birlikte ağladık fakat o bana iyi olacağımızı söyleyip durdu. Onun gerçekten güçlü bir kalbi var, bu yüzden ona çok imreniyorum! Biliyorum, biliyorum o benden dört yaş büyük ve benim önümde ağlamamak için elinden gelenin en iyisini deniyor çünkü o erkeksi, ama bu kez farklıydı ve iki yıllık ilişkimizi kaybediyorduk Tanrı aşkına! Önümüzdeki dört gün içinde yirmi iki olmadan önce biraz daha ağlamak isterse sorun olmaz sanırım. Doğum günü demişken, onun için ne alacağımı bilmiyordum ama daha sonra parlak bir fikir geldi aklıma! Bugün hediyelerimizi değiş tokuş ettik ve hediyesini gördüğünde ağladı. Benim hediyeme gelince, benim için her hafta sonu gittiğimiz baloncuklu çay dükkânından pahalı bir üyelik kartı almış ve şimdi bir yıllığına istediğim kadar bedava baloncuklu çay alabileceğim! Huhuuu! Çok sevimli bir hyung değil mi? Evet, onu öyle çok seviyorum ki bu canımı acıtıyor.

Yemin ederim ki benden aldığı hediyeyi Minseok hyungdan alacağından daha çok sevecek! Uf, bugün Lulu hyunga sarıldığı için Minnie hyunga hâlâ kızgınım. Umarım Lulu'yu benden alıp götürmez. Şimdi Lulu hyungun yalnızca kardeşi olduğumdan, başkasıyla çıkmasına engel olamam. Yine de bunu kabullenip kabullenemeyeceğimi bilmiyorum, onu bir başkasıyla görürsem oracıkta ölebilirim. Onu kendi ailesiyle konuşurken görünce bile kıskanıyorum! Niye bu kadar sahipleniciyim ben? Şimdi onun sadece kardeşi olduğumdan, umarım Luhan hyung bunun için benden nefret etmez. Elimde değil işte.

-------------------------------

"Sehunnie, hâlâ hazır değil misin?"

"Daha değil, bir dakika bekle!"

"Orada gerçekten ne yapıyorsun sen? Zaten on dakikadır bekliyorum."

Bahsettiğim kapı aniden çat diye açılıp müstakbel kardeşim yol vererek kafasını kapıdan uzattığında kapısını zibilyonuncu kere çalmak üzereydim.

"Şimdi gelebilirsin." Dedi, en sevdiğim göz gülümsemesini ve kedi gibi gülüşünü sunmuştu. İçeri girdim ve hayranlıkla onu tepeden tırnağa süzdüm.

"Ama düğün töreni dört saat sonra..."

"Biliyorum." Diye kıkırdadı. "Sadece takım elbisemi deniyordum. Beğendin mi?"

Ona biraz daha baktım; beyaz gömleğinin üzerine siyah bir pantolon, düz siyah bir ceket giyiyor ve bir papyon kıyafetini tamamlıyordu ancak her zamanki gibi baş döndürücü görünüyordu. Saçlarını şekillendirmişti ve kesinlikle mükemmel görünüyordu.

"Evet. Tabii ki..."

"O cevap da ne öyle ya?" Somurttu. "Beğenmedin mi? Eski takım elbisem artık bana olmuyor."

Ona yaklaştım, omuzlarını tuttum ve ona gülümsedim. "Hayır, çok beğendim. Çok yakışıklı görünüyorsun, Sehun-ah."

Sehun başını eğdi ve mahcupça sırıttı. "Teşekkür ederim, Lu." Beni etrafımda döndürdü ve belimden tutarak sırtım göğsüne toslayıncaya kadar kendine çekti. İkimiz de önümüzdeki boy aynasında görünen yansımalarımıza bakıyorduk. Ben sadece bir tişört ve şort giyiyordum, arkamdan sarılan Sehun'a göre çok uyumsuz görünüyordu. Takım elbise giyen on sekiz yaşındaki Sehun çok yakışıklı ve erkeksi bir Sehun idi.

Oh Sehun's Diary [ÇEVİRİ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin