19- Canavar

978 88 138
                                    

Oh Sehun's Diary

Yazar: ducklingsoo

Çeviri: Minnie Hyung

// Glee - Get It Right //

BÖLÜM 18

Sehunnie'me bir şeyler oluyordu. Sanki içinde öyle bir şey varmış, bedenini birisi öyle bir sahipleniyormuş gibiydi ki bazen onun gerçekten o olduğuna inanamıyordum. Çok farklıydı. Olumsuz bir yönde... Farklı.

Bunun bazı anıları aklına geldikten sonra gerçekleştiğini fark etmiştim; eski hafızası geri gelmişti ancak karşılık olarak ilk on günkü anılarını kaybetmişti. Muhtemelen şu bahsedilen anterograd amnezi olmalıydı, kazadan sonraki yeni hafızası doğru dürüst işlenmemiş ve sonunda kaybolmuştu. Ona kendimi hatırlatmak için verdiğim mücadeleyi hatırlamıyordu, bana bir çeşit çöp gibi davrandığını hatırlamıyordu. Bunu sorun etmeyebilirdim, eğer eski hafızası tamamen geri gelmiş olsaydı.

Sahildeki o günden beri bana "ağabey" diye seslenmeye başlamıştı ama bir kez olsun adımla çağırmamıştı. İsimlerimizin ne olduğunu sorduğumda da doğru cevap veremiyordu ama her nasılsa biri ona adıyla seslendiği zaman tepki veriyordu. Her sabah, ilk yaptığım şey ona isimlerimizi öğretmek oluyordu. Pek yararı yoktu ama hiçbir şey yapmamaktan da iyi olduğuna inanıyordum.

Garip hafıza kaybına ek olarak, eski hafızası da geçmişte sadece belli bir noktaya kadar erişebiliyordu. Kazanın yaşandığı ve her şeyin alt üst olduğu güne dair hafızasında hiçbir iz yoktu. O konuda bana hâlâ kızgın olup olmadığını sormuştum ancak cevap olarak sadece ona gerçekten garip, sanki sanrılarımdan uydurduğum bir şey soruyormuşum gibi görünen şaşkın bakışlarını almıştım. Bunu ilk anladığımda rahatlamıştım çünkü hem fiziksel hem de zihinsel olarak nasıl yaralandığını hatırlamıyordu ancak rahatlamakla gerçekten bir korkak gibi hissetmiştim. Tüm o acı dolu hatıralar zihnine akın ettiği zaman nasıl tepki vereceğini görmeye hazır olmanın yakınında bile olmadığımı itiraf etmem gerekiyordu. Öfkelenebilir ve beni öldüresiye dövebilirdi. Sonumu getirmek istiyorsa kaçacak değildim zaten, bunu hak ettiğimi biliyordum.

Bu ille de özgür ve mutlu olduğum anlamına gelmiyordu. Hâlâ ektiğimi biçiyordum. Hayatım fazlasıyla bunalımlı bir diziye dönmüştü. Tek ve biricik sevdiğim beni gerçekten sevdiği biri gibi görmeyi bırakmıştı; ona onu sevdiğimi her söylediğimde buna garip bir sırıtışla karşılık veriyordu. Hatta ona çok fazla dokunmama bile izin vermiyordu. Belki sadece bana öyle geliyordu ama çoğu zaman kendini tutuyordu. Merak ediyordum, bana karşı o özel hisleri hâlen besliyor muydu? Yoksa hafızasını yitirmesiyle beraber yok olmuş olabilir miydi?

Günler geçmiş ve nihayet muhtemel sebebini çözmüştüm; eski hafızasının o gün durduğunu fark etmiştim. Hâlâ Minseok ile birlikte olduğumu sanıyordu, bu yüzden yanımda bu kadar tuhaf davranıyordu. En hafif şekliyle, bu şaşırtıcıydı, ona her şeyi anlatmaya ve açıklamaya çalışmıştım ama bu bir bebekle siyaset hakkında konuşmak gibiydi. Asla anlayamamıştı.

Bazen Minseok ile olmayan ilişkimi düşünerek ağlıyordu. Bununla birlikte, hiç olmazsa onun için hâlâ değerli olduğuma dair kendimi rahatlatabilmiştim. Artık Minseok ile beraber olmadığıma, gerçekten sevdiğim tek kişinin Minseok değil o olduğuna dair onu ikna etmeye cidden çabalamıştım ama bu hafızasında hiçbir zaman yer edinmemişti.

Daha sonra Sehun'un bunca zamandır söylediklerimin tamamını gerçekten anlayamadığını fark etmiştim; insanların söylediklerini anlama kabiliyeti kısıtlıydı. Bu beni üzmüş ve kafamı karıştırmıştı, söylediklerimi anlayıp anlamadığını nasıl bilebilirdim? Ona yığınlarca kelime söyledikten sonra bu cidden olmuş, sonunda bana sadece afallamış bir ifadeyle bakmıştı. Bu durum, sakat olanı benmişim gibi gösteriyordu, evet, Jongin bunu bana belirttiğinde inkâr etmemiştim bile.

Oh Sehun's Diary [ÇEVİRİ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin