mektup yirmi bir

345 46 12
                                    

[mart 2014]

sevgili venus,

"adı michael clifford'dı, ve benim hayatımın aşkıydı." diye başladı. "terapi grubunda tanıştık. çok şiddetli depresyonu ve anksiyetesi vardı. ve ben de depresyondaydım ve sinir sorunlarım vardı."

şok olmuştum, bana karşı hiç sinirli olmamıştı.

"aramızda anlık bir uyuşma olmuştu, bilirsin? birbirimizi anlıyorduk. birbirimize yardım ediyorduk. gecenin ikisinde sinir krizleri geçirirken michael beni sakinleştirmek için elinden geldiği kadar çabuk yanıma geliyordu. ya da, michael anksiyete atağı geçirdiğinde ve bana ihtiyacı olduğunda gidip yardım ediyordum. birbirimiz için birlikteydik. birbirimizi seviyorduk."

iç çekti ve titrek nefesinin altından akan gözyaşlarını duyabiliyordum.

"7 ocak 2012'de gecenin birinde michael beni aradı. sesi çok kötü geliyordu, biri tamamen bitmek üzere olduğunda nasıl olur bilirsin, işte michael'da öyleydi." bir damla gözyaşı gözünden kaçtı ve burnunu çekti.

"bana beni sevdiğini söyledi, ve her zaman yanımda olacağını ve telefonu kapattı. bu ondan duyduğum son şeydi."

onun mezar taşına baktı, sonra da koyu mavi olan gökyüzüne.

"bir gökdelenden atladı. o darbeyle öldü." daha fazla gözyaşı gözlerinden akıyordu. "iki sene oldu ve evet, acı azaldı ama hala cehennemdeymişim gibi acıtıyor ve sönmesi güç bir ateş gibi yanıyor."

sessiz kalmıştım. ne diyebilirdim?

dürüst olmak gerekirse bir insanın ağzından çıkabilecek bir şey yoktu,

acıyı ve yalnızlığı sıfıra indirebilecek.

bu yüzden ona sarıldım.

omzumda ağladı, ve siktir, ben de onun omzunda ağladım.

ve o mezarlıkta,

öğleden sonra mart ayında

içimde bir kıvılcım hissettim

sadece bunun aşk olmamasını umdum.

sevgilerle,

ashton, bir daha aşık olmak istemeyen




mars || ashton irwin [türkçe]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin