Güneş tepeye çıktığında Cang Che sonuncu Mor yang bitkisini de toprağa yerleştirmişti.Her bir tohumuna 10 bakır veren Cang Che, bir aydır biriktirdiği parasını bu on tohuma vermişti.Eğer mor yang bitkileri bir şey olmazsa bir ay içinde olgunlaşacakdı .
Ve o zaman babası ile bir sonraki ay Yeşil Kaplumbağa kasabasına gidecek, ve tanesini 50 bakırdan satabilecekti.
Kazandığı 5 gümüşün 2 gümüşü ile kendisine bir tahta kılıç alabilecek. Kalan 3 gümüş parasının 2 gümüşü ile yirmi adet tohum alacak ve kalan parasını deposuna koyacak idi.
Yüzünde biriken terleri silen Cang Che son kez mor yang'ları kontrol ettikten sonra evine doğru yürümeye başladı .Bitkilerini evinden on beş dakika uzaklıkta ağaçlık bir alana ekmişti ve şansına bulduğu yerin yanında, derinliği en fazla iki buçuk metre olan küçük bir göl vardı. Ve bu ortam Cang Che'nin bitkilerinin büyümesi için oldukça verimli bir alandı. Özel yerinden çıkan Cang Che
babasının yanına gitmesi gerektiğini hatırladı, bu gün köyün büyükleri kızıl meşe ormanına gideceklerdi. Büyükler kızıl meşe ormanında olan geyik ve vahşi kurt'ları avlayacaklar dı. Cang Che'nin babasından duyduğuna göre vahşi kurtların seviyeleri doğal kaynak aleminde 6. seviyeye kadar çıkıyordu. Büyükler geyik ve kurt avlarken gençler ve küçükler ise kızıl meşe ormanında bir düzine kadar kızıl meşe ağacı devirmeleri onları köye taşımaları gerekiyordu gerekiyordu. Kızıl meşe ağaçları esnek olmasalar da oldukça dayanıklı bir malzemeymiş. Cang Che başını gökyüzüne kaldırdı ve güneşe baktı . Köyün kuzeyinde bekleyen gruba yetişmesi için hala vakti vardı. Her zaman yanında taşıdığı çantasından kalan parasını çıkardı. Parasının çoğunu tohumlar için harcayınca Cang Che nin sadece 30 bakırı kalmıştı. Eğer biraz ısrar ederse Amca Yuan dan 10 bakıra kendisini akşama kadar idare edebilecek ekmek ve tofu* alabilirdi. Cang Che Amca Yuan'ın dükkanına girdiğinde Amca Yuan gülümseyen yüzüyle kendisine seslendi.''Küçük Che senin için ne yapabilirim''
''Amca Yuan bu gün büyüklerle birlikte kızıl meşe ormanına gideceğim. Ve gitmeden önce senden biraz ekmek ve tofu almak için buraya geldim.''Cang Che istediklerinin normalde 15 bakır tuttuğunu biliyordu. Cang Che cebine koyduğu 11 bakırı çıkardı ve saymaya başladı. ''Amca Yuan 11 bakır param var ne kadar oluyorsa o kadar tofu ve ekmek alacağım.''Amca Yuan eline 11 bakırı aldı ve biraz düşündükten sonra 1 bakırını Cang Che ye geri verdi.''Küçük Che istediklerin için 10 bakır yeterli olacaktır burada bekle senin için bir paket hazırlayacağım''
İçinde tofu ve ekmek olan paketi alıp çantasına atan Cang Che 5 bakır daha az ödemenin verdiği mutlulukla ormanın kuzey bölgesine babasının yanına doğru yürümeye başladı.On dakika kadar kısa bir yürüyüşün ardından ormanın girişinde bekleyen grup gözükmüştü.Grubun ilerisinde sırtında taşıdığı yayıyla babasını görmüştü.Köyde okçuluk ile avlanan kişi sayısı çok azdı, Cang Che nin babası kendini okçuluk alanında geliştirmişti. köydeki herkes daha kolay olduğu için kılıç, balta gibi kullanması basit silahlar kullanıyordu. Cang Che büyüklerin toplanıp konuştuğu alana doğru gitti yirmi beş veya daha fazla büyük silahlarını kuşanmıştı ve kızıl meşe ormanına girmek için hazır bekliyorlardı. Cang Che büyüklerin arasına karıştığında babasının olduğu yere doğru ilerlerdi, babası gördüğünde yanına koşup beklemeye başladı. Babası yanındaki iki okçuyla galiba ne yapacaklarını konuşuyordu.Babasının işi bittikten sonra Cang Che ye döndü.
''Küçük Che burada ne işin var sekiz yaşına girmen için hala iki ayın var.Bizim ile gelmen için Doğal kaynak aleminde 1. seviyeye çıkmış olman gerek bunu biliyorsun.''
''Baba biliyorum ama artık bende sekiz yaşında biri sayılırım hem yapacağımız şey tehlikeli bir şey değil büyük abiler ile birlikte kızıl meşe keseceğiz bana orada bir şey olmaz.''Cang Che bunları dedikten sonra gözlerini büyüterek babasının gözlerine bakmaya başladı.Babası biraz düşündükten izin verebileceğini düşündü ve çantasının içinden küçük tahta bir sapı olan on beş santim uzunluğunda bronzdan bir bıçak çıkardı.
''Cang Che gitmene izin veriyorum ama sakın grubundan ayrılma ve bu küçük hançeri al eğer bir şey olursa bunu kullanabilirsin.''
Cang Che elindeki küçük hançere hayranlıkla baktı.Babası önceden ona yaptığı küçük yay ile ok atmayı öğretmişti.Ama daha önce hiç eline bir bıçak veya kılıç almamıştı.Ve şimdi elinde bir bıçak duruyordu.Bıçağı eline aldıktan sonra küçük ellerine tam oturduğunu fark etti.''Teşekkür ederim baba grubumdan hiç ayrılmayacağım.''Cang Fen oğlunun dediklerini yapacağından emin olduktan Cang Che yi gençlerin olduğu gruba doğru götürdü.Gençlerin başında duran büyüğe bir kaç şey söyledikten sonra kendi grubuna geri döndü.Biraz sonrada büyükler ormanın içinde girdiler.Gençlerin başında bekleyen büyük herkesin ortasına geçtikten sonra konuşmaya başladı.''Ben Xio Li sizin başınızdaki kişiyim ormana girdikten sonra benim belirlediğim ağaçları gençler kesecek küçükler ise kesilen ağaçların dışındaki kabuğu çıkaracak güneş batana kadar vaktimiz var.Gençler arkamda duran baltalarını alsınlar küçükler ise ağaçları budamak için yanımdaki çekiçleri alsınlar.''Xio Li'nin sözlerinden sonra herkes alması gerekenleri aldı ve yerlerine geçti .Cang Che elindeki çekice bakıyordu kısa tahtadan bir sapı vardı ve tahtanın başında demirden yapılma ucu keskin olan bir alet takılmıştı.Sanırım bununla kütüğün üstünde bulunan kabukları koparacaklardı. Çekicini de çantasına koyan Cang Che oldukça heyecanlıydı bundan önce Yeşil Kaplumbağa kasabasına iki kere gitmesi dışında köyden uzak yerlere gitmemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dragonel
خيال (فانتازيا)Çok uzun bir zaman önce milyonlarca canlının öldüğü bir savaş yaşandı. İmparator Zaghark ve barış içinde yaşayan ırklar arasında olan bu savaşta İmparator Zaghark yenildi fakat yenilmeden önce kutsal hazineyi kulllanarak tüm ırkları kapsayan bir büy...