Ananas

36 1 1
                                    

Hafifçe doğruldum ve saate baktım. Saat sabahın yedisiydi. Hemen doğruldum ve terliklerimi giydim. Altımda sadece boxer vardı. Yeterince giyinik hissediyordum. İyice esnedikten sonra hantal adımlarla banyoya geldim. Son olaydan birkaç hafta geçmişti ve gerçekten kendimi hala yorgun hissediyordum. Sanırım kelimenin tam anlamıyla "Miskin" idim. Banyoda traş oldum ve sıcak bir duş aldım. Ardından pijamalarımı giyip hemen aşağı indim. Mutfağa girdim. Mutfağımda ki küçük televizyonu açtım. Bir yandan da sandviç hazırlamaya başladım. Hemen dolaba yöneldim ve dolaptan domatesi, jambon salamı aldım. Kulağıma hemen televizyondaki haber ilişti. Tam olarak sunucu "New York'ta son bir kaç haftadır ardı arkası kesilmeyen olaylar devam ediyor. Öncesinde bir patlama şimdi de geniş çaplı bir banka soygunu. Şehirde kaos büyüyor. Halk şaşkın ve hala başkandan bir açıklama bekliyor. Biz de umuyoruz ki Başkan en doğru kararı verecektir" demişti. 

Hemen gözlerimi televizyona çevirdim. Birkaç tane ergen kılıklı serseri sadece maskelerle bankayı soymuştu. Üstündeki tişörtlere bakılırsa muhtemelen belli bir grup idi. Hepsinde aynı simgeli tişörtler vardı. Koskocaman bir kahkaha attım. Kahkaha atarken de arada elimi de kestim. Sikeyim yani ! Bir türlü yemek yaparken dikkatimi veremiyordum. 

Bu nedir yani amına koyayım bir kötü adam yemek yapamıyacak mı yani ? Sandiviçi kabaca hazırladım ve tek hamlede yarısını ıssırdım. Issırırken aklıma ilk önce tek boynuzlu atlar gelmişti. Acaba bir ara atların kafasına havuç geçirip şehrin ortasında gezdirmeyi ya da Hasbro mağazasına girip ne yapıyorsunuz sikikler diyip atları mağazanın içine salmayı düşünmedim değil. Neyse konu şuan o değildi. Konu kişiseldi. Birkaç tane primci orospu çocuğu benim yaptığım gösteriden yararlanıyordu. 

Affetmem. Madem kendimizi dünyaya tanıttık şimdi kendimizi öz ve öz şekilde yer altı dünyasına tanıtmak vardı...

Kahvaltımı yaptıktan sonra yatak odama gittim. Yatağın altında sakladığım çantamı aldım ve yatağın üzerine koydum. Çantayı açtım. En sevdiğim bebeklerim vardı. Lucy ve Lucian dı isimleri. Lucy tam bir hanım efendiydi, zarifliği ile düşmanlarının içinden geçip giderdi. İkiside altıpatlar model bir silahtı. Lucian ise, tam bir can yakandı. Şerefsiz elimde büyüdü. Ne güzel espiri yaptım ama ahah. Şaka şaka tamam. Ama klasikliğini her yerde gösteren bir silahtı. Masanın üzerinden telefonumu aldım ve hemen kuru temizlemeciyi aradım. En son onlara takım elbisemi göndermiştim. Çalışan telefonu açar açmaz ilk sorum "Takım elbisem hazır mı?" diye sordum. 

Birde gör ki herif bana ne desin !? "Takım elbiseniz teknik bir aksaklıktan hazır değil" dedi. Sinirlendim ve direk telefonu kapattım. Ee ben ne ile bu serserileri avlayacaktım ? Dolabımı açtım ve bomboştu. Bir ara alışveriş yapmam lazımdı. Dolabı kapattım ve hüzünle aynaya baktım. Pijamalarım vardı. Elden başka bir şey gelmiyordu. Bu pijamalar ile pekte kendime özgü bir giriş yapamazdım. O yüzden uzaktan halledecektim. Bende sevmezdim bu tekniği ama öyle gerekiyordu. Çantaya kapattım ve yanıma aldım. Evden hızla çıktım ve hemen arabaya bindim. Arabayı çalıştırdım ve gazı tekrar kökledim. Danny'i aradım. Telefonu açar açmaz "Hemen bana 5 kasa dinamit hazırla" diyerek telefonu kapattım. Telefonu yan koltuğa fırlattım ve hemen radyoyu açtım. Aman tanrım! Benim şarkım çalıyordu. DMX'in Where the hood at şarkısı çalıyordu. 

Resmen gaza gelmiştim. Bir kaç dakika sonra Danny'in evinin önüne varmıştım. Arabanın bagajını düğmeye basarak açtım ve arabanın bagajını resmen Danny'nin evinin kapısına dayıyacak şekilde park ettim. Danny'i bir kere arayıp hemen kapattım. Kapıyı hızla açtı ve "Gene ne planlıyorsun amına koyayım, bu nedir gene ya" diye karşılık verdi. "Sus sikerim, sadece kasaları arabaya yükle" dedim. Dediğimi yaptı. "Birde işini bitirince hemen telefonuma bugün ki palyaçoların takıldığı bir yeri at, hatta mümkünse şu anda takıldıkları yeri at." dedim. Hemen bagajı kapattı ve kapısınıda kapattı. Hiç beklemeden gazı kökledim. Yaklaşık 5 - 10 dakika sonra telefonuma konum bildirimi geldi. Hemen açtım ve nerede olduklarına baktım. Şerefsizler...  Kazandıkları parayı hemen bir striptiz klübünde harcamaya başlamışlardı. Kafaları da basmıyordu sanırım. Benim o kadar param olsa ve bir sapık olsam bir kaç fahişe tutar işimi bitirirdim. Biraz daha sürdükten sonra striptiz kulübünün arkasına varmıştım. Hemen arabadan indim ve bagajı açtım. 

Dinamitler çok kaba duruyordu, biraz süsleme lazımdı. Kafamı geriye doğru çektim ve yanımda ki kamyonete gözümü diktim. Sinsi sinsi gülümsemeler başlamıştı suratımda. Kamyonetin arkası ananas doluydu. Hemen hızlı hızlı adımlarla kamyonetin arkasındaki ananas dolu kasaları tek tek aldım ve dinamit kasalarımın yanına koydum. Çalışanlar sanırım amelelik konusunda mola vermiş, başka bir yerlerdeydi. Arabalarının başında değillerdi. Hemen arabanın ön kapısını açtım ve torpidodan çakımı aldım. Bagaja geçtim ve tek tek ananasların altını daire şeklinde kesip altlarını açtım. Tek tek dinamitleri ananasların içine yerleştirdim ve oldukları kasalara koydum. Kasaları tek tek tekrar kamyonete yükledim. Biraz bekledikten sonra çalışanlar geri dönmüştü. 

Hemen koşar adımlarla bindim arabama. Bu kadar kötü bir insanın pijamalarla gezmesi acaba nasıl bir saykoluktu düşünmemek elde değildi yani. Bir kaç sokak öteye arabamı park ettim ve geriye yaslandım. Yaklaşık telefonumda 10 dakikalık bir geri sayım başlattım. Beklemeye başladım.

Zaman geçmiyordu daha 2 dakika dolmuştu. Radyoyu açtım ve tekrar geriye yaslandım. Bu sefer haber spikeri ile karşılaşmıştım. "Yunanistan'da inşaatı biten Ary müzesi açıldı. Herkesin beklediği siyah elmasta içeride sergileniyor. Bu büyük görsel şölene şahit olmak isteyen gelip görebilir." demişti. Resmen kendimden geçtim... 10 dakikalık alarm çalmıştı... Rehberim de ki "Exaşkım" adlı numarayı tekrar aradım... Bu sefer aklımda gerçek bir hedef vardı. Adımı tescilleyecek bir şeydi... Dışarıda ki tahrik edici patlama sesleri bile kafamda ki bu şeyi çıkaramıyordu... Küçük ergen grubunu katlettikten sonra tek hedefim bu olacaktı... Buna sahip olmalıydım... Gerçekten sahip olmalıydım...

Siyah ElmasHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin