Multi 'Burak'
İYİ OKUMALAR :)
''bende sizin okuldayım seni görmeye gelmiştim'' deyince sevinçle bir çığlık attım. ''Ne bağrıyorsun kızım, böyle bağıracağını bilsem aramazdım.'' dedi gülerek. ''Nerdesin?'' dedim tekrar aynı soruyu yönelterek. ''Okulun merdivenlerinden çıkıyorum işte''
derken telefonu yüzüne kapattım ve merdivenlere koştum. Burağı görünce boynuna atladım, sıkıca sarıldım. Çok özlemişim ya
''Cadı kuzenim beni çok mu özlemiş bakalım'' dedi beni yere indirirken. '' Evet ya çok özledim hiç görüşemedik'' dedim gülümseyerek. '' Hadi gidelim''
''Nereye ya dersler bitmedi daha, hem ilk günden müdürden azar yiyemem''
''Merak etme izin aldım ben'' dedi. Şaşkın şaşkın burağa bakıyordum ''nası ya''?? ''Meslek sırrı kızım'' dedi gülerek. Hah meslek sırrıymış yesinler. ''Tamam sınıfa gidelim çantamı alalım'' dedim. Kafa sallayarak elini omzuma attı. Sınıfa doğru ilerlemeye başladık,
Sınıfa girdiğimizde herkes bize bakmaya başladı, sırama doğru lerlerken batuhanın koyulaşmış ve kızarmış suratıyla karşılaştım. Ne olmuştu buna böyle?
Tam sıramdan çantamı alıyordum ki batuhanın kolumu tutmasıyla duraksadım. ''Nereye?!'' kolumu acıtıyordu pislik.''Sanane, bırak kolumu'' diye bağırdım. Bütün sınıf bizi izliyordu, sanki film çekiyoruz anasını satayım. Burak yanıma uçar adımlarla geldi ve batuhanın kolunu sert bi şekilde çekti.
''Bırak lan kızın kolunu'' diye bağırdı. Batuhan burağın omzuna çarparak sınıftan hızlıca çıktı. Kapıyı çarpmayı unutmadı tabi öküz. Buna ne oluyorsa anlamıyorum, ne bu bağırmalar kolumu tutmalar falan. Kopartacaktı resmen kolumu hayvan.
''Kim bu çocuk!!'' diye bağıran burağın sesiyle yerimden sıçradım. Bu ne bağırıyor ya. '' Sınıfın baş öküzü olur kendisi. Batuhan adı'' dedim ve kolundan çekiştirerek sınıftan çıktım.
Çantamı almaya geldim sınıfa, o kadar ekşın arasında suınıfta unuttum. ''Burağın kolunu çekiştirmeyi bırakıp, sınıfa girdim. Çantamı alıp sınıftan çıktım bu arada sınıfın fısıldaşmalarını duymamaya çalışıyordum.
Burak bana ters ters bakıyordu. ''Çantamı unutmuşum işte'' dedim zoraki gülümsemeyle. '' İyi tamam hadi gidelim'' dedi elini belime koyarak. ''Nereye gidiyoruz bayım''
''Süpriz hanım efendi. Şimdi kapa çeneni de yürü'' gülümseyerek önüme döndüm. Bahçeye çıktığımızda hala gülümsüyordum ta ki batuhanı bankta otururken görünceye dek. Bir de bakıyordu hayvan. ''Bu ne bakıyor sana. Gidip kafayı gömcem o olacak'' diye tısladı burak.
Burak kavga ederse gerçekten onu durdurmak imkansız gibi bir şeydi, özelliklede o kavganın konusu bensem kesinlikle imkansızdı.
^^BATUHANIN DİLİNDEN^^
Buse okula gelmeden adını duymuştum. Okul müdürünün amcam olması herşeyi herkesten önce bilmeme neden oluyordu. Tabi ben buse' nin o gün ki gördüğüm kız olduğunu bilmiyordum.
Amcamın bana okulla ilgili evrakları almamı söylediği yerde adamı bekliyordum. Buseyi işte tam o anda gördüm, karşıdan karşıya geçmeye çalışan kör bir kızla konuşuyordu, sonra ona yardım edip nereye gitmek istediğini sordu. Küçük kız kitapçıyı işaret ettiinde birlikte oraya girdiler. Amcamın söylediği adam evrakları getirmişti ama ben hala buse ve o kızı bekliyordum.
Yarım saat gibi bir süreden sonra çıktıklarında kör kızın elinde üç kitap vardı, sanırım onları buse almıştı. Nedensiz yüzümde kocaman bir gülümseme oluştu. Buse küçük kızı alıp yürümeye başladı ben hala onları izliyordum. Sonra takip etmeye başladım. Alt sokakta harabeye dönmüş evi gösterdi küçük kız. Busenin yüzünde üzgün küçük bir gülümseme vardı, kızı öpüp eve yolladı. Ben direk adamlarımdan birini arayıp bir ev bulmasını ve döşetmesini istedim. O küçük kız bu evde yaşayamazdı.
Buse kız gittikten sonra biriyle konuşup taksiye bindi ve gitti. İşte o gün ilk defa bir kızın gözlerine tutulmuştum. Masumluğuna tutulmuştum. Buse benim bir gecelik takıldığım kızlara benzemiyordu, o çok farklıydı. Annem gibi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gecenin Sessizliği
Teen FictionAçıkçası kimse hayal ettiği gibi bir hayat yaşamıyor. O yüzden kendini çok üzme.! Yolun sonu belli, herkes ölüyor. BU GECE YİNE SESSİZ...