SLENDY'LE BİR GECE

Dışarıda çok yağmur yağıyordu. Annem ve babam evde yoktu, sadece ben ve kardeşim Emily vardı. Emily benden 3 yaş küçük. Saat 19:30 sıralarında kardeşimle beraber çizgi film izlemeye başladık. Bayağı uzun bir süre izledik, sonra Emily'e saatin geç olduğunu yatmamız gerektiğini söyledim. Saatin kaç olduğunu bilmiyordum ama hava çok kararmıştı. Kardeşim tuvalete gitti ve yatağına yattı. Aynı odada kalıyorduk, tek kardeşim olduğu için ona en ufak bir zarar gelsin istemiyordum. Galiba üç saat kadar uyumuşum*öyle hissediyordum*. Emily beni uyandırdı ve camın önünden bir canavar geçti dedi. İlk önce inanmadım ama camdan dışarı bakınca, bahçede bir adamın yalı kazığı gibi dikildiğini gördüm. Sanırım bize bakıyordu. Hemen annemi ve babamı aradım ama telefonlarımız çalışmıyordu. NEDEN? Hemde hemen yanımızda baz istasyonu vardı. Neyse... Evde ne kadar cam ve kapı varsa kapatım kilitledim. Emily'e camlardan ve kapılardan uzak durmasını ve sakin olmasını söyledim. Telefonlarımız çalışmıyordu derken bide bu uzun smokinli adamın pencerede dikildiğini gördüm. Bana bakıyordu, sanki biri onun yüzünü parçalamış, saçını kazıtmıştı ve vücudunun tamamını beyaza boyamıştı çok korkmuştum. Aniden sesler çıkarmaya başladı, "Sadece oyun oynamak istiyorum... Kızarsam ikimiz içinde iyi olmaz!.." dedi ve bu söz ile kardeşim ağlamaya başladı. Odamıza kaçıp saklandık ve on dakia kadar orada kaldık. Piskopat herif bu sefer camı kırıp içeri girdi ayak sesleri yaklaşıyordu kardeşimi ağlattığı için öfkelenmiştim. Babamın bana geçen yıl doğum günüm için aldığı pompalı tüfeğimi kaptım, koridora çıktım ve o pisliğin vücuduna 6 el ateş ettim. Her yer kan olmuştu, o piskopat katil yere yığılıp kaldı. Yaraları yavaş yavaş kapanıyordu ama sersemlemişti biz de bunu fırsat bilerek dışarı çıkıp polis karakoluna doğru koşmaya başladık. Pislik herif bizi takip ediyordu ama saklanmaya da çalışıyordu benden kaçamazdı benim gözlerim çok iyi görüyordu bu avantajım sayesinde bizi yakalıyamadı. Karakola vardık, olanları polise anlattık bu arada bizi camdan izliyordu bunu gören polisler ona ateş etmeye başladı. Ancak tüm çabalar nâfile polislerin hepsi öldü. Kaçmaya kaldığımız yerden tekrar başladık...

İki gün geçti. O herif bizi bulmaya çalışıyor, artık asker korumasındayız, ama yine de korkuyorum. İki saat sonra askeri üsse saldırı başlamıştı. Hemen sıhhiye bölümüne gidip saklandık. Dışarıdan yoğun bir silah sesi geliyordu kardeşim çok ama çok ağlıyordu, yavaş yavaş sinirleniyordum. Kardeşime "Sakın bir yere gitme ve burada saklan!" dedim ve dışarı çıktım. Herkes seviniyordu, ne olduğunu sordum; "Slender Man öldü!!!" dediler. "Slender Man'de kim?" diyince herkes bana baktı ve sesleri kesildi. Aralarından biri bana Slender'ın bize saldıran yaratık olduğunu ve şimdi öldüğünü söylediler*nam-ı değer "Pislik Herif"*. Derin bir "OH" çektim ve ailemi arayıp beni ve kardeşimi almalarını istediklerini söylediler. Kardeşim Emily ile o canavarın yanına gidip onu inceledik ve ailem geldi, tam arabaya binecek iken o şey bana "Daha işimiz bitmedi... İkimiz içinde kötü olacak demiştim!.." dedi ama ben onu duymazdan geldim.

TWO YEARS LATER----İKİ YIL SONRA

Slendy'nin titanyum bir tabut ile 60 metre derine özel makinelerle gömdüklerini öğrendim. En azından birdaha buraya gelemeyeceği için gece rahat yatıyorum. Üstelik bu olaydan sonra Emily artık canavarlardan korkmuyor.

Göktuğ Kibaroğlu

GK. Stories©®™
Tüm hakları saklıdır.