Lookin' at Wrong Places | Scorbus texting

17

Albus şimdi yatakhanedeydi. Banyonun kapısını yumrukluyordu. İçerideyse biri duş alıyordu.

"Scorpius Malfoy! Aç şu kapıyı!"

"Banyodayım, Albus! Banyoda! Nasıl çıkmamı bekliyorsun?!" diye cevap geldi içeriden.

"O, koca kıçını kaldırmanı ve çıkmanı!"

"Söyleyeceklerin bekleyemez mi?" diye cevap geldiği zaman Albus sinirle başını duvara vurdu.

"Hayır!"

Sonunda kapı açıldı ve Scorpius dışarı çıktı. Bacaklarında havlu vardı ama bembeyaz bedeninden aşağı sular akıyordu. Platin kafası su içindeydi ve karışıktı. Albus bir süre rahatsızca ona baktı. Belki de, gerçekten beklemeliydi.

"Yerdeki suyu sen sileceksin," diye homurdandı Scorpius.

"Rose'a ne dedin?" dedi Albus, hiç beklemeyerek. Kimsenin Rose'u üzmesine izin veremezdi.

"Ne?"

"Rose'un seni sevdiğini itiraf etmesini bana söylememen bir yana, şimdi onun yanından geliyorum ve-"

"Ve keyfi bozuk." dedi Scorpius, "Tabii ki keyfi bozuk, mal kafalı. Keyfinin bozuk olmaması için şu an sevgili olmamız gerekirdi."

"Ne dedin ona?" dedi Albus, yine.

"Birkaç şey. Sadece gerçekleri!" dedi Scorpius masumca ellerini kaldırarak, "Cidden üzecek bir şey – tamam," Scorpius ıslak saçlarını karıştırdı. Soğuktan parmakları titriyordu. "Üzecek şeyler demiş olabilirim, ama kaba bir şey demedim!"

"O ne demek oluyor?!" dedi Albus, sinirle.

""Özür dilerim, Rose, ama ben senden hoşlanmıyorum." onu üzebilir, ama kaba sayılmaz!"

"Scor," dedi Albus alnını ovarak, "Hemen üzerini giyiniyorsun ve bana konuştuklarınızı kelimesi kelimesine-"

"Hayır," dedi Scorpius, hemen. "Olmaz."

"Neden?"

"Rose öyle istedi. Şimdi izin verirsen, ben banyo keyfime geri dönüyorum."

Scorpius kapıyı yeniden kapattığı zaman Albus sinirle başını duvara vurdu.