2.Bölüm(Buluşma)

33 5 7
                                    

Kâğıda baktığımda 'Bugün çok sakarsın,başını döndüren bir şeyler olmalı' yazısını gördüm.Bu yazı şok olmama neden olurken Buğra okuyup tekrar kahkaha atmaya başladı.Yanaklarımın kızardığını hissedebiliyordum.Buğra ise, çoktan çöpünü atmış Derin'e bakıp "Kesinlikle öyle." diyip gülmeye devam etti.Bu da Derin'in kıkırdamasına sebep oldu.
Sonunda ders bitmişti. Bu şok üzerine kâğıdı katlayıp cebime koydum.Tam kantine gidecektim ki Buğra'nın Bilge ve Derin'le birlikte olduğunu gördüm.Bu fırsatla hemen yanlarına gittim.Buğra "Kantine iniyoruz geliyor musun kanka?"dediğinde  ben de kafamı salladım ve birlikte kantine doğru ilerledik.
Derin'e baktığımda hâlinden oldukça memnun bir şekilde Bilge'yle konuşuyordu.Üçüncü bir sakarlık yaşamamaya oldukça özen gösteriyordum.Sonunda kantine gelmiştik."Ne istersiniz ?" diye sordum.Derin karışık tost istediğini söyleyip bir miktar para uzattı.Bu biraz bozulmama sebep oldu."Saçmalama ben öderim!"diyip kaşlarımı çattım.Diğerlerinin de isteklerini alıp tekrar masaya döndüm.Derin'e tostunu verdiğimde bana teşekkür etti.Tam tostunu yerken omzunda büyük bir morluk gördüm.Sanki dayak yemiş gibi bi hâli vardı.Bu fazlasıyla endişelenmeme sebep olurken gözlerimi büyüttüğümün farkında değildim.Buğra bana bakıp ifademi çözmeye çalışırken kendime geldim.Buğra 'ne oldu' der gibi kaş göz yaptı.'Önemli bişey yok' diye hareket yaparak karşılık verdim.Ardından zil çaldı.Hep birlikte yukarı çıkarken Derin'in giydiği siyah askılı bluz istemsizce biraz daha sıyrıldı.Omzundaki morluğun sırtına doğru devam ettiğini anlamam ağzımın iki metre açılmasına sebep oldu.
Buğra 'nın tokat atması sonucu merdivenlerden düşecek gibi oldum.Buğra ne olduğunu sorduğunda ona söylemek ve söylememek arasında gidip geldim.Sonra öğrenmesinde bi sakınca görmeyip "Yok birşey."dedim.

Sonunda okul bitmişti.Derin'le buluşacaktık.Kalbim götümde atıyordu resmen.Zil çalar çalmaz çantamı toplayıp Buğra'ya haber vererek Derin'in yanına gittim."Ne yapmak istersin?" diye sordum.Bu sorumla yanıma daha çok yaklaşıp lunaparka gitmek istediğini söyledi.Göz ucuyla ona bakmaya çalışıyordum ve tabiki önümdeki direklere de oldukça dikkat ediyordum.Rezil olmadan bir gün geçirebilmek adına tonlarca dua ettim.
Sonunda lunaparka gelebilmiştik.Derin'in gözündeki o parlamayı gördüm.Çocuksu bir heyecana kapılmıştı.Çarpışan arabalara ve gondola bindik .Sanki sevgililer gibiydik.Saat geç olmuştu ama bu durum Derin'in pek umrunda değil gibi gözüküyordu.Gece yarısına olmak üzereydi.
Fazlasıyla yorulmamıza rağmen bi anda dönme dolaba binmek istedi.O sırada elinde az pamuk şeker kalmış adam gördüm."İster misin?"diye sordum.Kafasını sallayarak yanıma sokuldu.Bu durumda fazlasıyla gaza gelerek elimi omzuna attım.Biri görse kesinlikle sevgili sanacaktı.Pamuk şekerlerimizi alıp dönme dolaba doğru yürüdük.Yavaş yavaş kapanacaktı ve ortalıkta kimse yoktu.Adam büyük ısrarlarıma karşı dönme dolabı çalıştırdı.
Elim omzundan inmiyordu.Şu zamana kadar nasıl onun güzelliğine karşı başımın dönmesi sonucu yere düşmedim diye aklımdan geçirdim ve bu da gülümsememe sebep oldu.Bu sırada Derin çocuk gibi pamuk şekerini ağzına bulaştırmıştı ve bu görüntüsü komikti.Peçetemiz yoktu.Aslında bakarsanız yalayarak temizleyebilirdim.Ahh ne saçmalıyorsun Barış? Sonra kız sana tokadı bassın değil mi ?
"Ağzımı temizler misin?"diye sorarak gülümsedi.Elimle temizlemeye çalışıyordum fakat bu daha fazla bulaşmasına sebep oluyordu.Bu sırada diliyle ağzını temizlemeye çalışıyordu.Sonunda her yerimizi batırmıştık.Baştan aşağı kendimizi süzdüğümüzde gülmeye başladık.O gülüşün içinde kendimi kaybetmek üzereydim.Birkaç dakika birbirimize baktık.Bu bakış çok derin bi bakıştı sanki gözlerimin içine girecekti aramızda 4-5 parmak vardı. Tam o sırada telefonuma mesaj geldi.
GÖNDEREN:BİRİCİK ANNEM :
Barış nerdesin sen meraktan öleceğim
Ahh!Nasıl unuturum annemi .Ama bozuntuya vermemeliyim.Hayatımın kadını Derin yanımdaydı.
GÖNDERİLEN:BİRİCİK ANNEM:
Özür dilerim anne sana haber vermeyi unuttum yarım saat sonra gelirim arkadaşımla birlikteyim.
Derin meraklı gözlerle bakıyordu."Önemli birşey değil annem mesaj attı." dedim ."Ah tamamen unutmuşum.Saat geç oldu hemen gitmeliyiz."diyerek karşılık verince panikledim.Hemen gidemezdik.Onunla daha fazla vakit geçirmek istiyordum."Biraz sonra gideriz acele etme şu saniyelerin tadını çıkar." dedim.Ağzındaki pamuk şekerler gitmişti.Bu cümlemle arkasına yaslandı ve çaktırmadan yaklaşmaya başladı.Ya da bana öyle gelmiş olabilir.Yine kolumu omzuna atıp başımı başına yasladım.Şu saniyeler o kadar güzeldi ki...
Aradan 10 dakika geçtikten sonra bana dönüp "Çok geç oldu hadi gidelim." dedi.Mecburen dönme dolabı durdurup ücreti ödedik.Çıkışa doğru yürümeye başladık.Evini biliyordum.Yürürken elini tutmak istedim ve bi an gaza gelip tuttum. Terlediğimi  hissedebiliyordum.Resmen geberip gidecektim.
Tam o sırada Derin'in evinin önünde elinde sopa olan bir adam vardı.Birini bekliyor gibiydi. Derin elimi daha çok sıktı.Adam Derin'i görünce sanki beklediği kişi oymuş gibi bize doğru yaklaştı.
Arkadaşlar,bu benim ilk hikâyem daha yeniyim.
Bu yüzden yorum yapmanızı istiyorum çünkü daha yeni olduğum için yorumlarınızı fazlasıyla dikkate alıcam.

VAZGEÇİLMEZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin