Anahtar

763 19 4
                                    

Korku. Tek hissettiğim duygu. Korku.
Korku öyle güçlü bir duygu ki, şuan kalp atışlarımı duymama sebep oluyor. Evet korkuyorum.
Bu adamın peşimi bırakmayacağını bilemeliydim. Dışarı çıkmamalıydım. Başıma iş açacağına o kadar eminim ki...
Yüzü bardaki güne kıyasla daha seçilebilirdi. Yüzüne düşen gölge keskin hatlarını daha da ortaya çıkarmıştı. Dağınık koyu kahve saçları belayım diye bağırıyordu.
Bu gerizekalıyı incelerken bir yandan da aklımdan yüzlerce cinayet senaryosu dolanıyordu. Eğer şimdi kaçmazsam bu cinayet senaryolarının baş rolünü oynayabilirim. Kurban olarak.
Telefonumu orda bırakıp kaçmaya başladım. Her zaman yaptığım gibi yine kaçtım. Herşeyden kaçtığım gibi...
İnsanların arasından o kadar zor geçiyordum ki. Bu bile korkumu arttırmaya yetmişti. İki dakika sonra ne olacağım belli değildi. Böylesine psikopat düşünceler içinden kurtularak sadece koştum. Koştum. Koştum. Arkamdan geldiğine o kadar emindim ki, sırf daha fazla korkmamak için arkamda mı diye bakamıyordum bile. Adımlarımı olabildiğine hızlandırdım. Otele o kadar uzak değildim. Eğer otele kadar koşabilirsem bu psikopatı atlatmam an meselesi olur.
Ayağıma takılan koca taşı göremeyecek kadar hızlı koşuyordum. Taşa çarpar çarpmaz yere yapışmıştım.
Acı. Acı. Acı.
Bu duyguyu biliyordum. Korkuyu unutturabilecek kadar güçlü bir duygu. Hem fiziksel olarak hem ruhen çok güçlü bir duygu. Bu duyguyu çok iyi tanıyorum.
Dizlerime giren bu acı o kadar kuvvetliydi ki arkamdan kovalayan adamı bile unutturmuştu.
Geçtiğim diğer sokaklara nazaran bu sokakta daha az insan vardı ve açıkçası kimsenin umrunda değildim. Dizlerimden akan kana bakarken aniden karşımda onu görmek beni değişik duygulara soktu. Korku, acı, endişe.

''Ne istiyorsun benden! Yok mu burada polis. Poliiis! İmdaaat.''

Ağzımı kapatması daha fazla çığlık atmama engel olmuştu.

''Bak dinle, akıllı durduğun sürece sana bişey yapmayacağım. Kalk da konuşalım. Daha fazla zorluk çıkarma. Kendini akıllı sanıp ağzını açtığımda da bağırmaya kalkma, eğer bağırmaya kalkarsan sana o gece yapamadıklarımı burada yapmaya asla çekinmem.''

Çok fazla koştuğu için zar zor nefes alıyordu ve kesik kesik konuşuyordu. Kendinden bu kadar emin konuşması ve ciddiyeti 8 kat daha korkmama sebep oldu. -Tamam çok korkak bir insan olabilirim ama sizde yaşasaydınız sizde benim kadar korkardınız valla-
Kafamı sallamakla yetindim.

''Aferin dediğim gibi SAKIN !''

Ağzımı açar açmaz kaçmamam için bileğimi tuttu ve beni yerden kaldırdı. Yerden kaldırdı dediğime bakmayın, kaldırırken bir dövmediği kaldı çünkü.

Bu kadar konuşmaya rağmen kafamda kaçma planları yapıyorum fakat bileğimdeki el buna engel oluyordu.
Sanki kaçma planları yapacağımı biliyormuş gibi bileğimi o kadar sıkıyordu ki sağ elimim yavaş yavaş uyuşmaya başladığını hissettim.

''Hadi benimle gel''

''Ne saçmalıyorsun sen ?! Şuan bileğimi bırakıp gitmeme izin vermezsen avazım çıktığı kadar bağırırım. Hemen bırak beni!''

Saçmalamayın blöf yapıyorum. Bu kadar korkak bir insanken bunu yapmam mantıklı geliyor mu kulağa ? Bende öyle düşünüyordum.

''Sana söylemem gereken şeyler var, fakat ayaküstü söylenecek şeyler değil.''

''Bak özür falan dilemene gerek yok. Sadece bundan sonra karşıma çıkma yeter.''

''Ne özüründen bahsediyorsun ? Yaptıklarımdan pişman değilim. Bana lazımsın, uzatma. Sinirleniyorum.''

''Bana bak! Sen kimsin ? Benimle asla böyle konuşamazsın. Hemen beni biraz, bir daha söylemeyeceğim.''

''Ben Egemen''

''Ee yani ? Ben sana ismini mi sordum ? Kim olduğun umrumda bile de-

 Hayır hayır, değilim de. Ahmet amcanın oğlu değilim de. Lütfen.''

''Evet ben Egemen. Daha fazla oyalanacak mısın ?''

''Ama senin tontiş, kısa boylu Egemen abi olman gerekiyordu.''

''Tontiş Egemen abi mi ?

Bunu duyduktan sonra o kadar güçlü bir kahkaha attı ki görmesem bile etrafımızda bulunan insanların bize baktığına yemin edebilirim.

''Evet ne olmuş beğenemedin mi?''

O kadar hızlı bir şekilde eski ciddiyetine büründü ki görseniz bu az önce gülen adam demezsiniz.

''Beğenemedim. Hadi Salih bizi köşede bekliyor. Oraya gidelim.''

''Ne yani ben senin gibi bir sapıkla aynı evde mi yaşayacağım ?''

''Aynı evde yaşayacağımızı kim söyledi ?''

''Ahmet amca.''



Salih denilen adamın yanına geldiğimizde onunda serseriye benzediğini gördüm. Ne beklenir ki ?
Salih arabanın anahtarını -Egemen abiciğime- verdikten sonra Egemen arabayı açıp beni ön koltuğa ''fırlattı'' Daha sonra kapıyı üzerime kilitledi. Salih'le yaklaşık 10 dakika kadar konuştuktan sonra arabaya bindi.

''Şimdi babamı arıyorsun, benimle olduğunu ve iyi olduğunu söylüyorsun.''

''Ah tabi hemen. Ama bana tecavüz etmeye kalktığını ve hayvan gibi davrandığını söylemeyi de ihmal etmeyeceğim. Sen her Bar'da gördüğün kızın üstüne mi çullanırsın ayrıca ?

''Bak kızım salak salak konuşup benim sinirlerimi bozma, sinirlerim bozuk olduğumda neler yaptığımı görmek istemezsin diye düşünüyorum. Şimdi al şu telefonu ara babamı düzgün düzgün konuş.''

Elindeki telefonu kucağıma fırlattı. Ama kafama fırlatmak istiyormuş da imkanlar el vermiyormuş gibi fırlattı kucağıma- nasıl oluyor hiç bilmiyorum-
Bende o sinirle elimdeki telefonu dışarı fırlattım. Saf kızı buldu tabi vursun yerden yerde. Yok öyle.
Telefonu fırlattığımı gördüğü an çenesinin deli gibi kasıldığına yemin edebilirim.
Verdiği ilk tepki ani fren yapmak oldu. O kadar ani oldu ki, kafamı cama çarpmıştım.
Yine o duydu. Acı.

''Sen yürek falan mı yedin kızım ? Kiminle uğraştığının farkında mısın !?

O kadar bağırıyordu ki, sinir krizi geçirdiğini düşünmeye falan başlamıştım.
Dizimin ağrısı, başımın ağrısı yetmezmiş gibi birde beni itip kalkıyordu.
Ağlamamak için kendimi çok fazla kasıyordum artık gözlerim acımaya başlamıştı.
Olaylar artık o kadar dayanılmaz bir hal almıştı ki, ben bile nasıl oldu anlamadan suratına tokatı geçirdim.
Birden bağırmayı kesti ve yaptığım şeyi idrak etmeye çalıştı.
Fazla düşünmeden kapımı açtı ve kapıyı açar açmaz beni yola fırlattı. Cebinden çıkardığı anahtarı da ''suratıma'' fırlattı. Bir saniye bile beklemeden gaza bastı ve gitti.
Bu saatte, yolun ortasında tek başımaydım.
Ne yapacağımı asla bilmiyordum.
İçimden gelen tek şey ağlamaktı.
Ayrıca bu anahtar da neydi ?




Selam ^^
Lütfen vote ve yorumlarınızı eksik etmeyin arkadaşlar.
Bu arada Egemen'in resmini isteyenler olmuş. Arkadaşlar onu tamamen sizin hayal gücünüze bırakıyorum. Arya zaten belli ama Egemen belli bir kişi olmayacak 😅
Çok öpüyoruuum 🙋🏼💖

NotebookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin