Selam arkadaşlar ,bu benim ilk kitabım olacak umarım begenirsiniz.İyi okumalar.
Yine güzel bir sabah ve ben aynanın karşısındayım. Güzel olduğumu düşünmüyorum. Kahverengi gözlerim,pek uzun olmayan siyah saclarımla normal bir kızım. Odanın kapısının çalınması ile kapıya yöneldim." Gir."
Gelen dünyalar güzeli benim bir tanecik varlığım annemdi."Günaydın kızım. Bugün nasılsın?" diye sordu.Annem kırklarına yeni girdi ama hala çok güzel. Kendimi bildim bileli annem ile yaşıyorum. Babam ben küçükken trafik kazasında ölmüş. Hiç hatırlamıyorum yüzünü ,işin garip yanı evde hiç fotoğrafı yok. Annem önceleri var olduğunu ancak sürekli taşınmamızdan dolayı unutulduğunu ve kaybolduğunu söylüyor.Ha bu arada unutmadan söyleyeyim annem Sevgi ve ben de Burçak.
Bugün üniversiteye başlıyorum ve gerçekten çok çok heyecanlıyım. İstediğim üniversite için çok çalıştım ve sonunda başardım ve bunu ilk sınavda yaptım."Burçak, kızım,iyimisin? "Annemin sesi ile gerçek hayata dönmem ve annemin parmağının gözüme girmesi bir oldu. " Aaa!!! "Diye bir feryat yükseldi dudaklarımdan. Annem hemen yüzümü ellerinin arasına aldı ve " Aman aman!Ayyy ay."diyerek üflemeye başladı."İyimisin tatlım ?" "Birisinin gözüne parmak girdiğinde ne kadar iyiyse o kadar iyiyim anne!" diyerek gözlerimi ovaladım. Ağrının geçtiğini hissedince yavaşça gözlerimi açtım.
"Sen birden dalınca bende şey yapim demiş..."
" Ah,neyse bos ver geçti zaten."
" O zaman gel de kahvaltı yapalım. "
" Tamam. Çantamı hazırlayıp geliyorum. "Annem gidince yatağımın üzerindeki çantamı alıp içerisine kitaplarımı koydum ve mutfağa indim.
Evimizin üst katında annemin ve benim yatak odamız var,alt katta mutfak ve salon bulunmakta. Bu evde kiracıyız,annem seyahat etmeyi sevdiğinden dolayı kendimize ait bir evimiz yok. Oh ne güzel her gün başka başka yer görüyorsun. Diyebilirsiniz . Ancak seyahat etmek insanı çok yoruyor ,daha doğrusu beni yoruyor.
Her yıl yer değiştirmek benim okumamı ve derslere,arkadaşlara konsantre olmamı zorlaştırıyor.Kendimi kapatabiliyorum ve kimseye açamıyorum. Aslında ben çok hareketli birisiyimdir.Gitiğim her okulda edindiğim arkaşlarım bana cesur olduğumu söylerler. Hatta birkeresinde en sevdiğim arkadaşımın matematik sınav kağıdını çaldığı öğrenilince suçu kendi üstüme almıştım. Ve tabiiki de bana bir altın madalya verdiler. Şaka şaka okuldan atıldım.Ne büyük sürpriz öyle değilmi.
Gittiğimiz şehirleri, okullarımı hep annem seçti ,üniversite hariç. Bu benim hayatım ve benim kararlarım olmalı. Tabii annemin de rızası ile .
Seçtiğim üniversite evimizden bir iki sokak ileride yani yürüyerek gidebilecegim bir yerde.
Kahvaltı yaptıktan sonra annemle vedalaştım ve evden çıktım . Okula geldiğimde, güvenlikçi ile karşılaştım .Bana kim olduğumu sordu. Öğrenci olduğumu söyleyip öğrenci kimliğini gösterdim.Bir resme bir de bana baktı. Yüzü yumuşayınca içeri girmemi söyledi.
Üniversitenin bahçesi gerçekten çok güzeldi.
Yakınındaki bir banka oturdum. Elime bir roman aldım ve okumaya başladım.
Bir süre sonra bahçe doldu taştı. Yeni gelenler,bir üst sınıfa geçenler birbiri ile kaynaşıyordu.Bir kızın bana doğru geldiğini, kafamı kitaptan kaldırınca gördüm. "Selam " dedi. "Selam" diyerek karşılık verdim .Kısa boylu ama güzel bir vücudu olan sarışın bir kızdı. Yakından bakınca gözlerinin renkli olduğunu gördüm.Mavi gözleri vardı.
"Ben Ceren." ve elini uzattı.
" Ben Burçak,memnun oldum." dedim uzattığı elini tutarak.
"Yanina oturabilir miyim?"
"Tabii ,oturabilirsin ."
Ceren saatine bakarak "Zilin çalmasına az kalmis ,gidelim mi?"
" Olur.Sen hangi derse gideceksin ?"
"Edebiyat,sen?"
" Aa,bende edebiyat dersine gideceğim."
" O zaman beraber gidiyoruz."
Sorup soruşturarak sınıfı bulduk ve orta sıralardan birine yerleştik. Bir süre sonra dersin öğretmeni de geldi .Masasının üzerine elindeki kitaplarını koydu .Kendini Esma Serat olarak tanıttı.
Esma hoca listeden bir kaç kişiyi kaldırmıştı ki telefonunun sesi ile yarıda bıraktı."Çocuklar kusura bakmayın ama önemli bir telefon o yüzden açmam lâzım." Sınıftaki mırıltılar hocanın telefonunu açması ile kesildi. "Alo."karşısındaki konuştuktan sonra;
"Evet ,dinliyorum .Hmm.Ne?"hocanın bir anda bağırması ile tüm gözler ona döndü.Hocanın telefonunu kapatmasıyla sınıfın kapısının açılması bir oldu. Gelen benim matematik sınav kağıdını çaldığı öğrenilince suçunu üzerime aldığım kişi yani Murat'dı.Uzun zaman geçmiş aradan nasıl hatırlıyorsun? Demiş olabilirsiniz, haklı olabilirsiniz ancak en yakın arkadaşlar unutulur mu hiç?Ancak değişmemiş diyemem. Neredeyse 1,90 boyunda olduğunu söyleyebilirim. Saçları açık kahve ve gözleri ela olan bu okul arkadaşı unutulurmu ,he kardeşim söyle unutulurmu?
Zaten açık olan kapıdan hoca Murat'a bakmadan gitti.
Murat şaşkınlıkla kapıda kalınca ona el edip etmemekte kararsız kaldım.
Zaten etmeme gerek kalmadan o beni görünce küçük bir gülümseme dudaklarına yayıldı.Sanırım o da beni tanıdı.Gördünüz mü? Gözü Ceren'i görünce gülümseme dudaklarından silinmeye başladı .Anlamadım ancak takmadım.Omuzundaki çantayı düzeltip yanındaki boş yere geçti.
" Selam" dedi.
"Selam Murat, nasılsın?"
"İyiyim.Sen nasılsın?"
"İyiyim . Şu an gerçekten çok şaşkınım.Küçüklük arkadaşımla yıllar sonra karşılaşmak ,dünya gerçektende küçükmüş."
"Benim kadar şaşkın olamazsın.Neydi o ya,hoca niye çıktı?"
Bilmiyorum anlamında omuz silktim.Hocanın neden biranda çıktığını merak etmiyor değilim hem de ilk dersten ,neyse.
O sırada içeriye kayıt yaptırırken adının Sinan olduğunu öğrendiğim ellili yaşlarında bir müdür girdi.Sanırım öğretmenle ilgili bir bilgi verecekti.
"Evet arkadaşlar, ben bu okulun müdürüyüm. Çoğunuzla muhtemelen tanışmışızdır. Az önce Esma hoca yanıma geldi ve gitmesi gerektiğini söyledi. Esma hocamızın annesi ölmüş..."
Sınıftan Aaaaa nidaları döküldü.Müdür konuşmasına devam etti;
"Bu ders istediğinizi yapabilirsiniz. Ama lütfen sessiz olalım arkadaşlar."
Dedi ve sınıftan çıktı.
Ceren"Ayy,çok üzüldüm gerçekten. " diye üzüldüğünü belirtti.Ardından Murat " Sen mi üzüleceksin?" diyince gözlerim ikisinin arasında mekik dokudu. "Heyy,siz tanışıyor musunuz?"
"Hayır" dedi ikisi bir anda ve ikisi de birbirlerine ölümcül bakışlar fırlattı .
Bu olaya ben dudak büzdükten sonra Ceren gözlerini Murat'tan ayırmadan "Kentine inelim mi?" diye sordu.
Sınıftan çıkarken onları tanıştırmadığım aklıma geldi ancak onlar tanışıyor gibiydiler ,neyse gelenek yerini bulsun diye,
"Ben sizi tanıştırayım.Ceren bu çocukluk arkadaşım Murat,Murat bu da Ceren."
Ceren " Tanıştığıma memnun oldum Murat." diyerek elini uzattı ancak Murat ona bakmadan yoluna devam etti.
"Siz,tanışmadığınıza emin misiniz?" diye sordum Murat'ın arkasından giderken.
"Hayır,tanışsaydım hatırlardım." dedi.
Kantine geldiğimizde bizden başka kimsenin olmadığını gördüm.Çayını alan Murat'ın arkasına geçtim.Bana döndü " Ne alırsın?" diye sordu."Kahve" dedim.Kahvemi de alıp boş masalardan birine geçtik.Oturmadan önce Ceren' in bir şey almadığını gördüm.
" Ceren sen bir şey almayacak mısın? "
" Aaa,hayır ya ,ben sabah sabah pek bir şey yiyip içemem." diyince kaşlarımı kaldırıp indirdim.Murat'a döndüm;
"Eeee Murat nasıl gitti bensiz okul?"
"Süperdi!" deyince koluna bir yumruk geçirdim. O da kolunu tutarak :
"Oha kızım ya elin çok ağır." dedi ve güldük.
"E bi zahmet elim ağır olsun."
Annem kendimi korumanın gerektiğini düşünür. Bu yüzden boks ve karete yapıyorum. Boksa ilk başladığımda hocamiz benim eğitim alıp almadığımı sormuştu bende hayır demiştim.O da bana emin olup olmadığımı sordu.Ben daha 13 yaşındaydım o zamanlar.Benden birkaç yaş büyük olan öğrenciler ile dövüştüm ve hepsini de yere serdim. Sanırım doğuştan gelen bir yetenekmiş bende ki.Ancak bunu pek fazla kimse bilmez.Annem hep Yeteneklerini sakla. der.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tehlikeli Aşk
Random"Yine güzel bir sabah ve ben aynanın karşısındayım.Güzel olduğumu düşünmüyorum Kahverengi gözlerim,pek uzun olmayan siyah saclarımla normal bir kızım." Diyen bir kızın başına neler gelebir? Sizin normal hayatınız bir anda değişse ne yapardınız? Sık...