Bölüm-2 Edis ile Arya'nın acısı

123 18 19
                                    

Medyada Edis

Edis' in ağzından devam

BMW'me binip hızla oradan uzaklaştım. En yakın arkadaşım Aşkın'ın yanına gittim.

Aşkın: Kanka hoşgeldin ne oldu?

Hiç sorma kanka.

Aşkın: İyi kanka geç içeri.

Ben Aşkın'ın salondaki kahverengi koltuklardan birine otururken oda bana ve kendine mutfakta kahve hazırlıyordu. Kahveleri getirirken sordu.

Aşkın: Hadi anlat?

Kanka biliyorsun Arya ile gizli bir ilişkim vardı. O, İzmir'e taşınmış.

Aşkın: Nee?! Kendisi mi demiş?

Hayır kanka annesi söyledi. Ben onunla gezmek için evlerine gitmiştim. Kapıyı annesi açtı. Sonra bana kızım İzmir'e gitti dedi.

Aşkın: Yalan söylemiş olmasın.

Hayır kanka. Yoksa beni arardı. Bir şekil de yalan olduğunu söylerdi.

Aşkın: Kanka sen yine de ara sor.

İyi peki senin için arayım, dedim ve aradım. Telefonu açtı.

Arya:Alo

Alo?

Arya: Efendim Edis.

Arya neredesin?

Arya: Özür dilerim sana söylemeyi unuttum. Ama ben uçaktayım... İzmir'e GİDİYORUM.

Son cümlesiyle küçük çaplı bir şok geçirdim. Sonra toparlanıp,

Bekle geliyorum dedim.

Arya: Edis hayır,

Neden?

Arya: Babam seninle görüşmemi yasakladı. Üzgünüm, seninle görüşemem. Hiç kendini yorma. Hadi hoşçakal. Deyip kapattı telefonu.. Kapattığı anda yere yığıldım...

Arya'nın ağzından

Telefonu göz yaşları ile kapattım. Bunu yapmak zorundaydım. Bunu bilmesi lazım. Onu çok seviyorum. 20 dakika sonra İzmir'e ulaştım. İzmir de havaalanında beni biri karşıladı

X: Selim Bey (Arya'nın babasının ismi) evinizi göstermek için beni yolladı Arya Hanım.

İyi babam ev bulmuş. Hadi göster bakalım. Dedim ve onu takip ettim.

Arabayla Evin bahçesinin önüne geldim. Ama evde ev yani büyülendim. Bahçenin önünde havuz vardı. Havuzun gerisinde şezlonglar her şezlongun yanında şemsiyeler vardı. Bahçenin yanları ve arkası tamamen yeşilliklerle kaplanmıştı.

Bahçenin sağ tarafında kahverengi dikdörtgen masa ve 4 sandalye vardı. Diğer yanında mangal partisi yapabileceğim mangal malzemeleri arkasında muhteşem bir çiçek bahçesi vardı. Ev 3 katlıydı. Dışı ise siyahtı. İçine girdim. 1. katta 1 misafir odası, parti odası, tuvalet, banyo, salon, vardı.

2. Katta benim odam, 2 misafir odası, 1 sinema salonu, 1 duş yeri vardı.
3. Katta ise tavan arasının merdiveni, makyaj ve bakım salonum, 1 misafir odası ve jakuzi vardı. Vay canına villa villa değil 5 yıldızlı otel. O kadar misafir ne ara gelecek yatılı kalacak.

Odama girdiğim de şaştım kaldım. Odamın yarısı duvar, diğer yarısı camdı. Duvar siyahtı. Yerde pofuduk beyaz yuvarlak halı vardı. Parkeler siyahtı. Camların yanında pembe perde vardı. Camın önünde 2 tane puf vardı. Yatağım yuvarlak gibiydi. Su yatağıydı. İki yanında da komidin vardı. Birinde gece lambası diğerinde bazı kitaplar vardı. Gardrobumda sarı lacivertti. Takımımın rengi. (Yazarda fenerli.) Kitaplığım gardrobumun yanında ve krem rengindeydi. Uzun, inceydi. Çalışma masamda laptop vardı. Altında 2 çekmece. Üstünde de 2 dolap vardı mor ve siyah rengindeydi. Hemen odama yerleştim.

Her neyse. İlk işim duş almak oldu. Duş aldıktan sonra pembe bornozumu giydim. Üzerime turkuaz t-shirt altıma su yeşili dar yırtık pantolonumu giydim. Saçımı kurutup mısır örgüsü  yaptıktan sonra salona inip televizyon izlemeye başladım.

Edis'in ağzından devam

Gözlerimi hastahanede açtım. Aşkın karşımdaydı. Uyandığımı görünce hemen doktor çağırdı.

Aşkın...

Aşkın: efendim kanka söyle.

Ne oldu bana.

Aşkın: bilmiyorum ki doktor söyleyecek.

O arada doktor Hanım geldi. Aman Allah'ım kız çok taş.

Aman sende kıza ilk günden yavşadın. Ya Arya? Yazık sana.
Ama o beni terk etmesini biliyor. Yav hehe çapkınım demiyorda.
Sus.

Bu arada içses yüzünden doktoru dinleyemedim. Doktor gittiğinde Aşkın'a sordum.

Lan doktor ne dedi?

Aşkın gülerek: Dinlemedin mi? Gerçi haklısın. Kız gerçekten taş.

Lan bu benim aklımı mı okudu? Her neyse. Aşkın'a ölümcül bakışlar atarak
Kanka saçmalama o söylediği zaman ben Arya'yı düşünüyordum. (Yanii genel olarak öyle.)

Aşkın: Hmm iyi o zaman. Merak etme, biraz şok geçirmişsin ondanmış. Birazdan taburcu olursun.

Tamam kanka, dedim.

Bi 10 dakika sonra işlemleri bitirdik. Taburcu oldum. Eve döndüm. Çok yorgundum. Uyuyakalmışım.

Arya'nın ağzından

Edis' i düşünüyordum. Çok tatlı bir insandı. Onu hala seviyordum. O halde niye kaçtım? Bilmiyordum. Savaşmam gerekmiyor mu? Onun için değmez miydi? Düşünecek durumda değildim. (Yazar depresyonda.) Peki şimdi ne yapacağım? Babamı es mi geçeceğim? Canım sıkıldı, içim daraldı.

Burada yaşayan kuzenimi ziyaret etmek istedim. O sadece kuzenim değildi. Benim en yakın dostumdu. İsmi Melodi'ydi. Ferrarime binip onun yanına gidiyordum. O sırada bir mesaj geldi.

Arkadaşlar yarın ki bölümü yazamayacağım, anneanneme gideceğim. Bundan dolayı yarın ki bölümü bugün yazdım. Umarım beğenirsiniz. Oylarınız beni çok mutlu eder.

Arya Ve Edis'in AşkıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin