Biliyorum, iki part yapacaktım ama sonra ikinci partı ekleyiverdim. Yani aynı bölüm diyip geçmeyin, aşağı inin de görüüün
Yüzüğümü takıp içeri ilerlerken resimlerime bakan insanlara baktım. Sergi gayet iyi gidiyordu ve çok az tablo kalmıştı. İyi giyimli, hoş bir kadın düğünümüzü anlatan tabloya bakıyordu. Gülümseyerek yanına gittim, bana baktığında kıkırdadım.
"Bu tablonun fiyatı nedir?" Duraksayarak iç çektim. "Maalesef ki bu tablo satılık değil, düğünümüzü anlattığı için satışa çıkarmamaya karar verdim" dediğimde gözlerindeki hayal kırıklığı ve hüzün canımı yakmıştı.
"Sadece, bizim düğünümüze çok benziyor" Sesindeki titreyiş beni benden almıştı. Gözleri dolu şekilde bana bakıp gülümsedi. "Ona hep sahip çık, olur mu?" Gülümseyerek omzumu sıvazladığında yutkundum. "Bedava"
Kadın duraksayarak kaşlarını çattı. "Anlamadım?" Gülümseyerek tabloyu duvardan aldım ve görevliye uzattım. "Bu tabloyu paketleyin ve hanımefendinin arabasına yerleştirin" Görevli kafasını sallarken ona döndüm, hıçkırarak bana sarıldığında gülümseyerek sırtını sıvazladım.
"B-Bu çok güzel bir hareketti" Burnunu çekerek gözyaşlarını sildi ve geri çekildi. "Hayatınız boyunca birlikte ve mutlu olun" Dolan gözlerime daha fazla dayanamadan ben de ağlamaya başladığımda kıkırdayarak bana yeniden sarıldı.
***
Yorgun şekilde eve girdiğimde derin bir iç çektim, Calum birkaç gün daha burada olmayacaktı. Onu en son bir buçuk ay önce görmüş, gerçekten çok özlemiştim.
Çantamı koltuğa atıp ceketimi çıkardığımda kazağımı düzelttim ve koltupa oturdum. Telefonumu çıkardığımda gözlerim 10 cevapsız aramayı buldu, irileşen gözlerime engel olamadan Calum'ı geri aradım.
"Tanrım, kaç saattir seni arıyorum. Neredesin sen!" Kıkırdayarak buzdolabını açtım ve içinden sandviç hazırlayabileceğim malzemeleri aldım. Bu aralar fazlasıyla yiyordum ve canım çok kötü sandviç çekmişti.
"Sergiden yeni geldim, normalde erken gelecektim ama gitmeden önce kustum"
"Kustun mu?" İç çekerek sandviçimden bir ısırık aldım. "Evet kustum" dedim ağzımdaki yemeği umursamadan. "Neden?" Lokmamı yutup yeniden bir ısırık aldım. "Bilmiyorum, tüm gün yemediğim için olabilir" Calum iç çektiğinda kafasını salladığını hissettim. "Yarın akşam orada olacağım, kendine dikkat et tamam mı?" Kıkırdayarak sandviçimden kalan son lokmayı da yutup ayağa kalktım. "İyi geceler, seni seviyorum" Telefonu kapatıp yukarı çıktığımda tişörtümü çıkarıp aynada kendime baktım; yanaklarım tombullaşmış, karnım şişmiş ve göğüslerim irileşmişti. Dudak bükerek banyoya gittim, üç gün önce olması gereken adetim bugün de olmamıştı.
Pijamalarımı giyip yatağa uzandığımda bir anda aklıma gelen şüpheyle irkilmiştim. Adetim gecikmişti, kilo almıştım, göğüslerim irileşmişti ve birkaç gündür kusuyordum. Olabilir miydi?
İçimdeki heyecan yüzümü kızartırken elim istemsizce karnıma gitti, dümdüz karnımın ortasındaki küçük şişlik beni korkutuyordu, ya gerçekten aklımdaki şüphe gerçekse?
Elimi karnımdan çekerek yutkundum ve gözlerimi kapattım, bu zamana kadar hiç test almamış veya yapmamıştım. Yarın ilk işim test almak olmalıydı.
***
Titreyerek arabadan indim ve eczaneye girdim. Kenardaki ilaçlara ve tıbbi malzemelere bakarken eczacı ile göz göze geldik.
"Buyrun, nasıl yardımcı olabilirim?" Tam ağzımı açıp konuşacakken bakış açıka giren şişmiş karnı sözümü kesti. Karnını sanki kaçıp da gidecekmiş gibi tutuyordu, yutkunarak ona geri baktım.