Kiralık Aşk 56. Bölüm

6K 151 13
                                    

"Ben hamileyim, bizim bi bebeğimiz olacak"
"Ne?"
Ömer şaşkındı bi o kadar da mutlu. Çocuğu olacaktı. Küçük iplikçi. Defnenin midesinin bulanması, canının elma çekmesi... Şimdi taşlar yerine oturmuştu.
Defneye sarılmak istiyordu. Ama yapamazdı. Canı acıyordu. Sesi titreyerek sordu.
"Kaç aylık"
"3 aylık"
Şimdi nasıl tepki vermeliydi? Ne demeliydi? Bilmiyordu. Çıkmazdaydı. Defnenin yanında olmalıydı. Evet Defnenin yanında olmalıydı.
"Defne. Ben yanındayım. Yani bi ihtiyacın olursa maddi manevi her anlamda yanındayım."
"Teşekkür ederim."
İçeri geçerler. Yasemin Defneyle Ömer'e döner;
"Bana yardim etmelisiniz. Defne salsa yapamaz. Bu yüzden siz ikiniz tango yapacaksınız. Hem riskli hareketler de olmayacak. İlk siz çıkarsınız. Tango yaparsınız yukarıdan bir ışık vurur size. Ayakkabı tıkırtıları yazın başlangıcının haberi. Hem de aşk temalı...."
Defne ömerin gözüne baktı.
Yasemin devam etti.
"...Sonra salsacılar çıkar. Süper olur. Sizce?"
"Hayır" Ömer yine gururuna yenik düşmüştü. Yapmamalıydı. Defne ona çok büyük bir yalan söylemişti.
"Ömer mızıkçılık yapma." tabi ki yasemin konuşuyordu. Herkes ömerle konuşmaya çekiniyordu. Hatta Defne'den başkası tam olarak yüzleşememişti. Yasemin sadece konuşuyordu. Ömerde sadece Yaseminle konuşuyordu.
"Yasemin Olmaz."
"Of ömer yani senin de inadın tuttu. Murat bi bakar mısın? Seni salsa için ayarladık ama biliyorsun partnerin ayağını incitti. Şimdi yeni partner bulduk. Yalnız hamile. Yani salsa yapamaz. Tango düşündüm de sen tango biliyor musun?"
"Evet yani yapmıştım önceden." der Murat.
Ömer gözlerini kocaman açar. Hayır. Hayır. Gururunun altında enkazlaşmıştı. O da isterdi. Evet demeyi. Ama güvenmiyordu. Bir daha yalan söylemeyeceğine inanmıyordu. Yakınlaşamazlardı Defneyle. Onu uzaktan temkinli seviyordu. Canını acıtıyordu. Görüpte sarılamamak özleyipte dokunmamak... Ama sevdiği insana güvensizlik daha çok yakıyordu. Kimseye güvenmezdi ömer. Defneyi gördükten sonra kırmıştı güvensizliğini. Defne onun önce güvensizliğini kırmış sonra da güvenini... İçi bir kez daha cız etti. Evet en iyisiydi temkinli sevmek. Bu daha az acıtırdı canını. Konuşmaya kulak verdi.
"... E o zaman Defneyle siz içerde çalışın. İlk siz çıkıcaksınız başmanken olarak. Yani zamanımız kısıtlı bende diğer mankenlerle ayakkabıları hazırlıyımm hadi hadi.." dedi yasemin elini şaklatarak.
Murat birden Defne'nin elini kavradı ve içeri doğru peşin sıra getirtti Defneyi arkasından. Defne ne olduğunu bile anlamadan kafasını kaldırdı. Ömere baktı. Ömer... Yıkılmıştı. Kalbi sıkıştı. Dolan gözlerini kocaman açıp içine akıttı bütün acısını. Gerçi ne zaman dışında yaşamıştı ki üzüntülerini? Defneyle Murat içeri gittiler. Defne kaba bir hareketle elini kurtardı. Müziği açtılar çalışmaya başladılar. Tabi onları bir çift gözün izlediğinden habersizdiler. Ömer Defneyle ilk danslarını hatırladı. Ama hatırlamak istemiyordu. Herşey yalandı sonuçta. Bütün anıları yalandı. Defneyle Murat'a baktı. İçi içini yiyordu. Elinden birşey gelmiyordu. O sırada arkadan bir el dokundu omzuna. Arkasına döndü.
"Konuşalım mı?" sinan için yüzleşme vakti gelmişti. Kafasını sallamakla yetindi Ömer. Dışarı çıktılar.
"Bak Ömer. Bana kızgınsın. Söylemem lazımdı ama söyleyemedim. Defne... Baya sonra odama geldi. Tranbanın eline düşmüştü bir yandan Neriman Hanım bir yandan Sudenin sıkıştırmaları... Dayanamadığını söyledi. Ömer olmasaydı çeker giderdim buradan dedi. Sen onun burada kalması için tek sebeptin. Defne savaştı Ömer... Seninle olabilmek için Neriman hanımla, tranbayla, sudeyle, galoyla, izle, senle... Herkesle savaştı. Sonuçta yine kaybeden kendisi oldu. Seni kaybetmekten korktu ömer.. Şimdi diyeceksin bunu sen nie anlatıyorsun diye. Çünkü Defnenin bunu söyleyecek cesareti olmadı hiçbir zaman. Senin beni affetmen gerçekten zor. Ömer ben uğraştım. Oyunun bitmesi için... Sana söyleyememizin tek nedeni sendin. Sana olan korkumuz. Seni kaybetmek istemedik. Zor olacak ama yeniden başlayalım Ömer bu zamana kadar sana hic yalan söylemedim."
"Ama beni bile bile bir yalana soktun. Yapma Sinan. Kardeş kardeşe bunu yapmaz. Yapamaz. Güven konusunda ne kadar hassas olduğumu bile bile bana bunu yaptın. Sana neden bir daha güveniyim?"
"Haklısın... Ömer haklısın..."
Lansman salonuna gelirler. Sahneye alkışlarla Defneyle Murat gelir. Onlar çıktıktan sonra salsacılar girer. Ömer ne kadar orayı terketmek istese de gidemez. Defnenin hayatı sonuçta.
Defne ise kulistedir. Ömer kendisini artık umursamıyor. Üstünü değiştirip evine gider. Yatağa yatar. Ama uyuyamaz. "Çok özledim ben seni. Görmeyeli ne kadar çökmüş. Hala şahane görünüyor. Ama yaşamaktan bıkmış gibi. Herkese nefret eder gibi bakış atıyor. Kimseye güvenmeyen iplikçi daha beter halde geri döndü."

Ömer eve geç gelmişti. Tipik bir ömer iplikçi işte. Asla acısını dışından yaşamazdı. Kalktı basketbol sahasına gitti. Bütün acılarını toptan çıkardı. Konuşacağı kimse yoktu. Sadri ustanın yanına da Defneyle karşılaşmamak için uğramıyordu. Eve geldi. Uyudu. Ertesi sabah kimsenin telefonu susmadı. Lansman büyük ses getirmişti. Ömer kalktı kahvaltı hazırladı. Defneyi düşünmemeye çalışsa da her yerde onun izi vardı.
Defne ise çalan kapıyla uyanmıştı.
"Hoşgeldin Selim gel."
"Uyandırdım mı"
"Ya zaten kahvaltı yapacaktım. Yani sıkıntı yok. Gel beraber yapalım."
"Tamam ama sonra muayene olmaya gimemiz lazım. Merak etme güvenilir bir yerde." der Selim.
İçeri geçerler.
..............
Selimle Defne muayenehaneden çıkarlar.
"Gayet sağlıklı merak etme. Kontrolleri aksatma ama sakın."
"Merak etme."
Defne şirkete gider. Asansöre biner. Telefonu çalar.
"Efendim Sinan Bey. Tamam geliyorum."
Odasına gitmeden toplantıya gider. Ömer ve Adnan Bey de ordadır.
"Bir müddet daha birlikte çalışmamız gerektiğini düşünüyorum. Lansman baya ses getirdi. Şirketimizin güven kazanması sizinkinin ise finansal destek alması için gayet iyi bir seçenek." der Adnan Bey.
Olay ömerden bağımsız bir şekilde hareket ediyordu. Hiçbir şeyden haberi yoktu. Defne de ağzını açmaz. Ama midesi bulanınca tuvalete gitmek zorunda kalır. Lavabodan çıkınca kapının önünde ömerle karşılaşır.
"İyi misin?"
"İyiyim teşekkürler."
"Defne... Ben bebeğin kontrolleri için bi doktor tuttum."
"Gerek yok selim ilgilenecek."
"Defne ben Selim'in ilgilenmesini istemiyorum."
"Selim benim arkadaşım. Ona güveniyorum."
"Ben güvenmiyorum."
"Ömer sen kime güvendin ki zaten."
"Evet güvenmiyorum kimseye. Çünkü herkes güvenmemem gerektiğini kanıtladı."
"Sadece bebek için yanımdasın di mi?"
Ömer sustu. Cevap vermedi. Defne
"Bebek için yanımda olacaksan gerek yok. Hic olma. O daha az yakar." arkasını dönüp gidecekken Ömer Defne'nin kolunu tutar. "Defne... Yanlış anladın.."
"Bırak." defne kolunu kurtarır ve hızla dışarı gider.
Sevmiyordu işte. Mecburen yanında duruyordu. Eve gitti. Ağladı... Çay koydu. Böyle zamanlarda çay içerdi. Ağlamaya başladı. Herşeyden herkesten uzaklaşmak istiyordu. Göz kapakları ağırlaştı. Uyuya kaldı.

Ömer paramparçaydı. Sadece bebek için değildi ki. Yanında olmasının sebebi hala deli gibi aşık olmasıydı. Çok aşıktı. Bunu ona söyleyemeyecek kadar da kırgın. Gülmek haram olmuştu dudaklarına. Kalbi kimse için atmamıştı Defneden sonra. Defneyi düşünmüştü. Gözlerindeki çöküşü. Hayal kırıklıgını. Kırmıştı onu... Gururu yüzünden kırmıştı. Kararlı tutumundan ödün vermeyen Ömer iplikçi pişmanlık çekiyordu. Birden telefonu çaldı.
"Efendim Sinan Ne? Nerdesiniz?"
Telefonu kapattı.
"DEFNE...."

Selamlar efendim :)) Öncelikle biliyorsunuz ki 15 temmuz ve sonrasında yazamadım. Acı hepimizin. Polisle Askeri karşı karşıya getiren kim varsa Allah hepsini KAHHAR adıyla kahreylesin.
Kısa olmasının nedeni ülkemizdeki sorunlar yüzünden yazamamış olmamdı. Amma velakin iki gündür yazıyorum. Bu kadar çıktı. Diğer bölümde telafi edicem.
Defnenin başına tam olarak ne geldiğini de diğer bölümde yazıcam.
Yorumlarınızı bekliyorum. Sizleri çok seviyorum. 😊😊

*Bu arada Murat dediğimiz kişi resimde görüldüğü üzre Burak Özçivit. Şoklarım süper tartışmayalm sjsjsj

Kiralık Aşk Yeni SezonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin