Nameless Feelings • JiKook

twenty nine

jimbles: İki hafta oldu.

Yoksun.

Beceriksizin tekiyim.

Seni bulamadım, sana sahip çıkamadım.

İğrenç hissediyorum.

Bir dakika...

Mesajlarım gidiyor?

Jungkook!

whalien52: Merhaba

jimbles: Sonunda engelimi kaldırdın!

Tanrıya şükürler olsun.

whalien52: Ben annesiyim.

jimbles: Ne?

whalien52: Jungkook'un üzülmesine daha fazla dayanamadım.

Sen Jimin olmalısın.

jimbles: Evet...

whalien52: Jungkook şu an uyuyor.

Telefonunu aldığımdan haberi yok.

jimbles: O iyi değil, değil mi?

whalien52: Her gün ağlayıp duruyor.

Odasından bile çıkaramıyorum.

Yemek yemiyor, ders çalışmıyor.

Sen nasıl bir insansın Jimin?

Benim aptal oğlum seni nasıl bu kadar çok sevebilir anlamıyorum.

jimbles: Lütfen daha fazla ağlamasına izim vermeyin.

whalien52: Buna izin vermeyecek olan sensin.

jimbles: Beni istemiyor.

Engellediğini biliyorsunuz.

whalien52: Eve gel Jimin.

Seni içeri sokacağım.

jimbles: Siz ciddi misiniz?

whalien52: Şansını zorlama genç adam.

jimbles: Hemen geliyorum!

Jimin, üzerine hemen bir şeyler geçirip kendini dışarı attı. Nasıl göründüğünü önemsemiyordu. Saçlarının dağılması veya gömleğinin düğmelerini yanlış iliklemesi gram umrunda değildi. Sadece var gücüyle koşuyordu.

Jungkook'un evinin önüne geldiğinde çocuğun uyanmasını engellemek için zili çalmak yerine kapıyı yavaşça tıklattı. Jungkook'un annesi zaten hazırda bekliyordu, Jimin'in geldiğini anlayınca hemen kapıyı açtı.

Kadın, çocuğu yavaşça içeri alırken oldukça ciddiydi. "Sessiz ol."

Jimin, parmak uçlarında yürüyerek Jungkook'un odasına ilerledi. İçeri girmeden önce ise çocuğun annesine bir kez bakmıştı. Kadın ona gözlerini yumarak gülümsediğinde, Jimin kendine güç vererek içeri girdi.

Jungkook'un annesinin nasıl bunlara izin verdiğini anlamıyordu. Jungkook, annesinin onun sevdiği kişinin bir erkek olduğunu öğrenince kendisini aşağıladığını söylemişti, annesi ona hakaret etmişti fakat şimdi kadın, oğlunun mutluluğu için her şeyi yapmaya hazırdı.

Jungkook'un bir aşka kapılıp gözlerinin önünde erimesine izin veremezdi.

Jimin, korkak adımlarla Jungkook'un yatağının ucuna geldiğinde oğlanı görünce kalbinin atış hızının değiştiğini hissetti. Fazlasıyla sersemlemiş bir halde oğlana bakarken içinden bir şeyler kopuyor gibiydi.