Sadistic // l.s.

2

Bu yarım ama atayım jdjdmdkek ben okurken kendim yazmamışım gibi şok oldum kdjehwjksksls.

Arabayı açık otoparka park ettim ve kafenin yolunu tuttum.

'Sonunda şu inadından vazgeçtin! Uzun zamandır onu istiyordum!'

Cevap vermeyerek yürümeye devam ettim. Otopark kafenin arkasında kalıyordu, ön kapıya ulaşmak için kafenin hemen yanından geçmeliydim. Ön tarafa ulaştığımda ilerlemeyi durdurdum ve kafenin öbür ucunda bir elinde telefon, bir elinde sigarayla dikilen bedene, sakince baktım. Üzerindeki eşofmanlar ve kafasındaki bereyle oldukça rahat görünüyordu.

"Hımm,"

Yüzü kafenin duvarına dönüktü ve beni daha fark etmemişti. Gözlerim yavaşça bütün bedenini süzdü. Küçük. Kısa bir 'hıh'lamayla güldüm ve ilerlemeye devam ederek kafenin içine girdim. Kenar köşelerden küçük bir masa baktım. Sonunda arka tarafta, duvarın yanında kalan iki kişilik masaya yöneldim. Kafe işlekti. Garsonların müşterilere göre az olması, içeride bir hareketliliğe neden oluyordu. Masada bulunan menüyü elime aldım ve oyalandım. Yanımdan geçen garson kız hızlı adımlarla çıkışa ulaştı. Ve gürültü arasında zor duyulacak şekilde konuştu.

"Hey Louis! Keyif yapmayı bırak ve işinin başına dön! Üniformanı giymemiş olman yetmezmiş gibi! Seni işe ald-"

'Louis?'

"Louis."

Mırıldanmamın ardından ismi Louis olan çocuk garson kızı homurdanarak geçti.

"8 numaralı masaya bak çabuk!"

"Tamam!"

Menüyü elimden bırakarak gözlerimi cama çevirdim.

'Sıkıldım, nerde kaldı bu çocuk! Belki de beklerken kolundaki yarayla ilgilenmelisin?'

"Belki de."

Elimi sol koluma götürürken gözlerimi camdan çekmedim. Bir süre salaş gömleğimin üzerinden yarada parmaklarımı gezdirdim. Sonrasında kesiğin olduğu yere baskı uyguladım ve içime işleyen sızlamayla gözlerimi kapattım.

"Hoşgeldiniz. Seçiminizi yaptınız mı?"

Gözlerimi açarak bakışlarımı sese çevirdim. Düz suratıyla ve sıkılmış bakışlarıyla bana bakarken garsondan başka her şeye benziyordu.

'Sesini duydun mu?'

"Evet."

'Bu sesin çığlık atarkenki halini düşün!'

"Büyük boy şekersiz kahve."

Elindeki küçük not defterine not alma gereği duymadan kafa salladı ve arkasını döndü.

"Ne düşünüyorsun?"

'Zevkli olacağı dışında mı?'

"Sence kaç kere yapmıştır?"

'Gördüğüm kadarıyla çok da yabancı kalmamış.'

"Güzel, beğendim."

'Katılıyorum, büyük, çıkık ve yuvarlak. Tam vurmalık!'

Gittikçe uzaklaşan eşofman altının havada olan kısmına bakmaya devam ederken cevaplamadım. Gözden kaybolan kıçtan sonra bakışlarımı kafedeki diğer insanlarda gezdirdim.

'Sana seçimlerime güven demiştim! O harika olacak!'

"Hiçbir zaman inkar etmedim."