Bir bebek doğdu bugün...
Dünya ondan habersiz. Ağlamadı gözleri, çünkü dili dönmedi ne çığlık atabildi ne de gözleri sahibini aradı. Zihni boştu, Hali sayılır hatıraları tozlu raflara bırakmıştı kendini. Ben Kimim...? Burası da neresi..?
Etrafı talan etti gözlerim. Herşey yabancı tıpkı ben gibi mahşer dedikleri bumuydu.
"Hey! kamera şakası falan mı söyleyin de bilelim" diye bağırdı ayakta olan genç adam sesi ürkütücüydü.
Arkasindaki kadında aynı tonla
"Birileri testere filmini fazla izlemiş olmalı. Size diyorum hey! bu lanet yerden bizi çıkartın" diyerek yukarı bakıyordu.
Yukarda ne var diye bende baktım simsiyah boyayla boyanmış bir tavan ve ortasında duran büyük aydınlatma avize.
Kadın avize ilemi konuşuyordu?
Olduğum yerde irkildim olmayan salonun kapısından bir genç daha girdi." Bütün evi dolaştım pencere yok. banyo ve tuvalet dışında sadece bir kapı var. öbür sekiz oda kapısız. Birileri bizi fena tufana getirmiş." Kadın adama döndü yüzünde bir umut pırıltısı ile.
"Kapıyı kıralım" adam başını olmaz anlamında salladı.
"Kapı demirden"
Kadın küfür ettikten sonra gözleri bana takıld,ı kancaya takılan balık gibi debelendim kadının kaşları çakıldı az önce salona giren adama döndü ve beni gösterdi.
"Dilsizmi, yoksa şoktamı hala. belki de akıl hastanesinde getirilmiştir buraya."
Benim hakkımdaki düşüncelerini dile getirerek durumumun ne kadar kötü olduğunu öğrenmemi sağladı.
Sahi hangisiydim Dilsizmi?
Yoksa dilimi? Belkide her ikisi bunu asla bilemeyecektim.
"Bir delimiz eksikti" dedi adam beni ima ederek herhalde kendisi çok akıllıydı. iki kişi daha girdi içeri bir kız bir erkek. Şuan benle beraber üç kız ve iki erkek vardı salonda bir ayrıntı çekti dikkatimi kızların boyları aynıydı ve erkeklerin de uzundu hepsi. Ayağa kalkmaya utandım kendimi küçük hissediyordum ölçmeye gerek yoktu.
"Evi talan ettik herşeyden sekizer tane var. Sekiz oda, yemek masasında sekiz sandalye, dostum kaşıklar bile sekiz "Dedi yeni giren genç, uzun saçları gibi enerjiside güzeldi.
Adama baktım niye sekiz diye sordu gözlerim ama o bana bakmadi bile. Sekiz güzel bir rakam.
"Sen git içerdekileri çağır durum değerlendirmesi yapalım" bu bana bakarak 'bir dilimiz eksikti' diyen gençti adam başını olumlu anlamında sallayıp ötekileri çağırmaya gitti.
"Hadi geçin oturun" kızlar adamın gösterdiği yere geçtiği sırada adam başını kaldırıp beni gördü.
Halbuki ben görünmez olduğumu sanmıştım.
"Deli, sende gel dikilme orda öyle." Dikilmiyordum ki dikkatli baksa duvara sindiğimi fark ederdi.
"Eee hadi "onu kızdırmadan duvardan ayrıldım ve ayağa kalktım. " iyi en azından sağır olmadığını öğrenmiş olduk" diye geveledi yerine otururken.
Bende geçip oturdum karşısındaki koltuğa, öbür kızların yanına. Bir kaç dakika sonra ötekilerde gelmişti. Şimdi dört kız dört erkek karşılıklı koltuklara oturmuş birbirimize bakıyorduk. Bana deli lakabını koyan adam ayağa kalktı. Siyah gözlerine uyan kısa siyah saçları vardı. yeni tıraş olduğu parlayan cildinden belli oluyordu. Onu süzmeyi bırakıp söyleyeceklerine odaklandım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Deli ile Yabancı
Ficção CientíficaEvinden uzak sekiz kişi, dört kız dört erkek birbirlerine yabancı ve hiç görmedikleri bir evde kapana kısıldılar. Kapı yok pencere yok dışarıya çıkış hiç yok. peki ya evde yalnız değillerse onlar çıkış yolunu ararlarken asıl gerçekleri göremeyecekl...
