2.bölüm " yabancı"

9 2 1
                                    


Kimseden ses çıkmadı nedenmi? Çünkü demir kapının arkasında bir oda, ve odada boylu boyunca yatan genç bir adamı kimse beklemiyordu, hemde hiç kimse.

"Bunlar bizle dalgamı geçiyorlar lan, her dakka başı adammı yollayacaklar buraya, sıçarım lan böyle işe." Araf, yerdeki adamın koltuk altından tutup kaldırmaya çalıştı.

"Tutunda içeriye götürelim,  mübarek adam ceset kadar ağır." Sadık küfür savura savura eğilip adamı ayaklarından tuttu.

"O kadarda sevinmiştik çıkışı bulduk diye boşa çıktı hepsi, yine fare deliğine dönüyoruz" dövmelinin diğişiyle fare deliğinden aslında hiç çıkmamıştık, adamı bulduğumuz odada'da başka bir demir kapı vardı. Yani biz hep içerdeydik.

"O değilde adam çok yakışıklıydı, gördünüz değilmi" diyen sarışın kıza Sahra 'sen aptalmısın' bakışı atarken, dövmeli sadece yüzünü buruşturmuştu. Ben adamın yüzünü görmemiştim bile.

Kızlar önde ben arkada salona geçerken, Can ile Tufan ellerindeki bavulları içeriye taşıyorlardı.

O bavullar kimindi ki
yanlış saymadıysam dokuz taneydiler.

"Koltuğa yatıralım şunu , başına dikkat et" Sadık ayaklarını, Araf başını kazasız belasız koltuğa koyduktan sonra adamın yüzü ile karşılaştım.

Biçimli yüz hatları yapılı bir çenesi ve koca kirpikleri ile gerçektende yakışıklı sayılırdı. gözlerini göremesemde içimden bir ses renkli olduğunu söylüyordu. Adamın üstünde siyah bir tişört ve aynı renkten pantolon 'ben karanlığım' diye bağırıyordu adeta, tabi bileğine geçirdiği kırmızı flor olmasaydı.

Adamı gereğinden fazla süzdüğümü anladığım an utanarak ona bakmaya son verdim. Tufan elindeki son bavulu da yere yatırıp üstünü oturdu.

"Kapı kapandı, otomatik kapı yapmışlar anasını sattığımın."
Ard arda sıraladıkları  bavulları gösterdi. "En azından kıyafet sorunumuz yok."
Demek bavullar bizimdi.

"Kalk bavulumdan" Dövmeli Tufanı itip yere düşürürken sarı bavulunu kendine çekti.

"Sert kız demek" yerden kalktıktan sonra " adını öğrenseydik bari" dedi Tufan.

"Ece, adım Ece" Tufan Ece'nin cevabına gülümsedi.

"Şu üç harflilerdensin demek" Ece sinirle yüzünü Tufan'a döndüğünde gerçekten içinden bir Cadı çıkmıştı.

"Evet üç harflilerden" bakışlarını baştan aşağı Tufan'da gezdirdi ve ardından çözemediğim bir alaylı bakışla "Tıpkı senin gibi" dedi.

Tufan'ın kaşları çatılırken, Sadık kahkahayı bastı kısa bir an nefes aldıktan sonra konuşabildi.
"Dostum Kız sana ayakta koydu, haberin yok," kim kime ne koydu Tufan gibi bende anlamadım. ama sesimi çıkarıpta 'ne koydu' diyemedim.

"Kesin tantanayı, kendine geliyor." Araf'ın sesiyle bıyık altı gülüşmeler son buldu. Yabancı önce başını hemen sonrada ellerini oynatmaya başlayınca Araf'da onu dürterek uyandırmaya çalışıyordu.

Uzun kirpikler aralandığında daha önce hiç görmediğim bir renkle karşılaştım. Ya ben bütün renkleri bilmiyordum yada bu yabancının gözlerinde bir anormallik vardı. Yabancı adamın yabancı gözleri bana bakarken uyanmış olduğu aklıma gelip gözlerimi kaçırdım.

"Meraba dostum, fare inine hoş geldin. benim adım Sadık peki sen kimsin? nasıl düştün buraya? anlat anlat çekinme." yabancı Sadık'ın sorduklarından birşey anlamadığı gibi cevapta vermemişti. Ayaklarını kanepeden sarkıtıp bizim gibi oturur pozisyonu aldı.

Deli ile YabancıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin