BÖLÜM 2 : DELTAYI ALT ETMEK

138 12 1
                                    

''Sıcak ve güneşli bir hafta başından herkese merhaba! Burası Beacon Hills ve yataklarınızdan çoktan kalkmış olmalısınız Beacon Hills High School öğrencileri! Bugün okul başlıyoor..''

Spikerin cırtlak diyebileceğim nitelikteki tiz sesine canımın tak ettiği noktalarda bunu sonlandırmak için elimi radyonun düğmesine uzatmam yeterli oldu.Sessizliğin kulaklarımı doldurmasıyla ise pencereden kafamı çıkartıp arabaya yaslanmakta olan Christian'a

''Sence bütün sene böyle mi geçecek?'' dedim.

''Nasıl geçecek? '' diye soruma soruyla yanıt verdiğinde güneş gözlüklerini temizliyordu.

''Sırf o güzellik uykusundan birkaç dakika feda edemediği,soya sütünü soğumadan içemediği ve o ipeksi altın sarısı saçlarına saç kurutucu yeterince hızlı hava veremediği için Düşes Kiara sayesinde okula geç kalarak.... Mı geçecek? ''

Christian'ın suratında canımdan bezmiş ifademe karşılık bir gülümseme oluştuğunda

''Abartma B! Sen uyandıktan sadece 20 dakika sonra arabada oluyorsun diye o da öyle yapmak zorunda değil.Sonuçta o bir kız ve biz erkekler böyle şeylere alışığızdır.''

''Ne demek istiyorsun? '' dedim suratımı buruşturarak. ''Ben yeterince bir kız gibi davranamıyor muyum? ''

Söylediğime karşılık şaşkın bir şekilde güldü.Daha sonra Düşes Kiara sonunda merdivenlerde gözüktüğünde çantasında bir şeyler araya araya arka koltuğa yerleşti.

''Parlatıcımı bulamıyorum..''

''Dudakların yeterince parlak görünüyor.Keşke daha soft bir şey kullansaydın.'' dedim bilmişçe.

Sanki makyaj malzemeleri hakkında çok bilgi sahibiymişim gibi.

''Yanlış bir öneri Johnson! Okulun ilk günü dikkat çekici olmalısın.Hele de benim gibi yeni bir öğrenciysen.Hoş.. Senin yeni anlayışın üzerindeki siyah jean ve ekose gömlekse,bir son sınıf öğrencisinin ilk günü için fazla eskice! '' dedi onu tanıdığımdan beri hiç değiştiğini görmediğim kendini beğenmiş ses tonuyla.

''Kompleks cümlelerini okuldaki ergenlere sakla.. Sadece başını belaya sokma bana yeter.'' dedim umursamaz bir ifadeyle.

O da omuz silkerek. ''Birbirimizden uzak olduğumuz sürece hayat bana konfor sağlar ,sen dert etme '' dedi çantasından bulduğu parlatıcıyı dudaklarına yedirirken.

Tekrar ona karşılık vermediğimde o da bana bir şey söylemedi ve yaklaşık bir on beş dakika sonra ikimizde okul bahçesindeydik.

Kiara aynı arabadan inmemize rağmen sanki beni hiç tanımıyormuşcasına kolunun eklem yerine oturttuğu çantasıyla salına salına kalabalığa karıştı.

Bense orada öylece durmuş okula bakıyordum ve geçmişle ilgili anılarımın gözlerimin önünde koşuşturmacasını izliyordum.

Artık Scott yoktu.Lydia yoktu,Stiles yoktu,Malia yoktu..

Sürüm yanımda yoktu ve bu okulu benim için okul yapan en önemli şey onların varlığıydı,dostluğuydu.

Yine de Liam'da bende biliyorduk ki bizim dostluğumuz bu okulun hatta Beacon Hills'ın her köşesine sinmişti ve hepimiz birbirimiz için sadece bir dosttan fazlasıydık.

Böyle düşündüğümde yüzümü bir tebessüm kapladı ve her şeye rağmen derin bir nefes aldım.Son sınıfın başlamasına artık hazırdım.

Tek omzumda duran çantamı tam anlamıyla sırtıma yerleştirdiğimde adımlarımı dolabıma doğru yönlendirdim.Dersin başlamasına hala vakit vardı.

Triskelenin Merkezi - AlfaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin