Melih ve Çınar gelmişti.
Hoşgeldiniz. deyip kapıyı kapattı Alya
Hoşbulduk ,napıyosunuz bakalım. dedi Çınar.
Film izliyoruz aşkım.Hadi gelin izleyelim. deyip Çınarı kolundan sürükleyip koltuğa oturttu Alya.Bizde koltuğa yerleşip filmi baştan başlattık.
Filmin korku sahnelerinden iyice koltuğa sinmiştim. Korku filmlerini izlemeyi severdim ama etkisinde bi kaç gün kalırdım. Korktuğum için Melih'in koluna girip başımı omzuna dayadım.
"Korktun mu? " diyip sırıttı Melih.
Gözlerimi devirip filmi izlemeye devam ettim.Elimden tutup beni balkona doğru sürüklemeye başladı. Sandelyeye oturdu. Bende yanınan oturduktan sonra elimi tutup beni kendine çekti. Omzuna yaslandım."Film izlemeyelim gözlerini izlemek istiyorum." dedi ve gözlerini gözlerime kenetledi.
"Bu kadar romantik olmak zorunda mısın?"
"Aslında bunlar onca yılın birikmişliği." deyip saclarımın arasına bir öpücük kondurdu.
Uzun bi süredir sessiz bir şekilde oturuyorduk , uykum gelmişti fakat
yüzünü izlemeye doyamıyordum.
Kusursuz bir yüzü vardı. Ben bu çocuğa aşıktım. Yani bunun başka bi açıklaması olamazdı.
Bi insanın omzunda yatmak bu kadar
huzur veremezdi."Uykun geldi sanırım cadı." gülümseyip başımı salladım.
"Böyle omuzunda uyumak istiyorum." dedim.
"Olur. Gel içeri geçelim üşüyeceksin." deyip ayağa kalktı.
İçeri gittiğimizde Alya ile Çınar film izlerken uyuya kalmışlardı. Televizyonu kapatıp büyük koltuğun birine geçip uzandık. Kokusu çok etkileyiciydi. Vanilya kokusuydu bu. İyice kokusunu içime cekip gözlerimi kapattım.Sabah uyandığım da Melih'te Çınar'da yoktu.
"Nereye gitti bunlar." dedi Alya."Bilmem işleri çıktı heralde."
"Sabah sabah ne işi." deyip homurdanmaya başladı.
Odama geçip üstümü giyindim. Ve aşağı indim. Alya hazırlanmış beni bekliyordu. 'Hayret ne olmuş buna benden önce hazırlanmış.' diye içimden geçirdim.
"Kahvaltıyı okul da yaparız." dedi Alya.
"Tamam." dedim.
"Bu arada Çınar'ı aradım telefonu kapalı." dedi.
"Bende Melih'i aradım onun da telefonu kapalı." dedim.
"Bisey mi oldu acaba?"
"Bence evlerine gidelim."
Alya da fikrimi onaylayınca evden çıktık. Çınarla Melih beraber oturuyolardı. İkisinin de ailesi Almanya 'da yasıyordu. Ama Melih'le Çınar balıkesirde kalmayı istiyordu.
Arada sırada Almanya'ya giderlerdi.
Ama orayı sevmediklerini söylerlerdi.
Kapının önüne geldiğimizde hızla kapıyı çaldık. Açan olmamıştı. Kapının önünde biraz bekledik ve defalarca Melihi ve Çınarı aradık fakat acmadılar.
Umudumuzu kaybedip okula gittik.
Belki okulda olabilirlerdi.
Okula gittiğimiz de okulda da bulamamistık. Okuldan çıktığımızda evlerinin yolunu tuttuk. Tekrar evin önüne geldiğimizde hızla kapıyı çaldık.
Kapıyı Çınar açmıstı. Gözü morarmış ve dudağı patlamıştı.
"Çınar ne oldu sana." diye ikimizde bağırdık.
"Sakin kızlar içeri geçin hadi."
İçeri geçtiğimizde kanepede uzanan Melih'in burnu kanıyordu ve yüzünde hafif morluklar vardı.
"Melih bu halin ne?"
"Gel güzellik buraya.". dedi yanına gittiğimde belime sarılıp ellerimi öptü. "Bi soru sordum Melih."diyerek homurdandım.
"Önemli bi şey değil sen kafana takma." Diyerek sırıttı.
"Nasıl önemli değil şu yüzünün haline bak." deyip gözlerimi devirdim
"Minel uykum var uyumak istiyorum gel yanıma uzan beni uğraştırma."
"Yüzüne pansuman yapalım." diyip pansuman yapmaya koyuldum.
"Uyandığım da neden yanımda değildin." diyerek yeni bi soru yönelttim.
"İşim vardı bende gitmek istemez- dim." deyip beni kendine çekti ve sarıldı. Uyuyordu öküz. Kafamda bir sürü soru işaretleri vardı. Ama bende herşeyi bi kenara bırakıp kokusunu içime çekerek uyuyacaktım.