(Şarkı♡♡)
*2 Hafta Sonra*
G.Yeon: Bugün 10 Mayıs.
KimSəokjin: Evet.
G.Yeon: Evet?
KimSəokjin: Bir şey mi var?
G.Yeon: Hayır, ne olabilir ki?
Ben on dakika sonra Busan'a gitmek için yola çıkacağım, onun dışında bir şey yok.KimSəokjin: Peki, iyi yolculuklar Prenses.
G.Yeon: Teşekkürler.
Ga Yeon bugün doğum günü olduğunu kimseye söylememişti ve ailesi dışında kimse doğum gününü kutlamadığı için kendini unutulmuş hissetmişti.
○○○
G.Yeon: Çok sıkıldım -,-
Yanımdaki teyze biraz daha bana yaslanırsa camla bir bütün olacağım.KimSəokjin: kkk
Bende cidden sıkıldım.
Athena için veterinere gittim.
Kontrolden çıkmasını bekliyorum.G.Yeon: Nesi var?
KimSəokjin: Namjoon ona bir eş almıştı iki gün önce ve bir saat önce falan kavga ettiler.
Poseidon Athena'nın ayağını ısırınca hemen Athena'yı alıp veterinere gittim.
Sanırım yaşamına bir ayaklı devam edecek bundan sonra.
Tabii Poseidon ve Athena'yı eş yapmaya çalışırsan bu olur.G.Yeon: kkkk
Otobüs durdu ben şimdi iniyorum eve varınca yazarım.KimSəokjin: Tamam, dikkatli git.
Ga Yeon telefonunu cebine koydu ve yanındaki teyzeyi kibar bir şekilde uyandırıp geldiklerini söyledi.
Teyze teşekkür edip yanından kalktı. Ga Yeon neredeyse bütün otobüs boşaldığında eşyalarını alıp indi ve bagaja verdiği çantasını teşekkür edip aldı. Binmesi gereken otobüs daha gelmediği için banklardan birine oturdu ve hareketsizlikten ağrıyan bacaklarını esnetti. Telefonunu çıkarıp saate baktığında öğlen üçtü ve daha demin konuşmuş olmalarına rağmen Seokjin doğum gününü kutlamamıştı.GA YEON
Arka cebimde düşmek üzere olan telefonumu kurtardım ve kucağıma koydum. Her geçen saniye tek başıma olduğum için istemsiz olarak aklım Seokjin'e kayıyordu.
Neden doğum günümü kutlamamıştı!?
Derin bir nefes alıp tuttum ve gözlerimi kapattım. Bu tür şeyleri bu kadar çok düşünemeliydim. Birkaç saniye sonra oturduğum bankın sol tarfından birinin oturduğunu belli eden bir ses çıktı ve şişirdiğim yanaklarım birisi tarfından dürtüklendi. Gözlerimi açıp hızla döndüğümde beni dürtükleyen kişinin Seokjin olduğunu görünce ağızımdaki hava boğazımda kaçtı ve öksürmeye başladım.
"Seokjin? Neden buradasın? Hani Athena'yı veterinere götürmüştün?"
"Sanırım teyze seni cam ile arasında bayağı sıkıştırdı." Dediğinde Seokjin gülerek, gözlerimi kısarak ona baktım.
O ise bir şey demek yerine arkasında duran elini çıkarttı ve tuttuğu kalp şeklindeki pastayı kucağıma bıraktı.
Şeffaf kutunun içindeki mor ve mavi renkli sosla süslenmiş pastaya bakarken Seokjin elimi tutunca ona döndüm."Doğum günün kutlu olsun Prenses." Olanları anlamam beş saniye falan sürmüştü ve anlamamla ne zamandır tuttuğumu bilmediğim göz yaşlarım akmaya başlamıştı. Seokjin gülüp kollarını belime sardı ve kafamı omzuna koyup ağlamaya devam ettim.
"S-sanmıştım ki doğum gününümü unuttun. Aslında o kadar önemli değildi ama ne bileyim bir umut bekliyordum v-"
"Tamam, sakin ol. Sadece süprizim için kutlamamam gerekti." Diyerek sözümü kesti ve belimdeki ellerinden birini saçlarıma koydu.
Birkaç saniye sonra geri çekildim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Boy Who Loves Animals .KSJ. 3
FanfictionG.Yeon: Merhaba, kayıp kedi ilanı için sizi aramıştım.. #Boy Who serisinin 3. Kitabıdır.# 19.06.2016