××××

3.8K 326 72
                                    

Seokjin kafenin dışarıda olan masalarından birine oturmuş Ga Yeon'u bekliyordu.
Kızı sadece iki gündür tanımasına rağmen sevmiş ve ısınmıştı yani, Lucifer sevmiş ve ısınmıştı, şimdi de onu daha iyi tanımak için böyle bir bahane uydurmuştu.

Telefonundan saatine baktığında kızın dersinin bittiğini fark etti.

Her halde birazdan gelir diye düşünerek telefonuyla uğraşmaya devam etti.

Birkaç dakika sonra oturduğu masadaki sandalye geri çekilip karşısına biri oturduğunda başını telefondan kaldırdı ve gelene baktı.
İşte gelmişti.

"Merhaba. Çok beklemedin umarım?" Kız telefonunu masaya bırakıp konuşmaya başladı.

Neden bilmiyordu ama, Seokjin kızın sesini çok beğenmişti.

"Hayır bende yeni geldim. Ne içmek istersin? Buranın kahvesine bayılıyorum."

"Aslında şey benim kahveye alerjim var o yüzden meyveli bir şey seçeceğim."

"Anladım, peki sen seç sonra sipariş verelim."

Ga Yeon başını salladı ve masaya yapıştırılmış menüden meyveli bir şeyler aramaya başladı. En sonunda rek bulabildiği şey olan limonatada karar kıldı ve Seokjin'e söyledi. Seokjin içeri siparişleri vermeye girdiğinde etrafına bakınmaya başladı.

"Ve geri döndüm." Diyerek Seokjin tekrar masaya oturdu ve Ga Yeon gülerek ona döndü.

"Hadi tanışalım, isimlerimizi zaten biliyoruz bu yüzden başka şeylerden bahsedelim. Mesela ne okuyorsun?" Seokjin masada biraz öne eğilip kıza yaklaştı.

"Amerikan Dili ve Edebiyatı, bu da üçüncü senem. Sen?"

"Ben avukatlık okuyorum, son senemdeyim artık kurtulmak istiyorum buradan."

Ga Yeon, Seokjin'in son senesi olduğunu öğrendiğinde üzülmüştü ama yinede güldü.

"Bende hemen bitsin istiyorum çok sıkıldım çünkü. Peki, bana sevdiğin şeylerden bahset."

"Hmm sevdiğim şeyler sanırım.. hayvanlar, yemek yapmak ki bunda çok iyiyimdir, şarkı söylemek ve dans etmek ki bunda da berbatımdır." Dedikten sonra güldü ve ekledi. "Şimdi sen sevdiğin şeylerden bahset."

"Hmm, kitap okumak, bir şeyler yazmak, dans etmek ki bende cidden berbatım bu konuda, hayvanlar bir de. Bu kadar sanırım. Evet bu kadar."

"Kesinlikle benden kötü olamazsın dansta."

"O kadar emin olma. Bir keresinde boş ve büyük bir salonda dans etmeye çalışırken en uzaktaki vazoyu çarparak kırmayı başarmıştım." Dediğinde Ga Yeon ikiside gülmeye başladı.
İçecekleri geldiğinde garsona teşekkür ettiler ve sohbetlerine devam ettiler.

"Bence kim daha kötü anlamak için bir dans kapışması yapmalıyız ki gerek yok ben kesinlikle daha kötüyümdür."

"O gün gelsin göreceğiz." Dedi Ga Yeon ve limonatasından bir yudum aldı.
Aynı şekle Seokjin kahvesini içerken Ga Yeon onu izledi.

Nasıl bu kadar güzel olabilir diye düşünürken Seokjin'in telefonu çalmaya başladı ve Ga Yeon düşüncelerinden sıyrıldı.

Seokjin telefonla konuşmak için izin isteyerek kalktı ve Ga Yeon yine istemeden düşüncelere boğuldu.

Son senesi olması onu üzmüştü ki okulun bitmesine dört ay kalması da üzüntüsünü arttırıyordu. İki gündür tanıdığı bu çocukla daha çok vakit geçirmek istemesi normal miydi bilmiyordu ama umrunda da değildi.

Seokjin tekrar karşısına oturduğunda çocuğa gülümsedi.

"Üzgünüm akşam bir plan vardı ertelenmiş."

"Anladım." Dedi ve limonatasından bir yudum daha aldı.

"Oda arkadaşın nasıl biri?" Seokjin'in sorusuyla tekrar ona bakmaya başladı.

"İyi biri sanırım, pek konuşmuşluğumuz yok zaten odada pek vakit geçirmiyor ama geçirdiğinde yanında her zaman iki veya üç tane bizden büyük erkek oluyor. Bazende sadece odada onu bekleyen erkekler oluyor."

"Bu yasak değil mi peki?" Diye sordu Seokjin hayretle.

"Sanırım değil."

"Ama bu çok tehlikeli yani o adamlardan biri sana bir şey yaparsa?" Seokjin biraz sesini yükselterek sordu çünkü Ga Yeon için endişelenmişti.

"Eğer böyle bir şey olursa kesinlikle şikayet ederim, merak etme."

"Madem yasak değil sende o adamlar varken odana erkek arkadaşını çağır hiç değilse onlar gidene kadar yanında kalsın." Seokjin bu cümleyi kurarken Ga Yeon'un erkek arkadaşım yok demesini diledi.

"Sevgili anlamında yok diğer türlü olan arkadaşım da Busan'da yaşıyor."

"O zaman beni çağırabilirsin, Raphael'i de getiririm ve eğer bir şey derlerse üzerlerine salarız. Raphael gerektiğinde çok saldırgan oluyor." Diyerek güldü Seokjin.

Ga Yeon onun teklifine şaşırsada hoşuna gittiği için kabul etti ve güldü.

"Peki sen nerede yaşıyorsun?"

"Ben iki tane arkadaşımla bir evde yaşıyorum. Benden iki yaş küçük olan burada okuyor bir yaş küçük olanda başka bir okulda."

İkisi yarım saat daha sohbet ettikten sonra Ga Yeon'un dersi başlayacağı için kalktılar ve Seokjin onu sınıfına bıraktı.
Gitmeden önce birbirlerine sarıldılar ve Seokjin akşam ona mesaj atacağını söyleyip el sallayarak uzaklaştı.

Ga Yeon ise sarılmanın etkisiyle okul bitene kadar etrafa gülücükler saçtı.

(Texting yazmak daha kolay anlatım şeklinde yazmakta iyi değilim)

The Boy Who Loves Animals .KSJ. 3Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin