• 14 Ekim 1998
''Kural 1, Dikkatinin dağılmasına asla izin verme.''
Demesiyle suratımın ortasına tekmeyi yemem bir oluyor ve kendimi yerde buluyorum.
''Hadi ama, ayağa kalk Danny.''
Dudağımdaki kanı elimin tersiyle siliyorum ve doğruluyorum.
''Kural 2, Rakibinin hamlelerini çok iyi takip et, stratejisini çözmeye çalış. Bu arada dayak yeme.''
Başımı sallıyor ve dövüş pozisyonumu alıyorum. Yumruklar üst dudak hizasında, sol ayak önde.
Tam kafa hizama bir tekme savuruyor ancak ters yönüne eğilerek kaçınıyorum. Arkasını kesmeden hızlı bir şekilde hamlelere başlıyor. Arka arkaya üç tekme, sol tekme ve zıplıyor kendi etrafında dönüyor tam sağ ayağını kaldırıyor, sola eğiliyorum ve tam enseme tekmeyi yiyorum.
Toparlanıyor ve tekrar doğruluyorum.
''Bir daha dene Dan.''
Aynı şekilde ilk tekmesini savuruyor hemen ardından üç defa hızlı bir şekilde tekmelerinin devamını getiriyor. Sol taraftan geliyor, zıplayış ve tam sağı çekip solu indirirken sol kolum ile karşılıyorum ve havada takla atarak 70 derecelik bir açı ile tekmeyi indiriyorum.
Gülüyor ve ''İşte böyle oğlum. Aferin.''
Gömleğinin katını açıyor ve ''Bu günlük bu kadar yeter evlat. Salona geç seninle konuşmam gereken şeyler var.''
''Pekala Bay William'' diyorum ve kahverengi kaplamaları olan dar hol'den geçerek salona ilerliyorum.
Önceden yarım bıraktığım limonatamı masadan alıyorum ve deri kaplamalı salon koltuğuna yayılıyorum.
Biraz sonra Bay William gömleğinin önü açık bir biçimde içeri giriyor ve karşıma geçiyor.
Ayağa kalkıyorum.
Derin bir nefes alıyor ve ''Pekala, sanırım artık öğrenme vaktin geldi evlat.''
''Neyi?'' diyorum anlamaya çalışır bir ifade ile.
Gömleğini çıkarıyor ve sırtını dönüyor.
Aman tanrım. Bu tıpkı benimki gibi olan bir Maça.
Limonatayı bırakıyor, geri adım atıyor, işaret parmağımı kaldırıyor ve ''S-sen onlardan biri misin! Ne istiyorsun benden!'' diyorum öfkeli ve korkmuş bir ses tonu ile.
Eğiliyor ve elimi tutarak ''Sakin ol Danny! ben sendenim tamam mı? Sakin ol.''
* * *
Masa da dizili olan 3 karttan Maça olanı alıyor ve ''Bu Maçaların. Yani bizlerin.''
Elini bana uzatıyor ve avucunu açarak ''Şimdi sende ki ver bakalım.'' diyor.
Anlamamazlıktan geliyorum.
''O gün yerdeki Maça 7'li yi aldığını biliyorum.''
Çaresizce elimi arka cebime götürüyor ve Maça 7'yi çıkararak uzatıyorum.
Alıyor ve Maça kartıyla üst üste koyarak avucunun içine bırakıyor. Bir ara bana bakıyor ve tekrar kartlara yöneliyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kan Laneti
Science FictionCCPD, FBI ve CIA' de kırmızı alarm ile aranan, insanlar arasında kulaktan kulağa Kanunsuz olarak yayılan bir adam. Kimine göre Kahraman, kimine göre Katil. Lanet. Öldürmeye zorlayan bir lanet. Öldürüp, parçalamadıkça daha fazla ölüyor. Yok oluyo...