kim taehyung'un gördüğümde ben on yedi; o yirmi bir yaşındaydı.
ona attığım ilk adımda gördüğüm şey, oldukça belirgindi. gözlerinde yıldızlardan parçalar vardı; kalbinde ise kırıklar.
doğum günü çocuğu iken buraya bakıyordu. lakin neden kimse onu sevmiyordu?
dalgalı gözleri biraz yaşlıydı; elleri ise kırmızı. parmak uçları, gökyüzündeki yıldızlara uzanırdı. ellerini usulca tuttuğum vakit, çiçek kokan ruhuma, sıkı sıkıya sarılırdı.
kırmızı, plastik bardak yere düştüğünde ise, dudaklarımız tanışırdı.
kim taehyung'u tanıdığımda ben on sekiz; o yirmi iki yaşındaydı.şehir ışıkları üzerimizde dans ederken ellerimiz bağlı; duru seslerimiz bir parça ağlamaklıydı. gözlerindeki yıldızlar bu kez kayıptı; kalbindeki kırıklar ise sarılamazdı. uçurtmanın ipini yakalamaya çalışan çocuklar gibi, içimizde ufak bir umudun parçaları vardı.
kim taehyung'u sevdiğimde ben on dokuz; o yirmi üç yaşındaydı.
yolu bütünüyle kayıptı, benden bir parça uzaktı. ve bana vurduğunda, canım yanmadı. yalnız gözlerimden, birkaç inci aktı.
solukları bıkkın; omuzlarındaki yükler ağırdı. yarısını ben kaldırdım, kalanı onda kaldı. lakin ağır geldi, kor soluklarını ağırlaştırdı.
ruhu yüklerini taşıyamadı. önce kalbim yere düştü, sonra parçalandı. yine de, bağlı olduğu zincirlerden kopamadı.
kim taehyung'u tanıdığımda ben uslanmaz; o ise umarsızdı.
yirmi dördünde, kayıp gittiğinde,
kimseler onu bulamadı.yemin ederim, ne yazdım bilmiyorum. bu tuhaf içerikli şey, diğer çalışmalarımdan uzak bir anlatıma sahip olacak. kısacası, sevin onu.
buradayım, yeniden merhaba.
-evanes.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
how to kill yourself without dying | vkook
Fanfictiongençliğimin ruhu şad olsun, bir günahkâr da olabilirim, bir aziz de; aşık da olabilirim, aciz de. @evanes | her hakkı saklıdır. ©