#1

50 12 5
                                    


*Yazarken bana ilham veren bu şarkıyı açmadan kesinlikle okumanızı önermem.İyi okumalar..*



''Beni seven tek insan sendin.Karanlığıma ışık tutandın sen..Beni yokluktan kurtaran,koruyucu meleğim.Gülüşlerinde bile sevgi varken neden yaptın? Sen beni korusanda ben seni koruyamadım ama deneyebilirdim.Evet,belki yapamazdım ama bir kere bile olsa seni sevdiğimi söylemek isterdim.Gideli tam 14 sene oldu.Ama boşluğun dolmuyor işte.Boğazımdaki düğüm nasıl çözülecek? Yapamıyorum anne..Senin güven verici kollarına sarılmadan yapamıyorum.Hayata tutunamıyorum ben bu yaşama katlanamıyorum.Anlatamıyorum kimseye derdimi anlatsamda,kimse anlamıyor.''

'Ben anlarım.'

Mezar başında ağlarken arkasından gelen bu sesle irkildi uzun olan.Sesi biyerden tanıdığını düşündü.Yavaş hareketlerle arkasındaki kendisine muhteşem şekilde gülümseyen kişiye baktı.

'Merhaba.Ben senin hayatını güzelleştirmek için yanındayım artık.Annen gibi olmasada sevebilirim seni.Gözyaşlarına eşlik edebilirim.Belkide,kalbinde bir yer edinirim.'

''Kimsin sen? Film repliğinden falan mı fırladın''

'Henüz değil.Ben o filmi seninle çekeceğim.' İri gözlünün akıl hastası olduğunu düşündü uzun olan.Sözleri çok etkileyiciydi ama ne kadar samimi olduğunu bilmeden hemen onun yanına atılamazdı.Belkide dalga geçiyor diye düşündü.Hayatında görmediği birinin hayatını kim güzelleştirmek isterki?

'Uzun zamandır takip ediyorum seni inan bana hayatın hakkında çok fazla bilgim var.Sana aşığım Jongin.Bu cesareti nerden buldum bilmiyorum ama sanırım şimdi söylemezsem bazı şeylere çok geç kalacağım.Artık senin yanında olmak,seni hissetmek istiyorum.Beni kalbine kabul edersen,hayatını güzelleştirmek için her şeyi yapacağım.'Uzun olan bu cüretkâr sözler karşısında çenesinin kasıldığını hissetti.Yakasından tuttuğu küçüğü sözleriyle sarsmaya başladı.''Bana bak seni bücür adam.Birincisi,bana laf atılmasından hiç hoşlanmam.İkincisi aşk denen lanet şeye inanmıyorum.Üçüncüsü beni ne kadar takip ettin bilmiyorum ama bu senin sapık olduğunu doğruluyor.Artık sesini kessen iyi olur çünkü ben bu sevimli aşk itirafı karşısında gittikçe sinirleniyorum.''

'Neden öyle diyorsun? Ben seni gerçekten seviyorum.Yalan atmıyorum tüm samimiyetimle söylüyorum reddetme beni.Lütfen,sen duygusuz biri değilsin.Aşk gerçekten var.Sana hissettiklerimi kelimelerle anlatabilseydim anlardın kalbimin atışını sağlayanın sen olduğunu.'

Esmer olan sözünün dinlenmemesi karşısında iyice sinirlenip küçüğün yanında geçip gitmeye karar verdi.Annesinin mezarına son kez dönüp,hoşçakal diye fısıldayarak geçip gitti.Arkasından küçüğün 'HER AKŞAM ÇIKIŞTA SENİ DANS STÜDYOSUNUN KARŞISINDA BEKLİYOR OLACAĞIM' bağırışlarını duyunca istemsizce ufak bi tebessüm yayıldı yüzüne.Gerçek olsada olmasada hoşuna gitmişti,bunu saklayamazdı.Ama gelmeyecekti işte.O da herkes gibi birkaç günde sıkılacaktı.Nasılsa bekler,bekler,bekler ve o da gider diye düşündü.Doğruydu,o da gidecekti işte.Kim kalmıştıki zaten? Jongin'de ne vardıki o da gitmesin? Eve girdiğinde,üzerine toprak kokusu sinmiş tişörtünü bir kenara fırlatıp sıcak suyu açtı.Ilık bir duş iyi gelecekti.Her suya girdiğinde aklına küçükken annesiyle havuzdaki oyunları gelirdi.Sanki yine o da sudaymış gibi bi girer,saatlerce çıkmazdı ordan.

Üstüne giydiği pijamalarından sonra yatağın içine girip uyumak istedi.Geceleri sevmiyordu.Düşmandı saatlere.Çok fazla uyumak istesede başaramadı.Yatakta her dönüşünde bugünki çocuk geldi aklına her defasında.Dedikleri yankılandı aklında.'Hayatını güzelleştirmek için geldim' bu cümle yankılanıyordu beyninde.Yanda duran annesinin resmini eline alıp gözyaşının süzülmesine izin verdi.

''Gerçekten anne,o bana hayatımı güzelleştirmek için gönderilmiş bi melek olabilirmi?''

*************************************************************************************

''İyiydiniz çocuklar.Bu şekilde çalışmaya devam ederseniz konserde çok iyi olacaksanız.'' 'Saolun hocam' dedikten sonra dağılmaya başladı tüm grup.

''Hey Jongin! Dostum bugün çok düşünceli duruyorsun neyin var?'' Kendisinden uzun,kepçe kulaklı genç ona doğru yaklaştı.

'Hiçbir şey yok.Gidelim mi?'

''Tamam o zaman hadi.'' Omzuna bir yumruk vurduktan sonra kapıdan çıktılar.Oradaydı.Elinde bi tane gülle kendisine gülümseyerek bakıyordu.Ona baktığını görünce masumca el salladı.Jongin,Chanyeol'a onu daha önce hiç görmediğini söyleyip oradan geçip gitti.Olsun dedi küçük olan.Daha hatırlamıyor beni.Hatırladığında kabul etmese bile konuşmak ister en azından.Başının dönmesini umursamadan taksiye binip döndü evine. *****************************************************************

Dans stüdyosunun önünde geçirdiği 38.gündü.Her gün geliyordu elinde Jongin'in en sevdiği çiçek olan beyaz gül olurdu bir tane.Tabi bu kadar günde kurumuştu defalarca.Her kuruduğunda yenisini alıyordu.Deli gibi yağan yağmurla gökgürültüsünün altında tam 1 saattir çıkmasını bekliyordu.Acaba ben gelmeden mi çıktı diye düşündü fakat mümkün değildi.Tam dersin bitiş saatinde burda olmuştu nasıl erken çıkabilirdi? Başını kaldırdığında kendisine doğru gelen Jongin'i gördü. 'Merhaba' dedi fısıltı halinde çıkan sesiyle. ''Bu yağan yağmuru görmüyormusun sen? Delirdin mi? Soğuktan donacaksın.Neredeyse 1 ay doldu ve sen ısrarla burda beklemeye devam ediyorsun.Seni istemiyorum dedim.Sen hakkımda birşey bilmiyorsun bana yalnızca takıntılısın aşık değilsin.''Küçük olan başının dönmesiyle güçsüzce söyledi sözlerini:

''Beyaz gülü çok sevdiğini bildiğim için alıyordum hergün.Tam tamına 23 yaşındasın.Tavuk yemeye bayılırsın.Tüm çeşitlerini seversin ama kızarmış soslu tavuk tercihindir.Mavi ve siyah en sevdiğin renkler.Küçükken bale kursuna gitmişsin hatta birgün kursa giderken arabadan indiğinde serçe parmağın kapıya sıkışmış bu yüzden fazla büyümemiş.Çok sevdiğin köpeğin var adı Monggu.İdeal tipin Han Ye-seul.Onun görünüşündeki kadınlardan hoşlanırsın ama erkeklerde ilgini çeker.14 Ocak günü akşam vakitlerinde doğmuşsun annen doktordu ve onu 9 yaşındayken kaybettin.İlk sevgilin 15 yaşında oldu'' gittikçe dirençsizleşen vücudu sonunda yorgun düştü ve Jongin'in kollarına yığılıp kaldı.Esmer olan bu sözlerin ardında şaşkınca bakarken küçüğün durumunu yeni farketmiş gibiydi.Kucağına aldığı gibi hastanenin yolunu tuttu. ***************************************************************

''Bir süredir uykusuz kalmış ve beslenmesine pek dikkat ettiği söylenemez bu yüzden bünyesi zayıf düşmüş.''Doktor bana tam olarak bunları söyledi.Şimdi seni evine götüreceğim ve sıcacık oturup yemek yiyeceksin anlaşıldı mı?' Küçüğün boynunu yere eğmesiyle birşeylerin yolunda gitmediği belliydi.'Benim evim çok soğuk.Küçücük tahtadan biyere ev bile diyemiyorum.Yalnızca dışardan korunmamı sağlıyor ve yiyecek almıyorum.' Bu sözler karşısında ne diyeceğini bilemeyen esmer durumu kurtarmak için ''Ekmekler yalnızca 400won bi ekmek parası ayırıp alabilirdin herhalde.Neyse in hadi geldik'' diğerinin sorusunu bildiği için o sormadan cevapladı ''Benim evime.Bir süre burda kal''

''Bu pijama bunları giy bende o sırada sana bi çorba falan yapayım.Dinlenmene bak'' dedikten sonra çorba yapmaya koyuldu esmer olan.Küçük olansa yalnızca uzanıyordu. Bir süre sonra Jongin'in getirdiği çorbayı yedi ve Jongin'de ''uyu!'' emri aldı.

Tam Jongin kapıdan çıkmak üzereyken arkasından seslendi esmer ve uzun olanın.

''Ben o parayla ekmek almak yerine çıkışa getirmek için sana beyaz gül alıyordum.''


Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 21, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

DESTINY//KaiSooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin