Odanın içinde bir o yana bir bu yana volta atıyorum bir yandan da aşağıya doğru bağırıyorum. "Ne demek rakip mafyalarla iş birliği yapacacığız. Bu zamana kadar işlerimi tek yaptım ve iş yaparken başka birini istemediğimi biliyorsunuz! "
Yemek masasında abim, babam ve ben otururken masada büyük bir sessizlik hakimdi. Benim bağırmamdan sonra babam da sessiz kalmayıp bağırmaya başlamıştı. Açıkcasını söylemek gerekirse korkmuştum. Aslında babam kolay sinirlenmez ve kolay kolay bana bağırmaz ama siniri çabuk geçer, şimdi olduğu gibi. Abim ise babamın tam tersi çabuk sinirlenir ve sinirlenince kimseyi gözü görmez, siniri ise kolay kolay geçmez. Bu sessizliğin fazla olduğuna kanaat getirdiğimden "yeni görev ne?"diye lafa girdim. İkisininde bakışları bana kayarken abim"ne yani sen inatçı keçi, kabul ettin mi?"dedi şaşkınşığını belli eden bir tonda. Tamam inatçıyım ama bu kadar şaşırmasına gerek yoktu yahu. Cevap verme gereği duymadan babama soran gözlerle baktım.
Odamın balkonunda oturmuş babamın verdiği görevi düşünüyorum. Zaten söylöylediği anda sandalyeyi sertçe itip odama çıkmıştım. Zordu ama benim için sorun olan o değildi. Babamın bunu kabul etmeyeceğimi bilmeleri lazımdı. Abim nasıl bu duruma nasıl karşı çıkmadı şaşırıyorum.
Sabah erkenden çalan alarm ile uyandım. Ne yani yüzüme vuran gün ışığı ile mi uyanma mı bekliyorsunuz çok espirilisiniz. Şirketin başında olduğum için sabah erken kalkmak zorundayım zor olmuyor aslında çoğu zaman uyumuyorum bile. Üstümü değiştirmeden direk banyoya girirp işlerimi halletikten sonra mutfağa kahvaltı hazırlamaya indim. Yemek yapmayı sevdiğim için hizmetliye gerek duymamıştık ama haftada iki gün evi temizlemek için kadın geliyordu, herşeyi devletten beklememek lazım değil mi.
Kahvaltı sofrası sessiz devam ederken babamın sesi bu sessizliği bozdu, söylediği cümle ile tüm vücudum kasıldı. "Görevini yapacak mısın?"
Sanki vurduğumda geçecekmiş gibi olan sinirim kum torbasına vurduğumda daha da artıyordu. Böyle bir şey sorması bile hataydı. Sofradan kalktığım gibi soluğu spor salonunda almıştım, aslında şu an da şirkette olmam lazım. Kahretsin ben şirketi unuttum ve bugün önemli bir toplantı var. Akılmı bıraktın bende baba. Mutlu musun zalimin oğlu.
Kısa bir duşun ardından uçarak eve girdim. Üst kata çıkıp acaba ne giysem diye tabiki düşünmedim. Toplantı her kiminle olursa olsun kombinin hazır siyah şort ve beyaz gömlek. Hızlıca üzerime geçirdim ve yüksek topuk platformlarımı giydim makyaj masasından hızlı kuruyan siyah ojemi hızlı ve düzgün bir şekilde sürdükten sonra hazırım. Saçımla uğraşmama gerek yoktu doğuştan düz olan saçlarım bana kolaylık sağlıyordu. Işık hızı ile merdivenden inip arabama bindim.
En son 200 gören ibrem ile toplantıya yetişmiştim. Toplantılara girmeyi sevmiyorum çünkü bana ters bir tepki veren birinin kafasını kopartmak istiyorum çok normalim değil mi. Sıkıcı ve bir o kadar zor geçen toplantının ardından odamda oturmuş mesai saatimin bitmesini bekliyordum aslında istesem bir dakika daha durmam ama babamın suratını göremek istemediğim için gitmiyorum.
Babamı seviyorum abimden sonra tek limanım babam fakat aynı zamanda laflarıyla beni en çok kıran kişi de babam. Neye nasıl bir tepki vereceğimi en iyi o bilir ama buna rağmen bana teklifte bulunması sinir bozucu. Cidden sıkılmaya başladım babamı er ya da geç görücem o yüzden beklemenin bir mantığı yok en azından bana bir açıklama yapar yani öyle umuyorum.
Eve girdiğimde abim bir köşede babam bir köşede oturmuş televizyon izliyolardı. Kapının açılma sesi ile ikiside bana döndü. Abim hoş geldin derken babam hiçbirşey demeden önüne dönmüştü sanırım onu dinlemediğim için bana kırıldı. Abime hoş buldum diyip babamın yanına oturdum. "Burda kırgın, kızgın olması gereken bir varsa o benim baba. Bu konuda ne kadar hassas olduğumu bilmen lazım, bana bunu sorman bile beni kırarken bir de gelmiş bana tavır yapıyorsun." bunu söylemem ile birlikte abimin gözleri şaşkınlık ile açılırken babam sadece boş boş suratıma bakıyordu. Abim benden bir tepki beklediğine eminim fakat böyle bir tepki beklemiyordu.
Abim ve babamdan başka herkese karşı sert bir tepkim var. Babama hiçbir zaman sert bir çıkış göstermedim bugün dışında. Yaptığımın yanlış veya doğru mu olduğunu kestiremiyorum tek bildiğim babama sert çıktığım.
"Senin kırıp, üzülceğini en iyi ben biliyorum."diye söze başlayan babama döndüm daha demin benim sinirli ses tonumun aksine daha sakin hatta biraz da kırılmış bir ses tonu vardı. "Senden tek isteğim onlardan kendin intikam alıp acılarını biraz olsun dindirmek, kendine olan nefret dolu bakışları biraz da olsa dindirmek. Ne seni ne de abini kırkmak istemem siz benim herşeyimsiniz aynı benim sizin herşeyiniz olduğum gibi. Bizim kendimizden başka kimimiz var. İstemezsen eğer abin yapar bu görevi ama ben senin yapmanı istedim. Korkunun üstüne git ki yen korkunu benzer bir haber geldininde acı çeken suratını, dolmuş gözlerini görmeyim. Sana omu yapanları sen öldür ki çektiğin acıyı biraz da olsa onlara çektir. Bunları yapınca kalbindeki acı gitmiycek biliyorum ama en azından belki biraz azalır. Ne yaparsak yapalım gitmiycek kalbinden o an gitse bile izi kalıcak ama artık kendine acıyarak bakma kuzum çünkü kimse seni onun için suçlayamaz senin bir suçun yok. Sen her kendine acıyarak baktığın zaman benim kalbim acıyor."diye lafını bitirdiğinde biriken göz yaşlarım bunu bekliyor gibi akmaya başladı.
Odamda Pera-Kimseleri dinlerken ne yapacağım hakında düşünüyorum. Yaparsam eğer o pislikleri gördüğüm anda güçlü durmak yerine ağlaya bilirdim ama eğer yapmazsam babam üzülecek ve bunu istemiyorum. Babam dediklerinde sonuna kadar haklı ama nefret ediyorum kendimden ne yaparsam yapıyım değişeceğini de sanmıyorum.
Aşağıya indim ve babamın tam karşısına oturdum ağzımdan çıkan her kelime onu için değerli biliyorum ve fazla meraklandırmak istemiyorum. "Kabul ediyorum baba. Söylediklerinde haklısın kendim için olmasa bile senin için katlanacağım o pisliklere." aniden kendine çekti ve sarıldı beklemiyordu kabul etmemi haklıydı aslında ama işte konu ailem olunca kendimi düşünmeme gerek bile yok.
Sarılma faslı bitince kendine çeki düzen vererek karamsar bir şekilde sordu "emin misin?"
"Emin olmadan asla iş yapmam baba halâ öğrenemedin mi?"diye konuyu noktalarken kafama en çok takılan şeyi sordum. "Plan ne nasıl yapılcak." babamın cevabını merak içinde beklerken o ise beni daha çok merkalandırıyordu. "Yarın ortaklarla beraber herşeyi öğrenirsin."Yatağıma yattın ve yarın ne yapacağımı düşünürken uykuya daldım. Acaba beni yarın neler bekliyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIK UÇURUM
Ficción GeneralBu hayatta kimseye güvenme gerekirse yalnız kal gerekirse insanların canlarını acıt ama kimseye güvenme ben güvendim ve şu anda keşke güvenmeseydim şu anda Masum değilim Güçsüz değilim Artık sorumluklarım vardı bundan sonra herkesin benden korkması...