Manzaranın güzelliğini seyrederken sırtıma konan elle çığlığı basmıştım...
Korkuyla kafamı arkaya çevirdiğimde gördüğüm ilk şey siyah deri ceketti. Kafamı yavaşça yukarı doğru kaldırdığımda onunla göz göze geldim. Gözlerimiz birbirine değdiği ilk anda tam kalbimin ortasında bir şimşek çaktığını hissettim. Aynı şimşek onun gözlerinde de belirmişti. Bu oydu rüyalarımın karanlık adamı tam karşımda duruyordu. Dudakları, burnu, elmacık kemikleri, gözleri hatta bakışları bile aynıydı. Onun gözlerinde de benimki gibi bir şaşkınlık olduğuna yemin edebilirdim taki bakışları değişip göz rengi koyulaşsana dek. O tamamen benim rüyalarımdaki gibiydi. Acaba bende onun rüyalarındaki gibi miydim? Onun hakkında kafamı kurcalayan binlerce soru vardı. Ancak bende bunları soracak cesaretin zerresi dahi bulunmadığından sanırım susmak ve olayların kendiliğinden çözülmesini beklemek en iyi yoldu.Ben bütün bunları düşünürken ne o, ne de ben gözlerimi kaçıramamıştım. Muhtemel şaşkınlık hala gözlerimdeydi. Bütün bedenimde hissettiğim karıncalanma da cabasıydı. Vücudumdan geçen ince bir titreme sonrası hemen ayağa kalktım. Ahra da benimle birlikte ayağa kalktı. O da şok olmuş gibiydi. Ben ne hissediyorsam onun da aynılarını hissettiğine emindim. İkimizin de içinde korkudan heyecana, meraktan adrenaline kadar birçok duygunun olduğunu biliyordum.
Ahra yavaşça kulağıma eğilip
"Afra bunlar onlar." dedi.Sadece kafamı sallamakla yetindim. Hala gözlerimi karşımdaki adamdan ayıramamıştım. Karanlık adamımın yanında biri daha vardı. O da Ahra'nın rüyalarındaki kişi olmalıydı. Birbirlerine gerçekten benziyorlardı. Onları rahatlıkla ayırabilirdim ama Ahra ve benden başka birinin onları ilk seferde ayırabileceğinden emin değildim. Biz onları rüyalarımızda görerek büyümüştük.
Yıllarca sadece rüyamızda görmüş olsak da içimizde onlarla bir bağ olduğunu biliyordum. Bu bağ elle dokunamayacağım ancak onun kadar güçlü bir şekilde hissedebileceğim bir şeydi.Karanlık adamın yanındaki kişi konuşmaya başladı.
"Ben Uraz yanımdaki de kardeşim yani aslında ikizim Ural."
Karanlık adamın adı buydu demek. İsmi güzeldi, farklıydı. Anlamını merak etmiştim. Ve eve gider gitmez araştıracağımdan da emindim.
Uraz tekrar konuşmaya başladı.
"Sizi buraya çağırmamızın bir nedeni var. Sizde bizimle aynı rüyaları görüyor olmalısınız. Biz bunu biraz araştırdık ve sorularımıza yanıt verebilecek birkaç kişi bulduk. Ancak onlarla konuşmadan önce sizleri bulmalı ve cevapları birlikte öğrenmeliyiz diye düşündük bu yüzden size bazı ipuçları bırakmıştık. Gördüğüm kadarıyla hepsini çözmüşsünüz."
Evet çözmüştük. Ama merak etmiştim, bizler sorularımıza ufak bir cevap bile bulamamışken onlar cevap verebilecek birkaç kişi mi bulmuşlardı? Gözlerimi tekrar karanlık adama çevirdim. Hiç konuşmamıştı. Sadece gözlerini üzerime dikmişti. Belli ki o da şaşkındı. Ama gözlerinde şaşkınlık göremiyordum. Sadece bana bakıyordu beni anlamaya çalışıyor olmalıydı. Bende onu anlamaya çalışıyordum ama bunu bakışlarımla onu rahatsız edecek şekilde yapmadığım aşikardı. Ufak bir kıpırdanmadan sonra bakışlarımı yere sabitledim. Daha sonra bakışlarımı kaldırıp Uraz'a baktım.
"Bizim de sorularımız vardı ve cevaplar aradık ama cevaplar yerine sizi bulduk."
Ural hala bana bakıyordu. Bakışları keskinleşti. Sesimi duymuş olması onu şaşırtmış olmalıydı. Çünkü sesim ilk duyduğunda ağzımdan bir çığlık dökülmüştü. Gözlerimi üstümden çekmemişti. Nefesimin hızlandığını hissettim. Biri ona artık şu bakışları atmaması gerektiğini söylemeliydi. Gerçekten tuhaf bir adamdı.
Bana cevap veren Ural olmuştu. Buna şaşırmadığımı söylersem koca bir yalan atmış olurdum. Ben bütün gün konuşmaz ve gözleriyle beni rahatsız eder sanıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gerçek Rüyalar
General FictionSürekli rüyanızda aynı kişiyi gördüğünüzü ve en sonunda onu bulmayı başardığınızı düşünün. Sırların aralandığı tutkulu bir aşk hikayesi. Onları rüyaları birbirine bağladı. Asla kopmayacak ölümsüz bir bağ...