2.Bölüm "dikkatli olmalısın"

261 46 14
                                    


 


" Birini sevdiğinizde, kendinizden her gün bir şeyler kaybedersiniz"

Elimde kahve odamın balkonunda yıldızları izlerken bu sabah yaşadıklarımı düşündüm. Uzaktan... uzaktan tanışmıştık, birisiyle uzaktan nasıl tanışılır ki? Konuşmadan, bakışmadan, kendini tanıtmadan... Bu garipti... Gözlerimin içine en derinlerine bakarak söylemişti, tek kelime; uzaktan. Gizemli olmaya mı çalışıyordu? Yoksa gizemli biri mi? Belki de  kim bilir... Onu gereksiz yere düşündüğümü fark ettim, kesinlikle gereksizdi. Farklı olduğu için düşünmüştüm yoksa kesinlikle ilgimi çekmiyordu. Çekmiyor, çekmemeli, çekmeyecek... Rüzgar'ı kafamdan def edip kahvemi yudumladı, soğumuştu ama tadı harikaydı. Soğuk ve mükemmel...
Telefonumun çaldığını fark edince ayağa kalkıp odama geçtim, ekranda bilmediğim Bi numara? Açmalı mıydım yoksa görmezden mi gelmeliydim? Merakıma yenik düşüp açmıştım" alo, kimsiniz?" Dedim merakla, "kurt baba" deyip kahkaha atmaya başladı. Aptalın biriydi " kapatıyorum aptal git ormanda takıl, aradığın kuzu burda yok" dedim, kahkaha sesleri tekrar yankılandı, tam kapatıyordum"hey , dur ben Akın, sadece şaka yapmıştım" numaramı da nerden bulmuştu."numaramın sende ne işi var?" Dedim sinirle."Senden isteseydim vermeyecektin, bende yaramazlık yapıp buldum, kızma sapık değilim" dedi. "kesinlikle numaramı vermezdim, ayrıca beni aramanın sebebi nedir? Kurt baba esprisi mi yapmak istedin? " dediğimde tekrar güldü, gerçekten şımarık biriydi. "o espriyi doğaçlama yaptım, aramamın sebebi yarın seni okula bırakmak istiyorum" ne? Ne saçmalıyordu, "oradan bakınca okula tek başıma gidemeyecek gibi mi duruyorum, bilgin olsun bunu yapabiliyorum" dedim. Bu cevabı beklemiyor olacak ki yanındaki birine duyduğum kadarıyla -inatçılıkta master yapmış olmalı- demişti. Acaba kime diyordu ki? Kesin şımarık arkadaşlarına diyordu. "Nehir bu sadece kibar bi teklifti, herneyse istemiyorsan zorlayacak değilim, iyi geceler yarın görüşürüz" dedi. Alınmıştı. "iyi geceler" dedim ve telefonu kapattım. Benimle ilgileniyordu ancak hiç ilgimi çekmiyordu. Yakışıklı olmak bazen yetmiyordu. Şuan olduğu gibi, onu kırmadan kendimden uzaklaştırmalıydım aksi halde sonradan çok üzülecekti. Karşılıksız sevgi dünyanın en kötü şeyi olsa gerek...

"kokun, kokunu değiştir?" Dedi. Anlamayarak baktım. "neden?" Dediğimde kaşlarını çatıp beni kendine çekti, eğilip kokumu içine çekti, ardından öfkeli gözlerle bana baktı "beni sana çekiyor, ben kimseye kapılmak istemiyorum, kapılmicam!" Dedi ve arkasını dönüp gitti.. Ardından bağırdım " uzak dur benden o zaman! Rüzgar! Duydun mu beni?"

" nehir kızım, uyan ,kızım uyan terlemişsin" annemin sesini duyduğumda gözlerimi açtım , neyse ki rüyaydı sadece, ya da kabus muydu? Annem anlamsız gözlerle bana bakıyordu, sanırım bi cevap bekliyordu. "sadece bi rüya yada kabus işte" dedim hafif gülümseyerek, annem şaşırmış gibiydi."Nehir seni ilk defa böyle uyandırıyorum, sen uykunda her zaman huzurlusundur kızım, yolunda gitmeyen bir şey mi var?" Haklıydı ilk defa huzursuzca uyandım. "sanırım dün yeni okulumda ilk günüm olduğu için fazla stres yaptım" annem rahatlayarak derin bi nefes aldı."bende bi şey oldu zannettim, herneyse bak biz babanla çıkıyoruz yeni bi duruşmam var, babanda koleje gidiyor, bilirsin müdürlük işleri hem ilkokul çocukları onu oldukça zorluyor, sende kendine iyi bak ve yaramazlık yapma" anneme veda ettim. Hemen okul formamı giydim, saçlarımı düzleştirdim, göz kalemi çektim, hafif dudak parlatıcımı sürdüm ve siyah nike spor ayakkabılarımı giydim. Kapının önünde taksi bekliyordu. Annem çağırmış olmalı. Taksiye bindim ve sonunda okula gelmiştim. Okul 3 katlı beyaz bi binadan oluşuyordu, öğrenciler bahçeyi boşaltmaya başladıklarında ders saatinin yaklaştığını anlamıştım, okula doğru yürümeye başladım o sırada Nergis yanıma gelip koluma girdi, gülerek "Dün gece ne fark ettim biliyor musun? " dedi. Gerçekten çok merak ediyordum(!). İstemsizce "Neyi fark ettin?" Dedim. Gülümsemeye devam ediyordu "Senin bende numaran yok; akşam seni aramak istedim ve bunu fark ettim" ah bi numara vakası daha. Telefonumu söyleyip kaydetmesini sağladım ,sohbet ederek sınıfa kadar gelmiştik, sınıfa göz gezdirdim. Rüzgar yoktu... Akınla merhabalaşınca yerime oturdum, Nergis'in yüzü düşmüştü. Rüzgarın olmamasına üzülüyordu ama Rüzgar varken bile yoktu aslında, bu kadar dert etmemeliydi. Nergis'e baktığımda bi yere bakıp gülümsemeye başladı. Baktığı yöne baktığımda Rüzgar'ın geldiğini gördüm, beyaz gömleği, siyah okul pantolonuyla,cool havasıyla çekici gözüküyordu. Birkaç arkadaşına selam verip sırasına oturdu. O sırada hoca sınıfa girdi, elinde dosyalarla mutlu görünüyordu. " Günaydın Gençler, bugün günlerden salı, biliyorsun ki edebiyat derslerimizde salı günleri güzel çalışmalar yaparız, bu hafta sınıftaki arkadaşlarımıza duygularını soracağız, cevaplamak zorunlu ona göre"dedi. bi bu eksikti, nergis bundan memnun olmuştu hoca ilk olarak beni seçti. Lanet olsun "Nehir başla, istediğin kişiye sorabilirsin" oflayarak "şişe çevirmece oynamak istemiyorum" dediğimde bi kaç kişi kıkırdadı. Hoca kaşlarını kaldırdı" soracağın sorular duygularla ilgili olacak. Hadi artık başla" dedi, başımla istemsizce onayladım ve yan tarafında oturan nergise döndüm "biri seni umursamayınca ne hissedersin" dedim, Nergis sinirle bana baktı, Rüzgârdan bahsettiğimi anlamıştı ama bozuntuya vermeden cevap verdi. "kendimi değersiz hissettirir, varlığımın sanki hiç bir önemi yokmuş gibi" dedi, gözleri dolmuştu ama yaptığımdan pişman değildim bununla yüzleşmeli ve önce kendine değer vermeliydi. Hoca üzgün gözlerle Nergis'e bakıp gülümsedi, sıra Nergis'e geçmişti ayağa kalktı, Rüzgar'a bakınca ona soracağını düşünmüştüm ama buna cesaret edemeyip, Akın'a baktı ve "bi kızı seviyorsun ve o kız kesinlikle seninle ilgilenmiyor, ona açıldığında seni sevmemesine rağmen seninle sevgili olmayı kabul etti , ne hissedersin? " diye sordu güzel soruydu, Akın bana baktı ardından "benimle birlikte olması beni oldukça mutlu ederdi zamanla o da severdi beni" dedi. Çok gurursuzcaydı seni sevmeyen biriyle nasıl mutlu olabilirdin ki? Akın'ın bana bakarak soruyu cevaplaması da beni rahatsız etmişti. Ona karşılık veremezdim.

Soru sırası Akındaydı, bana baktığında bana soracağını anlamıştım. Meraklı gözlerle bana bakıyordu "Biri tarafından sevilmek sana ne hissettirir?"dedi, kısacası sana ne hissettiriyorum diye sormuştu, bunu anlayacak zekaya sahiptim tereddüt etmeden cevapladım "Eğer ona karşı bi şeyler hissetmiyorsam onun için üzülürdüm, ve benden vazgeçmesini isterdim." Dedim anlamış olacak ki bana hüzünle baktı ardından ukala tavrına geri döndü. Sıra yine bana gelmişti hoca bana baktı ve "sıra yine sana geldi, o zaman soracağın kişiyi ben belirleyeceğim"dedi ve sınıfa göz gezdirip tekrar bana baktı "Rüzgar'a sor bakalım, duygularını saklayan birisine benziyor bakalım ne hissediyormuş?" Bu olamaz, bu çocuğa ne soracaktım ki, kafamı ona çevirdiğimde sinirlendiği çok belliydi, gizemini ortaya çıkaracağımı mı düşünüyordu? Ben hiç merak etmiyormuş gibi basit bi soru sordum "birisini ağlarken gördüğünde ne hissedersin?" Soruyu sorduktan sonra tek kaşını kaldırıp gözlerime baktı, çok keskin bakıyordu , gözlerimin içine bakmaya devam ederek "hiç.. Hiçbirşey " Bu cevabı ben dahil olmak üzere çoğu kişi beklemiyordu şaşkınca Rüzgar'a bakıyordu Herkes, O ise bakışlarını üstümden çekip önüne döndü. Hoca ders,saatini bittiğini söyleyip sınıftan çıktı. Kantine inmek için ayaklandığımda Nergis yanıma geldi, hiç bi şey konuşmadan Kantine indik. Görevliden iki çay ve iki kek alıp oturduk. Nergis sonunda dayanamayarak konuşmaya başladı "bana neden onu sorduğunu biliyorum, yüzleşmem için sordun, sana başta kızsamda haklıydın, beni umursamıyordu." Ona şefkatle bakıp "O yani Rüzgar kimseyi umursamıyor, ağlayan bi insanı bile..." Gözleri dolu dolu olmuştu zar zor konuşuyordu "Dört senedir onu seviyorum-gözünden yaşlar süzüldü-- ama o beni umursamıyor bile, gerçekten, gerçekten Nehir Onu çok seviyorum..." Keşke onun için bişeyler yapabilseydim. Karşılıksız sevgi ... Gerçekten zor...

Ders dolu günün ardından çıkış saati geldiğinde yine kapıda annemi bekliyordum o sırada önümde duran arabaya baktım Rüzgarın arabasıydı... Birazdan gelip arabasına binerdi herhâlde. Annem beni arayıp gelemeyeceğini söyleyince eve yürüyerek gitmeye karar verdim. Hava çok Güzel esiyordu, mayışmıştım, karşıdan karşıya geçerken bi araba ani fren yapıp önümde durdu. Şok olmuştum , neredeyse araba bana çarpacaktı, o kadar dalgınım ki öylece karşıya geçecektim. Arabaya baktığımda daha da şaşırmıştım arabanın içinde sinirli bi Rüzgarla karşılaşmıştım , saçlarımı yüzümden çekip ona baktım. Arabadan inip yanıma geldi. Yakın olduğumuz için kokusunu duyuyordum, kelimenin tam anlamıyla eşsiz kokuyordu. Bana yaklaşıp saçlarımı kulağımın arkasına attı ve "dikkatli, dikkatli olmalısın" dedi. Ardından derin bir nefes alıp benden hızla uzaklaştı ve arabasına binip son süratle gitti.

Ona hak verdim dikkatli olmalıyım...


 


 


 

SENDEN UZAK DURUCAM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin