Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Çıplak ayaklarımı yataktan sarkıtarak gözlerimi ovuşturdum ve ayağıma temas eden soğuk mermere aldırmadan aşağı indim. İki dudağının arasına sıkıştırdığı sigarası ve kulağında tuttuğu telefonu yine Barış' la konuşup, benim hakkımda bilgi verdiği anlamına geliyordu.
Sigarasını dudaklarının arasından alıp iki parmağının arasına yerleştirdi.
"Evet, bir şeyler bulmuş."
Barış' ın görmeyeceğini bile bile başını aşağı yukarı salladı.
"Merak etme ben hiçbir şey öğrenmesine izin vermeyeceğim."
"Tamam dedim. Hem ben nereden bileyim odama girip o kutuyu bulacağını?"
Sigarasından bir nefes daha çekti.
"Hadi, uzatma gel artık sende."
Her zaman olduğu gibi kendi kendime konuştum.
"Benim adım da Berfin' se senin beni neden nikah masasında terk ettiğini bulacağım Barış. Ve görünen o ki o kutunun içinde daha çözülmesi gereken bir çok sır var..."
Ateş mi bizi yakacaktı, yoksa biz mi ateşi söndürecektik...
