10.Yeni Görev

432 57 21
                                    

Kelime Sayısı:973

10 Bölüm

Yeni Görev

                              Dumandan İskelet dönüştüğünde karşısında Gunneliyi dikilmişti. Gunneli ''Antlaştınız mı?'' diye sordu. Cellat ''Hayır anlaşamadık o bana ölümsüzlüğü vermek istiyor ben ise ölümsüzlükten bıkmışım. Sanırım bir de benim bir kızla takıldığımı öğrenmiş muhtemelen peri bozuntusu söyledi. '' dedi. Cellat Gunnelinin koluna girerek yürümeye başladı şeytanların olmadığı bir yere doğru gidiyordu. Gunneli ''Nereye gidiyoruz?'' diye sordu. Cellat ''Korkmana gerek yok Cellat başka bir Celladı öldürmez düşman olsa bile bir şey sormam gerekli Belda'nın nerede olduğunu biliyor musun?'' diye sordu. Gunneli ''Seninle dost değiliz neden düşmanın böyle bir teklifini kabul edeyim mi?'' dedi. Cellat

''Seninle ileride dost olmayacağımız ne malum? Dostunu da düşmanı da ölçülü davranmak lazım günü geldiğinde dengeler değişebilir. Sanırım böyle bir şeydi asırlar önce insanlara inen son Peygamber böyle söylemişti. '' dedi. Gunneli ses çıkarmadı o zamanlar henüz doğmamıştı bile ona yaşını sormadı. Cellat ondan uzaklaştı. ''Sen bilirin benim için sıkıntı yok öyle böyle bulacağım ve öyle veya böyle öldüreceğim. '' dedi duman olup yok oldu.

...

                        Dirildikten sonra neredeyse iki ay geçmişti. Artık minibüslere binmiyor ve Sinemle karşılaşmıyordu. Belki de Kraliçe onu çoktan öldürmüş olabilirdi. Bir gün ya kanlı canlı ya da mezarda karşılaşacaktı. Halen kendisine ev bulamamıştı ıssız yerlerde bu hayatta ki sadik dostları çakısı ve baltası ile birlikte uyuyordu. Ses duyduğunda uykusundan ayıldı ve ışık gözüne çarptı, son derece rahatsız olmuştu, aydınlıktan nefret ediyordu ama gelenin kim olduğunu adı gibi biliyordu. Haber yukarılara çok çabuk ulaşmıştı. Azrail onu korkutmadı bir erkek formunda geldi. Aralarında birkaç metre mesafe vardı. Azrail ağzını dahi açmadan Cellat ondan önce davranmış ''Kraliçe ile görüştüm bana antlaşma talep etti şimdilik, ama şimdilik kabul etmedim. Daha bir antlaşman varsa senin tarafında kalacağım'' dediğinde Azrail onu boğazından yakalamıştı. Azrail ''Demek öyle, seni öldürürüm Cellat biliyorsun değil mi? Yaparım bunu daha önce yaptığım kimi işler karıştı. Satan İblisi dünyaya getirmeye çalışıyor, şuan öncelikli amacın Kraliçe değil. Kraliçeyi öldürme görevin iptal bu arada gitmeden önce Sinem'e bir şey diyecek misin?'' diye sordu. Cellat son zamanlarda konuştuğu kızların herkesse bilinmesine kıl olmuştu. Cellat ''Yeni görevim ne?'' diye sordu. Azrail ''Satan'ı öldüreceksin'' dedi. Cellat ''Yani İzmir'e gideceğim. Konuştuğum kadınların herkesçe bilinmesinden nefret ederim. Bu haberi yayan peri ve onun yamacında ki herkesi öldürmeden İzmir'e gitmeyeceğim. Perinin yerini bana söylersen İzmir'e gitmeyi kabul ederim. Ne de olsa bu dünyada benden başka kullanabileceğin Cellat yok. Diğer Cellatlar gelene kadar beni kullanmak zorundasın. Ya evrende ki son Cellat ben kalmış isem. O zaman melekler göreve çağırılır. İblis'in istediğinde bu melekler şeytanları göreve çağırırken İblis'te cehennemden kaçacak sana yıkım senaryosu. Durma öldür beni çok yaşadım bu dünyada'' dedi. Azrail

''Kim bu peri?'' dedi. Cellat ''Adı Belda onu arkadaşları ve çevresinde ki herkesi öldüreceğim. '' dedi. Azrail ''Masum perileri öldürmek günahlarını arttıracak'' diye söyledi. Cellat pek umursamadı zaten ölünce gideceğini biliyordu. ''Bende daha çok şeytan öldürürüm böylece dengelemiş olursun'' dedi. Cellat devam etti. ''Senden izin istemiyorum fakat buna göm yum ben işimi göreyim ve İzmir'e gideyim.'' Dedi. Azrail onu yere indirdi. ''Öyle olsun Cellat iki gün içerisinde bu işi bitireceksin uygun yok. Belda buldun buldun bulamadığın soluğu İzmir de alacaksın. '' dedi ve Azrail ortadan kayboldu. Cellat'ın uykusu kaçmıştı saklandığı yerden çıkıp uzun zamandan beri ola var olan Cellat sessizliğini bozması gerekliydi.

...

                      Her gündüzün bir gecesi vardı, her kavurucu güneşin bir ayı vardı. Gece çok geç gelse de sonunda gelebilmişti. Cellat perilerinin hangi evde kaldığını bulmuştu. Gözünden hiçbir şey kaçmazdı, önemli tek şey içeride Belda'nın olmasıydı ve onu içeriye girerken görmüştü. Avlanmadığı zamanlar baltasını daha çok keskinleştirmişti. Gümüş Cellat çakısını düzeltmiş maymuncuğunu sertleştirmişti. Evin uzağında iksirlerini duvara dizmişti onlara bakıyordu. Yeniden iksirleri toplaması çok uzun zaman almıştı, halada toparlayamadıkları vardı. Cellat gözünü ilk çarpan görünmezlik idi fakat vazgeçti. Kararsız kalmıştı gürültülü içeriye girmek mi yoksa gürültü yapmadan mı içeriye girmekti. Görünmezliğe boşuna iksir harcamaması gerektiğini kendi kendine söylemişti. İlk iksiri Cellat hissini daha uzun süre kullanması ile alakalı seçti, ikincisi hareketlilik hissi idi. Üçüncüsü ile Belda'nın ona verdiği hasardan sonra yeni yaptığı bedenini yenileme iksiriydi fakat bu bedenin daha yavaş olmasına yol açıyordu. Kararsız kalmıştı yavaş ama güçlü kemiklere sahip Cellat'tı yoksa hızlı ama duvara çarptığında birkaç kemiği dökülen Cellat' mı? Cellat birkaç dakika düşündükten sonra en doğru kararın hızlı olmasını geçti. Yeni yaptığı yenilenme iksiri dışında eski kullandığı bir yenilenme iksiri vardı. Bu iksirin süresi yenisine göre daha uzundu ve kaybedilen kemikleri daha yavaş getiriyordu. İlk iki düşündüğü iksiri içecekti fakat son iksir eski yenilenme iksirini daha sonraya bırakmaya karar verdi. İşler ters gittiğinde onu kullanacaktı.

              Yeredizlerinin üzerine çöktü. Seçtiği iksirleri içti ve bir süre yerde durdu. Ayağakalktı, görünmez olmuştu ve Cellat hisleri daha uzun süreliğine açılmıştı.İkinci seviyeyi şimdiden geçip geçmeyeceğini bilmiyordu. Belda onu hazırlıksızyakalamıştı bu sefer hazırlıklıydı idi. Ne kadar güçlü olup olmadığı bilmesebile ikinci seviyeye gerek olmadığını zannediyordu. Yolda yürümeye başladı,gecenin bu saatinde sokaklarda kimse yoktu. Cellat'ın sevdiği saatlerdi. Elini açtığında çakısı eline geldi. Gümüşçakıyı taşıyan son Cellattı. Elle açılan ve mekanizması olmayan bu çakılarçağın çok gerisindeydi. Bıcağı karanlık maddeden yapılmıştı yıllarcadövülmüştü. Sekiz santimlik bıçağı ve çakının taşıdığı maymuncuk ile birdönemin en iyi silahıydı. Cellatlar artık çelik sustalı çakı taşıyan bıçağı kronunyumdanyapılan çakıları kullanıyorlardı çakılar sadece bıçak ve maymuncuktan ibaretdeğildi. Ruhları toplayan kutulara da sahiptiler daha değişik özelliklerivardı. Cellat ise eski çakısını kullanmayı tercih ediyordu. Çakı onun birparçasıydı, o çakının bir parçası idi. Satan ile dövüşte çakısının tamanlamıyla kullanacağını düşünüyordu veya baltası ile dövüşecekti. O yoldayürürken tek eli ile çakıyı açtı, siyah bıçaklı çakı onun elinde sallanarakonunla birlikte yol alıyordu. Beş katlı bir binada periler konaklıyordu, binaeski ve terk edilmiş bir vaziyetteydi fakat yıkık dökük değildi. Eskigörüntüsüne rağmen bakımlı görünüyordu. İnsanlar bir sebepten ötürü burayı terketmiş veya terk ettirilmişti. Binanın girişinde periler vardı, sayılarınıbeşten fazla idi. İçeride sayılarınınçok olduğunu biliyordu. Periler şeytanlar kadar cesur değillerdi zorugördükleri anda kaçardı. Cellat hem onları ürkütmeli hem de kaçarkenöldürmeliydi. Cellat ''Kaçabileceklerisanacaklar ama Cellattan kaçamayacaklar öyle değil mi kızım?''

Cellat || 2 Sezon[Bitti]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin