"Sen nerden çıktın ya?" Dedim şaşırarak.
"Artık okuldan ben seni alacağım"dedi .gülerek.
Ben bugün Mehmet amacıyla dertleşmek istiyordum.gerçekten secvdiğim insanlarla muhatap olmak istiyordum.Yani bunlar her zaman yanıbaşımdamı olacak?
"Sen ve annen başıma bela oldunuz!"
Bi an durgunlaştı . Saçlarını geriye iterek bana yan bir bakış attı. Küçümsermiş gibi.
"Bugün keyfimi bozma. Çeneni kapat."
"Nedenmiş o ? Ben sana yapma diyorum da yapmıyormusun?"
"Tamam tamam üzülme canım kardeşim" dedi saçımı okşayarak.
Elini geriye ittim sinirle ona baktım. Elimi yumruk yaptığımın farkında bile değildim. Nedense bu çocuğa gıcık kalmıştım. Hemde çok.attığı her adıma bile gıcık oluyordum.
Hayatımda hiç bu kadar kötü niyetli olmamıştım...
"Mehmet Amca?" Dedim birden. Arabayı nereye sürdüğü belli olmayan abime.
"Bir süreliğine tatilde"
"Nasıl yani. Ne tatili?" Yoksa bunlar Mehmet amcayıdamı uzaklaştırdı.
"Bana saygısızlık yaptığı için tatilde"
Nasıl yani ... onudamı benden uzaklaştırdılar. Lanet olsun. Pislikler ,adilersiniz ışte.
"Bunu yapamazsınız.olamaz."
"Yaptık bile. Üzgünüm" dedi sırıtarak.
"Yeter artık ama haddinizi aştınız! Pislikler " dedim ve bi anlık gözümü yumarak direksiyona tutuldum ve arabanın dengesini bozdum. Tam direğe çarpacakken arabyı durdurdu ve hızlı hızlı soluk alıp vermeye başladı.
"Delirdinmi lan sen. Canınamı susadın!"
"Yeter artık bu yaptıklarınız yetti artık." Dedim ve öylece durdum. Oda bana öylece baktı ve,
"Sen şimdi göreceksin zaten gününü " dedi sinirli bir şekilde. Ne yapacktıki şimdi bu bana? Üstelik yirmi dakikadır nereye gidiyorduk?
...
Eskimiş , terkedilmiş bir fabrikaya geldik. Burda ne yapacaktık acaba. Gözlerini fabrikadan ayırmayarak,
"Hadi iniyoruz " dedi. Bu sefer cevap vermeden indim.
Fabrika oldukça ürkütücü görünüyordu. Kim bilir kaç korku filmi çekilir burda. Sanki içerde biri görünüyor gibi geldi. Siyah takım elbiseli saçları hafif uzun. Kim olduģunu çözmeye çalışıyordum. Bi anda üvey abim kolumdan tuttu ve içeri itti sonra oda girdi. Ben o hızla dizimin üstüne düştüm. Ve saçlarım yüzünden göremediğim bir kişi beni hemen ayağa kaldırdı.
"Adın ne bakıyım senin." bu ses genç bir erkeğin sesine benziyordu.
Çok korktuğum için başımı kaldıramadım. Beyaz tenli bir el çeneni tuttu ve başımı kaldırdı. Gözümü açtığımda mavi gözlü bir genç bana bakıyordu.
"Sana adını sordum dimi?" Dedi gülümseyerek. Bu gülümseme iyi bir gülümseme değildi. Bir şeyler dönüyordu ve ben bunun farkında değildim.
Başımı abime döndüm ve yalvarır gibi baktım.ama o sert bakışlarını deģiştirmedi. Yine durgundu yüzü.
Bu sefer mavi gözlü cenemi daha fazla sıktı ve sert bir şekilde yüzüne çevirdi.
"ADIN NE!" çok korkmuştum ve çenem ağrıyordu. Zar zor ağzımı hareket ettirdim .
"Ece" diyebildim. Ordaki adamlarda gülmeye başladı. Çünkü sesim küçücük bir çocuk gibi çıkmıştı. Ben yine den onlara bakmadım yine abime döndüm. Ilk defa ona bu kadar mecbur kalmıştım. Ne olur beni götürsün eve!
Abim bir iki adım geriledi ve
" bu kıza 3-4gün boyunca ne yaparsanız yapın. Sonra onu alıp götüreceģim" dedi. O anda başımdan kaynar sular döküldü. Bu adamlarla 5 dakika bile zehirken üç dört günde nerden çıkmıştı.
"Abi ne olur yapma , bırakma beni lütfen! " dedim çırpınarak . İlk defa abi dediğim için şaşırmıştı ve biraz acımıştı. Gözünü yumarak arkasını döndü. Ne kadar çırpınsamda boştu. adam çok güçlüydü.
"Güzelim fazla çırpınıyorsun , uçacakmış gibi. Bi rahat dur." Bunu diyen o mavi gözlü pislikti.
"Lanet olsun Hatice ! Lanet olsun Murat ! Başıma bela oldunuz. Yeter artık" dedim yine.
Gözyaşlarımı tutamamıştım. Bu kaçıncı oldu bilmiyorum ama yine yere yığıldım .adam yinede sürte sürte bir alana götürüp beni bıraktı ve kapıyı kapattı. Ben hemen kapıya koştum ama olmadı. Kapıya vurdum baģırdım çağırdım ama nafile.en sonunda kapının önünde çömeldim ve başımı dizimin üstüne koyarak ağlamaya başladım.
..
O kadar yorgundum ki ağlarken yerde uyuya kalmışım. Kalktım gözlerimi ovaladım. Akşam olmuştu. İçeriye baya lamba koydukları için anlayamamıştım akşam olduğunu.diye düşünürken kapı sesi geldi. Kaçamayacağım için iyice köşeye sıkış tırdım kendimi ve gözümü yurdum.
Bir elin elime dokunduğunu hissedince kendimi daha çok sıktım ve geriye çekildim.
Yine bir genç konuştu ,
"Gözünü aç ve ayağa kalk." Mecburen titreye titreye ayağa kalktım ve korkarak gözümü açtım.
"Peşimden gel. Sakın sesini çıkarma "
"Peki.'" Dedim. Acaba beni nereye götürecekti. Şimdi meraktan duramamki ben...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hatice
Teen FictionSen ki, annemden sonra ruhumun derinliklerine inebilecek son kişisin . Sana özel olan tek şey, gözlerimin karanlığının en koyu tonudur.... Senin kalbinde gün yüzüne çıkardığın şey kibirdir, nefrettir. Sen beni kendimden uzaklaşarak sevindirebili...