Harmancık köyü muhtarı A*** N***'ı aradım , bana sağlıklı bir bilgi vermedi. Sadece bu köyde artık her şeyin çok tehlikeli olduğunu ve bu insanların buralardan taşınması gerektiğini söyledi.
Benim elimden bir şey gelmeyeceğini söyledim... Okan ve ailesinin durumunu sordum.Üzgün olduklarını sordum.
Defne nasıl dedim , Defne cenaze haberi gelmeden önce günlerce kendi ailesinin yanında kaldı. Köyde gören eden yok dedi.
Bu beni şaşırtmıştı... Defne nerde kalıyor diye sordum.
Gürsu'da Katır Dağları vardır (isteyenler araştırabilir , kuş uçmaz kervan geçmez bir yer)
Ailesi orada yaşıyor dedi...
Defne neden evi terketmişti... Okan cevaplamazdı.
Ama muhakkak öğrenmem gerekti.
Bu sırada akşam olmuştu , odama çekilip uzanmıştım.
Annem o gece komşu Selda teyzelerde kalacaktı... Kızı evleniyordu , davetiyeleri falan yazıyorlardı.
Ben de bütün gece evde sap sap takıldım.
Uzanırken bir an içim geçmiş , yine o kabuslara dönmüştüm.
Rüyamda Okanların evinde salondaydım.
Ortada bir tabut , etrafında ağlayan insanlar vardı. Bunlar Okan ve ailesiydi ama Defne yoktu.
Tabutun önünde abisinin fotoğrafı vardı.
Hepsi aynı anda dua mırıldanıyordu sesli sesli... Ancak daha önce duymadığım bir duaydı.
Ben onlara yaklaştıkça onlar daha yüksek sesle duayı söylüyorlardı.Ben her adım attıkça ortalık gürültüden geçilmiyordu.O sırada gözlerim pencereye ilişti.
Pencerenin dışında Defne tabuta bakıp kahkahalar atıyor ve beni yanına çağrıyordu.
Okan ve ailesi üstüme doğru saldırmaya başlamışlardı , ben Defneye doğru kaçmak isterken Defne ortadan kaybolmuştu.
Az önce olduğu yerde şimdi hayvan sakatatları ve kıl parçaları vardı.
Arkamı döndüm ve Okan'ın o korkunç yüzünü gördüm...
Rüyamda son hatırladığım buydu uyandığımda ter içindeydim.
Uyanmıştım , rüyadan çıkmıştım ama bu sefer bir gariplik vardı... Titiz bir adamım , düzenime çok dikkat ederim.
Odam genellikle derli topludur ama bu sefer bir sıkıntı vardı.
Uzandığımda bilgisayar sandalyesi pencere kenarındaydı. Ancak uyandığım zaman baş ucumdaydı ve bana dönüktü. Sanki birisi ben uyurken oturup beni izlemişti.
Lambayı yakıp sandalyeye baktığımda siyah uzun saç telleri gördüm... Annem başörtülü bir kadındı ve saçları kumraldı.
Eve başka giren çıkan da yoktu.
Mutfağa gidip su içmek istiyordum ama korkmuştum.
Yine de saçmalama oğlum diyip mutfağa doğru yöneldim...
Et kokusu geliyordu...
Mutfağa gittim , ortada bir şey yoktu... Sadece değişik bir koku alıyordum.Önemsemeyip içerden bi sigara alıp balkona çıktım.
Denize baka baka içiyordum... O sırada gözüm Behçet'e takıldı... Bizim evin kapısının önündeydi.
"Behçet , napıyosun kardeşim ?" dedim.
"Seni koruyorum beyim" dedi.
"Gidip evine yat hadi ben kendi kendimi korurum" dedim.
"Yok olmaz ben emir aldım seni korucam" dedi
"Kim verdi sana emri" dedim gülerek
"Sen ona Defne dersin ama adı başka , bilirim" dedi.
Şok olmuştum. Dilim , nefesim , nutkum tutulmuştu... "Behçet bekle beni" diyip aşağıya indim...
O da ürkmüştü , bana bakıyordu...
"Sen Defne'yi nerden biliyorsun." diye sordum...
Sonuçta delidir ama bu yaptığının bir açıklaması yoktu...
Sorularıma istediğim cevapları vermiyordu , sinirleniyordum ama belli edemezdim sonuçta Behçet günahsız , saf bir çocuktu.
Ama bu olanlar artık katlanılmaz bir hal almıştı.
Evde olanlara aklım ermezken şimdi Behçet'in dedikleri iyice kafamı karıştırmıştı...
Sabah olmuştu... Köy muhtarını tekrar aradım... Sağolsun açtı telefonu.
Köyde durumlar ne muhtar bey diye sordum... Ortalığın sakin olduğunu sordu. Okan'ın ve ailesinin durumunu sordum , atlatmaya çalışıyorlar ama her gece evden bağırış çağırış duyuyoruz dedi.
Sonuçta evlatları intihar etmişti , normaldir diye düşündüm.
Defne'den ses soluk var mı dedim... Defne geri gelmez artık yeğenim dedi.
Hayırdır abi dedim.
Kapının önüne sandığını koymuşlar , almaya kimse de gelmedi oracıkta öyle duruyo... Biz de almıyoruz ayıp olmasın diye dedi.
Şu sandığın içinde neler var bi baksana muhtar bey dedim... Yok evladım olmaz , Defne'ye ulaşamadık. Eğer sen tanıyorsan sana postalayalım , sen Defne'ye verirsin dedi.
Defne ile buluşmak için bir fırsattı üstelik sandıkta olanları da görecektim.
Adresimi verip muhtardan göndermesini istedim.
Muhtarın yolladığı sandığın gelmesini beklemekle geçiyordu günlerim... Evde çok fazla durmak istemiyordum çünkü evdeyken başıma anlam veremediğim olaylar geliyordu.
Sigara tiryakisi olmuştum , her gün en az 1 paket bitiriyordum.
Aradan 2 gün geçti , kargo gecikince muhtarı aradım...
"Muhtar abi , gelmedi senin kargo" dedim
"O kargo iptal oldu şerefsiz herif" diye bir ses duydum , Okan'ın sesiydi.
Uzun bir aradan sonra ilk kez duyuyordum sesini ve sesinde bir nefret vardı.
"Sana bizi rahat bırakman gerektiğini söylemedim mi ben ?" demişti.
Bu arada da arkadan muhtarın acı dolu seslerini duyuyordum , kelime-i şehadet getiriyordu.
"Okan , Defne neden sizde değil... Abinle ne alakası var ?" diye sorular soruyordum.
Okan ibranice bir şeyler söylemeye başladı... O bir şeyler söyledikçe muhtarın sesi daha da çok çıkıyordu ve sonrasında hat düşmüştü...
Bu işi çözmek için Bursa'ya geri dönmem gerekiyordu...
Endişeniz olmasın en geçyarın akşam bitirmeyi planlıyorum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORK BENDEN #Wattys2016
HorrorBu tarz olaylar ve hikayeler psikolojinize zarar veriyorsa lütfen okumamanızı rica ediyorum... Kurmaca değil , gerçek bir olaydır.