21 yaşındayım. Ryan aniden elimi tuttu. Ve Büyükelçiliğin o ihtişamlı kapısından geçerek içeriye girdik. Etrafta o kadar fazla koruma vardı ki yapacağım işi yapmayıp geri kaçmayı düşünüp duruyordum. Ryan'ı sessizce kulağıma eğilip,
-Sakin ol Jodie, sadece yapman gereken işte odaklan. En önemlisi ise doğal davran. Karşına biri gelip herhangi birşey söylerse sadece gülümse.
-Nasıl yani bende gülümsememi mi yoksa doğal davranmamı mı istiyorsun anlamadım?
-Espri anlayışının olduğunu bilmiyordum.
- Sadece ölümüne korktuğum zamanlarda...
Bir süre daha konuştuktan sonra Büyükelçiliğin içindeki ,bütün davetlilerin bulunduğu yere kadar yürüdük.
-Ryan davetime katıldığın için çok sevindim.
-Tekrar karşılaştığımıza sevindim, Şeyh Ahmed seni yeni asistanımla tanıştırayım...
-Elizabeth, Amerikan diplomasisinin böylesine göz kamaştıran bir cazibe tarafından gözetildiğinde bilmiyordum.
Bu söz üzerine Ryan'nın dediği gibi sadece gülümsedim.
-Şimdilik sana hoşçakal diyeyim , Şeyh Ahmed.
-Şimdilik hoşçakal , Ryan.
Etrafıma baktığımda bir sürü şık ve oldukça pahalı elbiseli insanlar vardı.
-Bu adam benden nefret ediyor, aklında beni kazığa geçirme isteği var. Anlaşılan seni çekici buldu Jodie.
-Gururum okşandı...
-Ben gidip birkaç kişiyle sohbet edeceğim, ne yapman gerektiğini biliyorsun. Ah Sayın Büyükelçim sizi....
Sessiz bir yer bulmam lazım. Yavaş ve sakin bir şekilde etrafımdaki kişilere hiçbirşey yokmuş gibi gülümseyerek tuvalete kadar gittim. Tuvalet kapısının önünde iki tane asker vardı. Onlara bir şey çaktırmamak için çok uğraştım çünkü tamamen baştan aşağı her yerimi süzdüler. Tuvalete girdim. İçeride üç tane şık giyimli, güzel bayanlar vardı onları aldırmadan ilk önce aynaya baktım. Daha sonra boş bir tuvalet bulup içeriye girdim. İşte her şey başlıyordu. İçeriye girer girmez kapıyı kilitledim. Not defterimi çıkarmak için küçük çantamı açtım. Ama heyecandan ellerim, ayaklarım , heryerim titriyordu bu yüzden not defterimi ve kalemimi yere düşürdüm. Yerden hemen aldım ve klozet kapağına oturup,
-Aiden, beni dinle, üst katta Büyükelçinin odasında bir tablo ve tablonun arkasında da bir kasa var. Bu kasanın içinde aradığımız belgeler var. Bunları bulmalısın. Ama dikkat et çünkü her yer kameralarla ve askerlerle kontrol ediliyor.
Bunun üzerine Aiden tuvaletten çıkarak davetlilerin olduğu yere gitmeden önceki merdivenlerden yukarı doğru çıktı ve kameraların olduğu odaya girdi.
-Aiden, güvenlik kameralarını durdurmalısın!
Aiden kameraları kontrol eden adamın içine girip bütün kameraları durdurdu.
-Tamam Aiden, şimdi çıkıp odayı bulmalısın!
Aiden bütün odaları gezmeye başladı ta ki elçinin odasını bulana kadar. Odayı bulduktan sonra içeri girdi ve odada ki tabloyu aramaya başladı. Odada 4 tane tablo vardı bu yüzden hepsinin arkasına tek tek baktı ve sonunda arkasında kasa olan tabloyu buldu.
-Tabloyu hareket ettiren bir kol olmalı, bul onu Aiden!
Aiden, masadaki bütün çekmeceleri açıp düğmeyi buldu ve düğmeye bastığında tablo yukarı kalktı ve kasa gözüktü.
-Aiden,şimdi kasayı açmaya çalış!
Kasanın üstünde parola isteyen bir kısım var ancak Aiden bunu rahatlıkla açarak kasayı açıttı ve belgeleri buldu.
-İyi işti. Şimdi belgeleri okumamız gerekecek acele et, daha fazla dayanamıyorum!
Aiden belgeyi yere düşürüp açılmasını sağladı.
-Tamam Aiden, şimdi kıpırdama!
Hemen elimdeki not defterine belgede yazan şeyleri not ettim. Ancak burnum kanıyordu ve başım dönüyordu. Göz bebeğim kaybolmuş sadece gözümün içinde beyazlık vardı... Yazdığım notları sayfa bittiğinde yere atarak yeni sayfaya geçiyordum. 4 sayfa not aldıktan sonra Aiden geri döndü ve bende eski halime geri döndüm. Ancak burun kanamam hala devam ediyordu. Birden kapım tıklatıldı ve bir asker anlamadığım dilden şeyler söylemeye başladı. Büyük ihtimalle çok uzun süredir tuvalette olduğum için şüphelenmiş olmalı. Ardından içeri bir kadın girdi ve bağırmaya yine anlamadığım bir dille konuşmaya başladı. Adama çok öfkelenmişti. Tahminimce kızlar tuvaletine bir erkeğin girmesinden dolayı... Asker dışarı çıktı ve kadın kapımı açıp içeri girdi yerde duran notları topladı ve,
-Üzgünüm size yardım edemiceğim...
Diyerek notlarla birlikte gitti. Hiç birşey diyemedim çünkü gerçekten çok kötüydüm. Tuvaletten bir hayli zorluk çekerek çıktım ve Ryan'a doğru yürüdüm ancak yürürken dengemi kaybedip bi o yana bi bu yana savruluyordum. Sonunda Ryan'a kadar geldim ve bana "iyimisin?" Diye sordu ve kolumdan tutmaya çalıştı ancak o kadar sinirliydim ve kötüydüm ki Ryan'nı tersleyerek "dokunma bana!" Dedim ve Büyükelçilikten çıktık...(-Aiden- 8 ve 23 yaş arasında Jodie ile bağlı olan doğaüstü yaratık. Ve Aiden ile sadece Jodie iletişime geçebiliyor ve kimse onu göremiyor (ruh) ) (-Ryan- Jodie ve onun özel yetenekleriyle ilgilenen bir hükümet ajanı)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İKİ RUHUN ÖTESİNDE
Aventura"Her zaman bir yerde kısılı kalmak ,sizin üzerinizde sürekli deneyler yapılması ve bunların hiçbirini sizin seçmemiş olmanız..." Bu hikayede ölümden sonra ne olduğu, bu dünyanın ötesinde bir yerde ruhların yaşadığını ve onları bu dünyadan uzaklaştır...