Bölüm 2 / Baş Belası Yine İş Başında!

212 15 4
                                    

'' Justin?!! Se-senin ne işin var bu okulda. '' '' Ah, bebeğim, bebeğiim. Şaşırdın mı yoksa? Oyy yazık. Yoksa sevinmedin mi? Bak eski masum sandığın ve parmağında oynattığın Justin geldi. '' dedi sinsice bir gülüş atarak. '' Elbette sevinmedim seni boş küme! Bu okulda ne işin var?! '' '' Hangi okulda olacağımı sana sormayacağım elbette. Değil mi? Bak bi ipucu vereyim. BU OKULA SENİN İNADINA GELDİM. Ah, sanırım fazla açıklayıcı bi ipucu oldu ne dersin? '' '' Bana bak seni maymun suratlı. Eğer benimle uğraşırsan ciddiyim sonun çok kötü olur. Hiç tahmin edemeyeceğin kadar kötü. '' dememle oradan çekip gitmem bir oldu- diyecektimki.. Baş belası kolumdan tutup hızla kırmızı dolaplara yapıştırdı. İki elinide yanıma koyarak beni dolapla kendi arasına sıkıştırdı. '' Çekil! '' diye bağırdım fakat elini iyice sabitledi. '' Bak Justin. Seni son kez uyarıyorum. Ya çekilirsin ya da şurda acıdan kıvranırsın. Seçim senin. '' Justin hala olduğu yerde duruyodu. İçimden  '' PEKALA '' diyip Justin'in en narin organına tekmeyi yapıştırdım. Bi an da ellerini çekip yerde kıvranmaya başladı. '' Sana söylemiştim gerizekalı. Uğraşma benimle. '' diyip ordan çekip gittim. Sınıfı aramaya devam ederken tam karşımda buldum. Hemen içeri daldım. Ah Tanrım! Kapıyı çalmayı unuttum! '' Bayan? Derse kapıyı çalmadan ve içeri atlayarak mı giriliyordu? Yoksa ben mi yanlış hatırlıyorum? '' '' Üzgünüm Bayan Warner. Bir an boşluğuma geldi... '' '' Bir daha istemiyorum. Adını öğrenebilir miyim? '' '' Rose Walker. '' '' Pekala Bayan Walker. Şu en arkaya geç. '' dediği an herkes ''İşte bu sefer bitti. '' '' Aha John yaktı bunu. '' '' Yazık oldu kıza. '' '' Ama o kaşındı. '' gibi fısıldaşmalar geliyordu kulağıma. Hiç aldırmadan ve korkmadan en arka sıraya doğru yürüdüm. Pencere tarafındaydı ve o pencere tarafında oturuyordu. Gözleri alev almış bana bakıyordu. Tamam kabul ediyorum biraz ürktüm. Ama sadece biraz. Kitap ve defterlerimi çıkarıp hocayı dinlemeye başladım. Yandan sinirle bana baktığını hissedebiliyordum. Arada kalemi eline alıp kağıda bir şeyler karalıyordu. '' Bay Carter. Lütfen dersi dinle. '' dedi hoca. Bay sinir diye lakab taktığım bu çocuk gerçekten çok gıcıktı. Hocayı aldırmamıştı bile. Bayan Warner bir süre bay sinire baktı. Aldırmadığını anlayarak öfkeli bir şekilde yanına yaklaştı. '' Bay Carter! Dersi dinlemiyorsan sınıftan defol git! Her ders seni uyarmak ve dersimi yarıda kesmek zorunda değilim! '' Bay sinir hala aldırmıyordu. Bayan Warner ağzını kıpırdatarak bir şeyler söyledi ve derse devam etti. Zilin çalmasına 2 saniye kala bay sinir çantasını alıp gitti. Hey. 2 saniye sonra zilin çalacağını nasıl tahmin etmişti? Saate bile bakmamıştı. Her neyse. Sınıftan çıkıp yürümeye başladım. '' Hey sümüklü! '' kafamı çevirdiğimde baş belasını gördüm. Hızla yanıma geldi. '' Ahah adını duyunca nasılda hemen kafanı çevirip bakıyorsun ama. '' dedi sırıtarak. '' Kes sesini baş belası. '' diyip gidecekken bileğimden tuttu. '' Lan bebe bıraksana! '' dedim bileğimi çekmeye çalışarak. '' O tekmeden sonra hala nasıl uğraşabiliyorsun anlamıyorum. Sanırım o acı sana yetmedi. Başka yollarla daha fazla acı verebilirim problem yok. Zevkle yaparım hatta. '' '' Kapa çeneni bebek. '' dedi. '' Bana bebek deme! '' '' Bak sümüklü. Sakın bana bulaşma olur mu? '' '' Ahah. Ahahahah. '' diye kahkaha atmaya başladım. Justin bana garip garip bakıyordu. '' Ben? Senle? Uğraşmak? Gelip benimle uğraşan sensin maymun suratlı aptal. Hala kendini düşürmekten bıkmadın demi? Yazık. '' diyip bütün gücümle bileğimi çekerek ordan kaçtım.

Okul çıkışı-

Eve giderken birinin omzumu sıktığını hissettim. Verdiği acıyla küçük bir çığlık attım. Arkamı döndüğümde maymun suratlıyı görmüştüm. '' Bak bu kadar yeter tamam mı? Bırak artık beni yoksa ağzına uçan tekmeyi geçiricem artık. '' '' Rose. Sen gerizekalı mısın? '' Birden afalladım. '' Ne? '' '' Sen gerizekalı mısın? '' '' Hayır. Ya sen? '' '' Hayır. '' dedi gülerek. '' Şunu hiç bi b*ku algılamayan nokta kadar küçük beynine sok. BENİMLE UĞ-RAŞ-MA!! Anladın mı?! '' diyip hızla oradan uzaklaştım. Eve çok yaklaştığımda biri kolumdan tutup beni ıssız bir yere çekmişti. Ağzımı kapatıp sinirli bir şekilde bakıyordu. Korku dolu gözlerimin arasında Bay siniri gördüm. Elini ağzımdan çekip yanağıma bir tane tokat attı. Saçımdan tutup tekrar bir tokat daha attı. Sendeleyerek popomun üstüne düştüm. Eğilip saçımdan hızla tuttu. '' Bak kızım. Eğer benimle bir daha uğraşırsan sana yemin ediyorum bunun 10 katı dayağını yersin. Ha bir daha akıllanmaz, bir daha akıllanmaz ve bir daha akıllanmazsan.. Gerisini tahmin bile edemezsin! '' diyip saçımı bıraktı ve çekip gitti. Küçük aynamı elime aldım ve yüzüme baktım. Aman Tanrım! Hayır! Olamaz! Dudağım patlamış ve kanıyordu! Ayrıca yanağım kıpkırmızı olmuştu! Yoo hayır hayır nolur bu bir rüya olsun! Lanet olsun, lanet olsun! diyip yerimden hızla kalkıp koşarak içeri girdim ve odama çıktım. Aşağıdan annemin '' Rose! '' seslerini duydum ama hiç aldırmadan kapımı kilitledim. Büyük aynamın karşısına geçtim. Tanrım! Tanrım! Ben bu yüzle okula gidemem! Asla gidemem! Ama 1 dakika. Makyaj malzemelerim? Umarım onlarla kapatabilirim diyerek hemen pufuma oturdum. Makyaj malzemelerimi çıkardım ve işe koyuldum...

15 dakika sonra-

Sanırım geçmişti. Ah Tanrım şükürler olsun. Milyonlarca kez şükredip camdan baktım. Karşı çarpraz eve baktığımda gözlerime inanamadım. Onun o evde ne işi vardı?!

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 04, 2013 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

YÜKSEK EGO.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin