Bölüm 4 -Alev Alan Hücreler-

3.2K 178 63
                                    

☾ 

Uyandığımda her zaman ki huysuz halimden eser yoktu. Benim için garip bir durum olsa da yüzümde gülücükler açarak uyanmıştım. Hızlı bir duşun ardından salak bir ceylan gibi seke seke yemekhanenin yolunu tutmam gerekirken, ayaklarım beni X'in odasına doğru götürüyordu. Ayaklarım, verdiğim hiç bir komutu dinlemeden resmen X'e doğru koşuyordu.

Tamam...

Tüm suçu ayaklarıma atmak haksızlık olabilir. X'in yanına gitmeyi neden istediğim hakkında hiç bir fikrim yoktu ama gidiyordum işte.

Bunu kesinlikle ben istemiyordum. Hayır. Bu bilinçaltımın yaptığı salak saçma bir şeydi ve ben nedenini anlayamıyordum.

İster bilinçaltım olsun ister ayaklarım, sonuç olarak X'in kapısının önünde boş boş dikiliyordum. Tam kapıyı çalacakken oraya neden geldiğimi ben bile bilmezken Bay EgoBombasına nasıl açıklayacağım aklıma geldi. Yani bütün gün ağzını yaya yaya ''Benden hoşlanıyorsun değil miiiiğ?''  şeklinde dolaşmasını istemiyordum ve tabi ki o gerizekalıdan hoşlanmıyordum. Bu yüzden kapıyı çalma fikrimden vaz geçip yalnızca dikilmeye başladım. Aslında ona yakalanmadan önce buradan ayrılmam gerekiyordu. Bunun farkında olsam da içimde bir şeyler, yani salaklıkta doktora yapmış hücrelerim,  burada kalmam konusunda ısrar ediyorlardı.

5 dakika boyunca kapıda dikildikten sonra o içimde ki ''Kapıyı çal, kapıyı çal seni geri zekalı!'' diye bağıran sese boyun eğdim ve yavaşça kapıyı tıklattım.

X, tanıştığımız günden beri hiç duymadığım bir ciddilikle ''Kapı açık, gelebilirsin. Yani her kimsen.'' diyerek odanın içinden seslendi. Bende derin bir nefes alarak kapıyı açıp içeri girdim. Beni görünce takındığı o ciddi yüz ifadesi ve ses tonunu bir kenara bırakarak gülümsedi ve ''Birileri beni mi özlemiş?'' diyerek yanıma yaklaştı. Ukalalığı karşısında yalnızca orta parmağımı havaya kaldırdım ve yatağa oturdum. Gözlerimle etrafı tarayarak ''Seni özlediğim falan yok. Sadece tek başıma kahvaltı yapmak istemediğim için buradayım. Hazırsan kahvaltıya gidelim diyecektim.'' dedim ve son derece ciddi bir tavır takınarak ona doğru döndüm.

Dediklerime inanmadığını belli ederek kafa salladı ve ''Sen nasıl istersen patron. Ama unutma, ikimizde neden burada olduğunu bal gibi de biliyoruz. Buna rağmen kendini kandırmaya devam etmek istiyorsan, sorun yok. Kendini kandırmaya devam et. Ama bu ne beni özlediğin ne de benden hoşlandığın gerçeğini değiştirmeyecek. '' diyerek kapıyı açtı. Yavaşça yataktan kalkıp kapıya doğru yöneldim. X'in hizasına geldiğimde durdum ve yavaşça ona yaklaştım. Birbirimiz arasında 2 cmlik bir mesafe kaldığında sessiz bir şekilde ''Ne kendimi kandırıyorum ne de seni Bay EgoBombası. Senden hoşlanmıyorum, asla da hoşlanmayacağım.'' dedim. X, ilk önce gözlerime, sonra da dudaklarıma baktı ve bana meydan okuyan bir bakış attıktan sonra kapıyı kapamaya başladı. Ardından da fısıltıyı andıran bir ses tonuyla ''Yani bu kapıyı kapıyor olmam seni heyecanlandırmıyor mu?'' diye sordu. Kalbim yerinden çıkmak üzere olsa da ''Hayır, heyecanlandırmıyor.'' dedim.

X, kapıyı kapadıktan sonra bana biraz daha yaklaştı ve bu sefer aramızda ki mesafe tamamen kapandı. Gerçekten, burnum X'in burnuna değiyordu. Bu her ne kadar rahatlatıcı olsa da, gerilmeme neden oluyordu. Beynim nerdeyse durmuş gibiydi. Nefes alamıyordum.

X kendini bana biraz daha yaklaştırırken ''Yani benden hoşlanmıyorsun Gece? Şuanda beni öpmek istemiyorsun? Hatta, dudaklarımız arasında neredeyse hiç bir mesafe olmaması seni delirtmiyor, öyle mi?'' diye sordu. Yutkunarak kafa salladım ve ''Evet senden hoşlanmıyorum ve dudaklarımızın arasında ki bu şey beni delirtmiyor.'' dedim.

Gerçekten.. Beynim patlamak üzereydi. Kalbim zaten çoktan patlamıştı. Hayatımda ilk defa bir erkekle bu şekilde duruyordum. Doğduğum andan beri buradan doğru düzgün çıkmadığım için askerlerden ve babamdan başka neredeyse hiç erkek görmemiştim. Daha önce kimseyle sevgili olmamıştım. Ve evet... Bu zamana kadar hiç bir erkekle öpüşmemiştim.

GECEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin