Bölüm 4
-Her şeyin bir sonu var demiştin hanie.. Peki yarım kalanlarında sonu olur mu?-
#Luhan
Kendimi savunmasız hissetmekten nefret ediyordum ama gece körlüğüm nedeni ile savunmasız olduğum gerçeğini değiştirmiyordu. Burnuma dolan farklı bir koku ile düşüncelerimden sıyrıldım. Aslında o kadar yabancı da gelmiyordu bu koku, bir yerden biliyordum. Sehun'a çarptığımda Sehun'un üstünde ki kokuya benziyordu sanki.. Hayır. Benzemiyordu birebir onun kokusuydu! Yataktan hızla doğrulup ayağa kalktım. Hiç bir şey görmediğim için komodinin üstündeki abajurun ipini çektim. Ampul yanmayınca elektiriklerin kesik olduğunu hatırladım. Eğer o yatakta ki Sehun ise onu kesinlikle liğme liğme edecektim. Derin bir nefes alıp elim ile sırtını dürttüm."Sehun?" Yatakta ki beden aniden doğrulduğunda bir kaç adım geri çekildim.
"Çok ses yapıyorsun Luhan."
Çıkan sesin Sehun'a ait olduğunu anlayınca onu liğme liğme etme isteğim kat kat artmıştı.Konuştuğu zaman nefesini yüzümde hissetmiştim hangi ara bana bu kadar yakınlaşmıştı bu herif? Kontrolümü kaybedip sert bir şekilde bağırdım. "SENİN! BURADA! NE! İŞİN VAR!?!"
Belimden tutup ağzımı kapatmaya çalışması ile artık onu liğme liğme etmek değil canlı canlı yakmak istiyordum. Ağzımı kapatan elini ısırıp elinden kurtulmaya çalıştım.
"Çok ses yapıyorsun Luhan. Elimi ısırarak kurtulamazsın, hem iğrenç bir şey. O yüzden sesiz olursan sana anlatırım."
Bilmiş bilmiş konuşurken bütün sabrımı kaçırmıştı. Elektiriklerin geldiğinde ışıkların yanması ile sinsice gülümseyip Sehun'nun karın boşluğuna kolumun dirseği ile tekme attım. Ellimle ağzımı tutan kolunu ağzımdan çekip geri büktüm. Bacağımı bacağının arkasına doladım ve göğsünden itikleyip yatağa geri düşmesini sağladım. Yataktan kalkmadan hızla üstüne eğilip boğazını sıktım. Bana dediklerini ödetmek için konuşacakken bütün odayı dolduran Kris'in sesi kulağımda yankılandı.
"Luhan! Ne yapıyorsun!?"
Siktir şimdi gelmek zorunda mıydı? Arkama geçip beni Sehun'un üstünden kaldırmıştı. Kris ağzını dahi açmadan hemen kendimi savunmaya geçtim."Benim suçum değil! Bir anda yatakta görünce onu hırsız sanmıştım." Göz uçu ile Sehun'a bakarken dediğim şey için kaşlarım çatılmıştı. Kris Sehun'u kaldırıp yeniden bana döndü. "Tamam Luhan. Odana git."
Bu salak ile aynı ortamda bulunmamak işime geldiği için Kapının önünde ki Suho'ya dik dik bakarak odama geçtim. Arkamdan kapıyı sertçe kapattım. Kravatımı gevşettim ve sinirle çekiştirip odaya savurdum. Gömleğin düğmelerini hızla çözüp gömleği de kravatın olduğu yere postaladım. Aşırı sinirli olduğumun farkına varınca duraksayıp derin nefes aldım. Beni bu kadar sinirlendiren şey neydi? Kendime verecek cevap bulamayınca sakinleşip yatağıma yattım. Bugün yorucuydu en iyisi uyumaktı.
#Sehun
Araba yolculuğumuz her ne kadar sessizde olsa berbat gecenin ardından eve gidebiliyorduk. Sahi neden bu kadar sessizdi? Kafamı arabanın arka koltuğuna çevirmemle koltukta boylu boyunca uyuyan bir Baekhyun sorumu cevaplamıştı. Baekhyun'a çok ses yaptığı için kızsam da o neşeli sesini hep duymak istiyordum.. Sanki bir aile gibiymiş gibi hissediyordum. Omuzuma dokunan el ile önüme dönüp Suho'nun gözlerinin içine baktım.
Genişçe gülümseyip o da benim gözlerimin içine bakmıştı. "Korkutmak istemedim. Eve geldik Sehun."
Arabadan inip arka koltuğun kapısını açacakken Suho Hyung benden önce davranmıştı. Suho Hyung Baekhyun"u kucağına alırken bende önden gidip kapıyı açmıştım. Suho hyungu Baekhyun'u yatağına yatırıp tekrardan geri dönünceye kadar bekledim. Geri döndüğünde o da beni burada bulmayı beklemediği için merdivenlerden aşağıya inerken kaşlarını çatıp bana bakmıştı. "Bir sorunun var gibi Sehun. Konuşmak ister misin?"
Bir sorunum değil milyonlarca vardı aslında. Kafamı kaldırdım, onu gözlerim ile onaylayıp salona ilerledim. Girişteki tekli koltuğa oturdum. Hyungum da karşımda ki tekli koltuğa oturunca kafamı kaldırıp söze başladım.
"Hyung, ben bugün bir şeyden vazgeçmeye karar verdim. Buraya her ne kadar ailemi bulmak için gelsem de artık bu isteğimden vazgeçtim. Hyung, her ne kadar çabalarsam yaralarım bir o kadar daha fazla derinleşiyor. Artık fark ettim, çizmeye çalıştığım geleceğin yarınları yok. Bu yüzden normal insanlar gibi olmaya karar verdim. Normal bir insan olmamda bana yardım edebilir misin?"
Gözlerimin son cümlelerime doğru dolduğunu hissede biliyordum. Derin bir iç çekip Suho'ya baktığımda onunda yüzünde ki gülümseme ile gözlerinin dolduğunu fark ettim. Kollarını açıp bana sıkıca sarılmıştı. Ahh.. Hayır bu durumda sarılması daha kötüydü.. Bana sarılması ile tutuğum göz yaşlarımı serbest bırakmıştım çünkü.
"Eşek sıpası gece gece ikimizi de ağlattın. Hem o nasıl bir soru? Ben sana her konuda yardımcı olmadım mı?"
Geri çekildiğinde göz yaşlarını silip gülümsemişti.
"Saat geç oldu Hunni. Hadi uyuyalım, yarın ben işten gelince senin şu isteğin üzerine çalışırız."
°•°•°•°•°•|°•°•°•°•°•|°•°•°•°•°•|°•°•°•°•°•|°•°•°•°•°•|
Mutfaktan gelen müzik ve bilender aletinin sesine uyanmıştım. Baek hayatta mutfağa girip kahvaltı hazırlamazdı, Suho da çoktan işe gitmişti. Mutfağımı zevksiz müzik ve bilendir aleti ile işgal eden kişiyi görmek için aşağıya indim. Mutfağın girişinde duraksayıp ağzım açık bir şekilde mutfakta ki ikiliye bakıyordum. Bu herifin, bu saatte, mutfağımda, Baekhyun ile ne işi vardı?
Bir nevi geçiş bölümü olduğu için uzun tutmak istemedim. Kavga dışında pek yakınlaşma yoktu ama bir daha ki bölüm doya doya yakınlaşacaklar.
Dediğim gibi ilk ficim olduğu için yanlışlarım olabilir uyarırsanız sevinirim~ Eleştiriye açığım, bana vermiş olacağınız tavsiyeler benim için çok önemlidir.~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fake Wolf ~HanHun~
FanfictionSizi kontrol eden en gıcık kaptığınız kişi olsa ne yapardınız?