Bölüm 1 •|Saçlarından Tanıdım|•

89 5 8
                                    

"Sevgilim ne alsam karar veremedim" dedim sıkıntıyla önümdeki standlara bakarak,

"Pamuk şeker mi,mısır mı yoksa kağıt helva mı alsam?"

Mavi gözleri yüzümü ezberlercesine bakıyordu.

"Hey!"

Güldü sakince,

"Hep böyle kararsız mı olucaksın sen?"

Dediği şeyle dudaklarımı büzdüm ardından,

"Sanırım...Evet!" deyip kıkırdadığımda yanağımı sıktı.

"Geliyorum şimdi ben"

Pamuk şeker standına doğru ilerlemeye başladığında aslında pamuk şekerin geldiğimiz bu lunaparkın konseptine daha çok uyabileceğini düşündüm...

Keşke hayatım sadece böyle küçük kararsızlıklarla geçseydi.Elimde ki telefondan 'Şok Haber' diye yayınlanmış habere baktım burukça,

"Ünlü şarkıcı Armin Rivera ve Ünlü manken Laura Brenda bugün yapacakları partide söz takıcaklar!"

Gülümsedim sadece...Beni şöhreti,için bırakmış olan 'Sevgili ilk aşkım' başka bir şöhretle birlikteydi.Kendi benliğim için ettiğim o yemini göstermenin vakti gelmişti...İçimde ki yangın her dakika daha da bedenime nüks ederken alevler gözlerime perde indirir olmuştu...

Dolabımın karşısına geçtim.Kapakları açık dolabıma şöylesine bir göz atınca hakimiyet süren rengin siyah olduğu oldukça belliydi.Ellerimi askılıklarda gezdirdim.Siyah mat ojeli parmaklarım siyah iddialı bir elbise de durduğunda onu sıkışan askıdan kurtararak göz hapsine aldım...Evet,bu gece için oluru olan bir elbiseydi.Onu giyindikten sonra siyah detaysız bir ayakkabı ile elbisemi tamamladım.Makyaj masasına doğru ilerledim...

Aynada ki yansımama boş bir tuvalmiş gibi baktım.Eski Olivia olsa boş tuvali nasıl renklendirirdi?Belki biraz parlatıcı ve rimel...Sanırım o saf Olivia'nın makyajı buydu...Fakat masumluğu içinde öldürmüş biri,böylesine doğallığı kullanabilirmiydi?Cevap oldukça netti.Hayır...

Göz kapaklarıma karanlığı işlerken bıçak keskinliğinde bir eyeliner çektim.Sanki az iddialı giymişim gibi,dudaklarımı iddianın tonlarından kırmızıyla süsledim.Aynada ki yansımama baktım...Sanki orada o doğal güzellikte ki Olivia vardı.Kafasını eğdi sakince,

"Bunu bana neden yaptın?"

Başımı dikleştirdim.Asıl bu soruyu benim ona sormam gerekiyordu ama az kalmıştı.Bu soruyu sorulabilecek en iyi şekilde soracaktım.

Çenemin biraz altında biten siyahın olabildiğine koyu olan saçlarıma baktım...Bazı yerler biraz daha uzun bazı yerler daha kısaydı...Yine bilinçaltım oyun oynayarak hatıraları serdi önüme...

Beni şöhreti için mi bırakmıştı yani?Üstelik benden nedensizce nefret eden bir kızla benden ayrıldıktan hemen sonra çıkmaya başlamıştı!

Okulun arka bahçesinde deli gibi bir ileri bir geri yürüyordum.Beklediğim kişi geldiğinde hırsla omuzlarından ittim,

"Bana bunu neden yapıyorsun ha?!Benden ayrıldın ve o...o Ah!Lanet olsun!"

"Artık bana karışamazsın!"

Sustum...Olivia ne yapabilirdi ki zaten?O kıza bilirmiydi?Hesap sorabilir miydi?

"Evet sırf ünlü oluyorum diye seni bıraktım ve o kızla çıkmaya başladım tamam mı?!"

Gözlerim doldu.Hayır ağlayamazdım...Bu sefer olmazdı.Bu sefer yerlerinde durmalıydılar...Sırtımda ki çantamı çıkardım ve içinden makasımı aldım.

Kaşlarını çattı,

"Ne yapıyorsun?"

Gözlerimin içine bakarken,oynamaktan en çok zevk aldığı dizlerime kadar gelen saçlarımı önüme aldım.

Onun gözlerine ilk defa nefretle bakarken makası hiç tereddüt etmeden saçlarımla buluşturdum...Uzun saçlarım yere düşerken bana dehşet içerinde bakıyordu.İlk defa emin adımlarla yaklaştım ona.Neredeyse nefeslerimizin karışacağı bir mesafeye geldim,

"Şimdi gidicem ama sanma ki vazgeçiyorum.Karşına bir daha çıkacağım.Bu sefer gözlerine aşkla bakan gözler değil nefretle bakan gözlerle karşılaşacaksın.
Ama...
Beni gözlerimde ki nefretten değil,görünüşümden,yüzümden değil.Saçlarımdan tanıyacaksın.Bu saçlar içimde ki nefret dinene kadar asla uzamayacak."

Gözlerimde ki kırgınlık su yüzüne çıkmaya başlayınca kendimi toparlamaya çalıştım...Şimdi kırgınlığı hatırlamanın zamanı değildi...

Saçlarımı olduğu gibi bıraktım ve çantamı alıp evden dışarı çıktım.Partinin olacağı adresi öğrenmek benim için pek de zor olmamıştı.Partinin olacağı yere geldiğimde partinin çoktan başladığını ve neredeyse söz takılma merasiminin başlamak üzere olduğunu tahmin edebiliyordum.Telefonumun zil sesi arabayı doldurduğunda telefona baktım,

'Anna' arıyor...

"Alo?"

"Neredesin?Merasim başlayacak!"

Soğukça sırıttım.

"Kapıdayım"

Arabadan inip parti mekanına doğru ilerledim.İçeriye girdiğim de beni fark eden bazı fanlar çığlık atmaya başladılar,

"Olivia!!"

Basında ki görevliler bana doğru gelmeye başlayınca arkada ki görevlileri elimle çağırdım.Onlar anında basına müdahale ederken gözlerini bana dikmiş olan Ona baktım...Armin Rivera...

Kırgın,buruk,ihanete uğramış birinin gülümseyebileceği şekilde gülümseme bahşettim mavinin vazgeçilmez tonu gözlerine...Adım adım yanına yaklaştım.Yanında ki kız umrumda bile değildi.

Cesur bir şekilde karşısına dikildim.

"Beni hatırladınız mı Bay Armin Rivera?"

Gözleri suskundu...Dili suskundu...Suskunduk...

Elini kaldırıp yanağıma dokunmaya çalışınca geri çekildim.

"Tanıdım" dedi.Devamında kurduğu cümlelerle o anıyı birtek benim hatırlamadığımı anladım,

"Gözlerinde ki nefretten , görünüşünden veya yüzünden tanımadım.
Saçlarından tanıdım seni..."

Umarım 1.Bölümü beğenmişsinizdir.Yeni bir hikaye yeni olay yeni karakterler.Umuyorum ki bu hikayemi de seversiniz.Yorumlarınızı merakla bekliyor sizi sefiyorum!>¥< ❤

•Beyaz Gece•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin