Bu kitap lilysgreeneyes a ithaf edilmiştir.
George, ona 1 hafta kadar önce verilmiş siyah taşa baktı. Bakanlık'ın diriltme taşından haberi yoktu daha. Hogwarts savaşında savaşanlar onu kendilerine saklamışlardı. Tabi ki el el dolaştırmak niyetiyle.
George,elindeki diriltme taşını sıktı. Bunu görmeye hazır olmayabilirdi. İlk o olmaması gerektiğinde diretmişti aslında. Ama diğerleri ısrarla bunu diretmişlerdi. Fred öleli George neredeyse hiçbir şey yapmıyordu.
Ve taş şimdi onun elindeydi. Odasındaydı. Bir zamanlar ona ve Fred'e ait olan.
Kimse bilmese de ikisi de arada kavga ederlerdi, öyle büyük kavgalar değildi bunlar. Zaten hiçbir zaman küs kalamazlardı. Biri illa ki güler diğerini dürterdi. George, o kadar zamandır gülmüyordu ki...
Gözlerini kapadı. İlk başta bu odada olmak istememişti. Öyle de yapmıştı aslında. 1 ay kadar bu odaya uğramamıştı ama sonra geri dönmüştü. Ancak bu odada uyuyabiliyordu ve ancak bu odada Fred yaşıyordu. Diğer odalarda o bir ölüydü.
Fred'i düşündü.Tıpkı ona benzeyen dış görünüşünü, birlikte yaptıkları şakaları aldıkları cezaları... Gözlerini korkarak açtı. Fred'i bulamayacağı düşüncesi onu ürkütüyordu.
Ama oradaydı.
Tam karşısında.
İçinde yükselen hıçkırma isteğini bastırdı. Fred buruk bir gülümsemeyle ona döndü.
"Berbat görünüyorsun Georgie."
George, hıçkırık ve kahkaha arasında bir ses çıkardı.
"Sen de farklısın Freddie. Biraz şeffafsın sanki." Olmuyordu. Alaya vurmaya çalışmasına rağmen sesi her konuşmasında tiriyordu. Yutkundu.
"Senden daha iyi görünüyorum ikiz.Zaten hep öyle görünmüştüm." Muzip bir gülümsemeyle George'a baktı. George ona doya doya sarılabilmek istedi.
"Hangimiz ölü hangimiz yaşıyor ayırt etmesi zor bence." Fred'in de sesi hafifçe çatallaşmıştı sanki. Fred kafasını yere eğdi."Sen gittiğinden beri, hiçbir şey eskisi gibi değil Freddie. Annem,beni seninle karıştıyor.Hoş hep karıştırmadı mı zaten? Ama bazen... Benimle senmişsin gibi konuşuyor.Canım yanıyor Freddie.Babam güçlü durmaya çalışıyor ama muggle şeyleri onu eskisi kadar mutlu etmiyor bunun farkındayım. Bill, Charlie, Ron hatta Perce
hepsi perişan durumda Freddie. Aramızda en güçlü olan Ginny. Bizim küçük baş belası kızıl kardeşimiz. Weasley'lerin tek kız çocuğu erkek çocuklarından daha güçlü buna inanabiliyor musun Freddie? Şahsen ben inanamıyorum. O, o kadar olgun ki... Ve evet bu yaz evleniyorlar, bilirsin Harry'le işte. O, mutlu Freddie. Seni seviyor. Seni çok özlüyor, ama ölümün bir son olmadığının en fazla farkında olan o."George yutkundu. İçinde biriktirdiği bu kadar kelime,aylarca konuşmadığı,konuşamadığı binlerce kelime şimdi ikizinin önünde dökülüyordu. İyi gelmişti sanki... George emin değildi.
"Ron,Hermione'yle birlikte ve Eh,onlar biraz daha hızlı çıktı. Evleneli bir ay oluyor ve Ah,Ron'un damatlığını görmeliydin, ahbap tam bir felaketti."
"Dur tahmin edeyim." diye araya girdi Fred.
"Siyahtan çok laciverte benzeyen ve kırmızı puantiyeleri bulunan bir takım elbise." dedi ikisi aynı anda. Ve gülmeye başladılar. O kadar çok güldüler ki George tekrar yaşadığını hissetti. Sanki Fred hiç onu bırakmamış gibiydi.
"Hermione, büyükeyiciydi ama sanırım o da takım elbiseden hoşlanmadı.Ah bir de Düğüne Victor Krum da geldi ve Hermione'yle dans etti. Ron'un yüzündeki bakışı görsen eminim gülme krizine girerdin. Sanki o ikisi evleniyormuş da Ron onları izlemeye gelmiş gibiydi. Ama sonradan öğrendik ki Victor çoktan evlenmiş ve 1 yaşında 1 kızı varmış! Eşinin adı sanırım Aline (bu ismi ilk defa duyuyorum ikiz) ve kızlarına Helen ismini vermişler. Laf arasında kızın ikinci ismi Hermione ama bunu Ron'a söylemedik, her an patlayacak bir volkana benziyordu. "
Durdu. Onu tanımayan biri geveze olduğunu sanardı emindi bundan.
"Seni özledim." dedi aniden Fred. Elini George'a uzattı. Fred'in şeffaf eli George'ın elinden geçti. George'un gözünden akan bir damla yaş yanağında süzüldü. Aceleyle sildi George göz yaşını.
"Gitmem gerek Georgie."
"Gitme..." diye mırıldandı George. Olmazdı. Çok hızlı geçmişti. Fred ona gülümsedi. İki kardeş son kez birbirlerine baktı. İkisinin gözlerinde de özlemden çok fazla şey vardı.
"Ben hiçbir zaman gitmedim Georgie." dedi Fred.
Fred'in bedeni silikleşirken yavaşça,George odada tek başına kaldı. Diriltme taşı avuçlarından düşerek halının üstüne düştü.
Sen hiçbir zaman gitmedin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Resurrection Stone
FanfictionDiriltme taşı ya bütün Harry Potter karakterlerini sıra sıra dolaşsaydı? Kim kiminle konuşmak isterdi? Kim kimi diriltirdi?